TÜRKİYE'NİN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ HAKKINDA DÜŞÜNCELERİM TÜRKİYE'NİN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ HAKKINDA DÜŞÜNCELERİM: Türkiye, son yıllarda dünyanın, enflasyonda, faizde, yoksullukta, borçlanma ve üretimde en kötü ülkelerinden başta gelmektedir. Türkiye ekonomisi, son yıllarda uygulanan sıkı para ve maliye politikalarıyla birlikte önemli değişiklikler yaşamaktadır. 2023 yılında %5,1 oranında büyüme kaydeden ekonomi, 2024'te %3,2 ve 225'te %2,6 büyüme öngörüsüyle daha ılımlı bir seyir izlemektedir. Enflasyonla mücadele kapsamında, Merkez Bankası politika faizini %8,5'ten %50'ye yükselterek enflasyonu kontrol altına almaya çalışmaktadır. Bu sıkı para politikası, talebi ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi yavaşlatmıştır. 2024'ün üçüncü çeyreğinde ekonomi %2,1 büyüyerek beklentilerin altında kalmıştır. Geleceğe yönelik olarak, hükümetin Orta Vadeli Programı, büyümenin özel tüketimden ziyade yatırımlar ve ihracata dayalı bir yapıya dönüşmesini hedeflemektedir. Ayrıca, enflasyonun kademeli olarak düşürülmesi ve makroekonomik istikrarın sağlanması amaçlanmaktadır. Bugün Türkiye'nin, hayat pahalılığı(enflasyon), Düzensiz Göç, İşsizlik, Yoksulluk, Eğitim ve Kürt sorunu, gibi büyük sorunlarla yaşaması mümkün değildir. Bu sorunların acil olarak çözülmesi gerekmektedir. Kürt Sorunu, Türkiye'nin uzun yıllardır çözüm arayışında olduğu önemli bir mesele olarak varlığını sürdürmektedir. 1984'ten bu yana çeşitli çözüm girişimleri olsa da, kalıcı bir sonuca ulaşılamamıştır. Türkiye'nin acil olarak, gerçek Demokratik Kemalist Düzen'e dönmesi gerekir. Karma ekonomik düzen bugün Çin de mucizeler gerçekleştirmektedir. Çini dünyanın ekonomik DEV i haline getirmektedir. Devlet temel konularda; sosyal ve ekonomik olarak düzenleyisi, destekleyici bir aktör olarak gerektiğinde müdahale edip belirli alanlarda eokonmi, eğitim, sağlık, savunma ve sosyal güvenlikte esas belirleyici olmalıdır. Halkın gücünü aşan ve sosyal adaleti sağlamak için temel konularda görevini yerine getirmelidir. Geçmişte, devlet yetkilileri ile İmralı arasında görüşmeler yapılmış ve çözüm süreci başlatılmıştır. Ancak, bu süreçler çeşitli nedenlerle kesintiye uğramıştır. Son yıllarda, Kürt sorununun çözümüne yönelik somut adımlar atılmış olup, çözümsüzlüğün Türkiye'ye ekonomik ve sosyal maliyetleri tartışılmaktadır. Özetle, Türkiye ekonomisi enflasyonla mücadele ve sürdürülebilir büyüme hedefleri doğrultusunda politikalarını şekillendirirken, Kürt sorununun çözümüne yönelik arayışlar devam etmektedir. Türkiye Ekonomisinde Son Gelişmeler; Türkiye'nin geleceğine ilişkin öngörülerde bulunurken ekonomik, sosyal ve politik dinamikleri dikkate almak önemlidir. İşte mevcut duruma ve genel analizlere dayalı bazı öngörüler: Ekonomik Perspektif • Büyüme ve Yatırımlar: Türkiye, üretim ve ihracat odaklı bir büyüme modeline geçme çabasında. Eğer bu strateji başarılı olursa, özellikle savunma sanayi, teknoloji ve yenilenebilir enerji gibi sektörlerde önemli yatırımlar görebiliriz. • Enflasyon ve Para Politikası: Sıkı para politikası devam ettirilirse, enflasyonda düşüş yaşanabilir. Ancak iç tüketimde daralma riski sürüyor. • Yeşil Enerji ve Dijital Ekonomi: Yenilenebilir enerji projeleri ve dijital dönüşüm, Türkiye’nin ekonomik geleceğinde kritik rol oynayacaktır. Sosyal ve Politik Perspektif; • Kürt Sorunu: Eğer çözüm arayışları yeniden canlanırsa, barış ortamı hem ekonomik hem de sosyal refaha büyük katkı sağlayabilir. Aksi durumda gerilimler devam edebilir. • Genç Nüfus ve Eğitim: Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu doğru eğitim politikalarıyla desteklenirse, teknolojik inovasyon ve girişimcilik alanlarında başarı sağlanabilir. • Demografik Dinamikler: Nüfus artış hızının düşmesi ve yaşlanan nüfus, gelecekte emeklilik ve sosyal güvenlik sistemine yük getirebilir. Uluslararası İlişkiler. • AB ve Batı İlişkileri: AB ile ilişkilerde yapıcı bir yaklaşım benimsenirse, Türkiye'nin Avrupa pazarında daha güçlü bir rol oynaması mümkündür. • Asya ve Orta Doğu: Türkiye'nin Asya ve Orta Doğu ile ekonomik ve diplomatik bağlarını güçlendirme eğilimi devam edecektir. Uzun Vadeli Sonuç ; Sürdürülebilir kalkınma, Savunma, demokratikleşme adımları ve eğitim reformlarına odaklanıldığı takdirde Türkiye, bölgesel bir güç olma konumunu pekiştirebilir. • Aksi takdirde, ekonomik ve sosyal istikrarsızlık riskleri devam edebilir. Ekonomi, Teknoloji ve Eğitim bir ülkenin kalkınması için temel unsurlar. Bu alanlara yönelik bazı önemli noktaları ve potansiyel gelişmeleri şöyle özetleyebilirim: Ekonomi: • İhracat ve Üretim: Türkiye’nin ihracat odaklı büyüme stratejisi desteklenmeli. Özellikle savunma sanayi, otomotiv, tarım ve gıda işleme sektörlerinde daha fazla yatırım ve Ar-Ge faaliyetleri gerekiyor. • Finansal Teknolojiler: Dijital bankacılık ve blockchain tabanlı finansal çözümler Türkiye'yi finansal inovasyon merkezi yapabilir. • Yeşil Dönüşüm: Enerji verimliliği ve karbon ayak izini azaltma projeleri ekonomiye büyük katkı sağlayacaktır. .Teknoloji: Yerli Teknolojik Üretim: Çip üretimi, yapay zeka ve otonom sistemler gibi yüksek katma değerli teknolojilere yatırım yapılmalı. • Girişimcilik Ekosistemi: Startup’ları destekleyen kuluçka merkezleri ve teknoloji parkları daha aktif hale getirilmeli. • Dijital Altyapı: 5G ve ileri dijital altyapı projeleri hızlandırılmalı. . Savunma Teknolojileri: Türkiye savunma sanayisine gerekli desteği vererek savunma ve güvenliğini en üst düzeye çıkarmalı, çevresindeki dost ve kardeş ülkelerle dayanışma ve yardımlaşma içinde hareket etmelidir. . Türkiye de Yönetim: Türkiye kendi içinde yönetimde yer alan hainleri temizlemeli, ülkesini ve insanlarını seven ve değer verenlerle adaletli bir yönetim düzeni kurmalıdır. Aksi Halde Selçuklu ve Osmanlı gibi çökmeye makkumdur. Temsilde adalet, Yönetimde istikrarı sağlamak için Demokratik Kemalist Düzen yeniden inşaa edilmelidir. Herkese yeteneğine ve eğitimine göre görev verilmeli, çalışması kadar ve hakkettiği verilmelidir. Yönetime baş kaldıranlarda temizlenmelidir. Devletin hazinesini ve ekonomisini batıranların mal varlıklarına el konulmalı, yoksul ve yetimlerin hakkını yiyenlerden hesap sorulmalıdır. Bu şekilde devletin hazinesi geri doldurulmalı, hayat pahalılığı önlenmeli, herkese iş ve aş verilmelidir. Eğitim: • 21. Yüzyıl Becerileri: Kodlama, veri bilimi ve yapay zeka gibi geleceğin mesleklerine yönelik eğitimler yaygınlaşmalı. • Mesleki Eğitim: Sanayi ve teknoloji alanlarında ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücü için mesleki eğitim teşvik edilmeli. • Eğitim Reformu: Eleştirel düşünme, inovasyon ve girişimcilik becerilerini önceliklendiren bir müfredat benimsenmeli. Laik eğitim sistemiyle herkese, ilkokuldan itibaren, ülkesine, insanına değer vermeyi, adaletli ve erdemli olmayı, dürüst bir üretici olmayı, kimseyi dolandırmamayı, etik değerler eğitimi ile verilmelidir. . Finansal Okuryazarlık Eğitimi: İlkokuldan itibaren herkese, evde ve okulda, birikim/tasarruf, ev ekonomisini yönetme ve finansal yatırım konuları, öğretilmeli, girişimcilikle bir değer üretme ve satış dersleri verilmelidir. Bir işletme nasıl kurulur ve yönetilir dersleri verilmeli ve yatırım yapanlara devlet uygun koşullarda finansman sağlamalıdır. Halkı ve ordusu güçlü olmayan devletler güçlü olamaz.
YAZAN: Jeof. Müh. Orhan BOYRAZ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi |
49 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |