• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/
  • https://twitter.com/
    • BATI ANTARTİKA ORHANLI TÜRK DEVLETİ Resmi Websitesidir. Hoşgeldiniz.
    • Orhanlı Türk Devleti kuruluyor.
    • Adil Dünya Devleti kuruluyor.
    • Erdemliler Cemiyeti kuruluyor
ORHAN AVM; DOĞAL ÜRÜNLER
OrhanAVM:www.ortakmarkets.com.tr
DOĞALİFE:KOZMETİK ÜRÜNLER
www.dogallife.odek.com.tr
ODEK; Orhanlı Türk Devleti
ODEK;Orhanlı Demokratik Kağanlığı www.odek.com.tr
Üyelik Girişi
Köşe Yazıları
Adıyaman Termal Su
MİKRO BLOK/HABER:
   HABER VE DÜŞÜNCE:

Burada herkes Twitter gibi düşüncelerini yayınlayabilir.

 İlköğretim Okullarında Kişisel Gelişim Dersi verilmeli; Bu ders kapsamında; 
1-Erdem ve Değerler,
2-Ahlaki ve Toplumsal Değerler,
3-Kişisel Gelişim Bilgisi,
4-Kişisel Finans Bilgisi,
5-Ev Ekonomisi,
6-Karakter Eğitimi,
7-Toplumsal Uyum konuları işlenebilir.
Çocuklara Nasihat;
ODEK, ÜRÜNLERİMİZ

 ODEK PULU:




   
ODEK ARMASI:



 ROZETLER:
 




  



  










     Pirit


    Elmas


 Turmalin


     Safir


    Yakut


   Turkuaz


  Zümrüt


    Akik


Aquamerina


    Laltaşı


 Yılan Taşı


Krizoprase


   Azurit


Güneş Taşı


  Aytaşı


    Oniks


Obsidyen


Labradorit


    Sitrin


  Kehribar


  Hematit


   Olivin


  Hematit



Mavi Kuvars


 Oltu taşı


Mavi Opal


Pembe taş


Sarı kuvars


   Sedef


   Apatit




G.Labradorit


Kaplangözü


  K.Gözü


   Krizolit


  Kan taşı


 Lüle taşı


    Akik2


Akumarin


  Ametist


Benitonit


   Yakut2


 Zümrüt2


  Kuvars2


   Elmas-2

  Dumanlı
   Kuvars


  Baltaşı


İskender taşı


    Florit


Labradonit


İskender-2


    Jadeit


 Kalsedon


  Kantaşı


Kaplan Gözü


Kaplan Gözü


  Kehribar


Kımızı zümrüt


Lapis Lazuli


  Malakit


Mavi Akik


Mavi Kuvars




Oltu taşı


Beyaz Opal


  M. Opal


   Painite


Pmb. Yıldız Elmas


     Pirit


     Safir


  Tanzanit
























































   Zirkon


  B.Elmas


Blue Granat


    Yakut


    Elmas


   Zümrüt


    Jadeit


  K. Elmas


   Amber



 
   L.Elması


    M.Safir


   Mercan


     Yıldız




Serendibit


    Yakut


























Dünyanın En Değerli Taşları:


   Aleksandirit


     Asya Yıldızı


En büyük Zümrüt


      Ametist


       Elmas


      İnci taşı


      Peridot


     Yakut


    Mavi Opal


        Safir


Kehribar Tespih


Karınca Fosilli Kehribar


Kehribar 200.000 TL


Pırlanta Tespih


22 Ayar Altın Tespih


















ODEK Haber

Erdemliler Cemiyeti Hak.


ERDEMLİLER CEMİYETİ DERGAHI VE ERDEM ÖĞRETİSİ:              
                                                            ADIYAMAN

Hz. Muhammed; "Din Nasihattir." Hadis.

Immanuel Kant: Erdemli Bir Dünya İçin Din Gereklidir.

Bizim Dergah;  Erdemliler Dergahıdır. Dergah, burada faaliyetlerini sürdürmektedir. İleride "Erdem Kitap-Cafe" olarakta faaliyetlerini sürdürecektir. Devletler ve Toplumlar erdemli insanların desteğiyle ayakta dururlar.  Erdemliler Dergahı, İyi, doğru ve faydalı işler yapar...


 
Tanrı hükmüne razı ol,ona tahammül et, yeri geldikçe halka faydalı ol...İçinizde en iyi olanınız, insanlara en çok faydalı olanınızdır...

       
İnsanlar, Yaradanın yolunda erdemli yaşamak için, bir rehbere, yol gösterene ihtiyaç duyarlar. Bu rehber, sizi doğru yoldan huzura, refaha ve mutluluğa götürür. 
    Böyle bir Erdemliler Dergahı kurmak, insanlara erdemli yaşamı örnek almaları için yol göstermek amacıyla, buradan hizmet etmek amacındayım.
      Bir kişi de olsa insanları doğru yola, erdemli yaşamaya çağırmak gerekir. İnsanlar hırstan uzak, mütevazi yaşadığı zaman mutlu ve huzurlu olurlar. Bu sayfada Erdem öğretisini okuyup, öğrenen herkes, hayatta mutlu, huzurlu ve insanca yaşar, kimseye muhtaç olmadan yaşar. Yola bilenle gidilir. Edep ise edep bilenden ögrenilir. Edep ve adap olmayan yere maneviyat ve ilim girmez. Saygı ve sevgi olmayan yerden hayır gelmez. Edeple gelen lütufla gider.
   İnsanın manevi dünyası vücudundaki kalbi gibidir, kalp sağlam olmazsa, hayattan zevk almaz, bir boşluk içinde olur, hayatta başarılı olunmaz; Erdem ve ahlak olmadan insanlar adaletli ve erdemli bir toplum oluşturamaz. Devletler, toplumlar erdemli insanların desteğiyle ayakta durur... Dünya kültürünün özü bir hap gibi size sunulmaktadır.

Not: 
Bu sayfa sürekli yenilenmektedir.

   
Sözlükte Erdem; "Ahlakın övdüğü ve ahlaklı olmanın gerektirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik, bilgelik, alçakgönüllülük, iyi yüreklilik, ölçülülük gibi niteliklerin ortak adı." fazilet" ve "insanın ruhi olgunluğu" diye tanımlanıyor. 


       İslam dinine uygun yaşamak; sadece namaz kılıp, oruç tutmak değil, hayatın içinde ibadet (güzel ahlak, doğruluk, temizlik, dürüstlük, adalet, doğru söz, vefa, sadakat, çömertlik, çalışmak, haksızlık yapmamak, zulüm yapmamak gibi) ve iyi davranışlar edinmek ile olacaktır.
    Bu siteyi okuyup, anlayarak yaşayandan kimseye zarar gelmez, aksine topluma örnek bir hayat yaşar. İnsanlara, topluma, ailesine ve ülkesine yararlı bir insan olur. Erdemli yaşamak; kimseye muhtaç olmadan, doğru, dürüst yaşamaktır. 

        Tüm İlahi Dinlerin Kaynağı Birdir.

Erdem öğretisine göre tüm ilahi dinlerin temeli birdir. Öğretilerinin çoğu birbirinin devamıdır. Çünkü bunlar çağın ihtiyaçlarına ve koşullarına göre yenilenen ve zaman zaman tekrarlanan ve sonsuza kadar geçerli olacak ilahi yasalardır. Dikkatli bir şekilde incelenecek olursa farklı dini sistemlerin aralarındaki ortak noktaların, farklılıklardan çok daha fazla olduğu görülecektir. Ortadoğu dinleri; ibadet ve inanca, Uzakdoğu dinleri de erdem ve ahlaka daha fazla önem vermiştir. Her Peygamber, kendi kitabı ve kuralları üzerine gelir. 
1- Tanrı kimdir? – Yaratan, koruyan, yok edebilen, kutsal, sonsuz, mükemmel, yüce güçtür…

       Erdem Öğretisi, bir erdemli toplum yaratmak için, topluma iyi, doğru, güzel davranışlar kazandırmak için, bir yardımlaşma ve kültür dergahı, çağdaş uygarlık yoludur. Erdem  öğretilerine göre; insanın amacı dua, tefekkür ve insanlığa hizmet yoluyla Yaradan'ı tanımayı ve sevmeyi öğrenmektir.
     Evrensel ahlak ve erdem ilkelerinin yanında bir çok dinlerden, cemaat ve tarikatlerden uygulamalar ve bilgileri kapsamaktadır. İnsanlığın erdemli bir toplum oluşturması için; gerekli olan ahlaki, dini ve erdemli bilgileri insanlara kazandırmak amacındadır. Erdemliler Cemiyetinde; hiç bir din, ırk, siyasi düşünce, toplumsal yapı ayrımı yapılmamaktadır. Herkes kendi isteğiyle gelip katılabilir, ayrılabilir, hiçbir zorlama yoktur. 
     Bu Öğretinin Amacı; yeryüzünde daha ahlaklı, bilgili ve erdemli bir toplum kurarak yaşatmak amacındadır.

      Bu Website; bir Erdemliler Cemiyeti Dergahı(Ocağı)dır, buradan gerekli bilgileri öğrenip uygulama yapabilirsiniz. Bu sitede, Site Menüsünde Erdemliler Cemiyeti hakkında gerekli bilgileri bulabilirsiniz. Daha ayrıntılı bilgileride Erdem Öğretisi kitabımdadır. Kitap yakında yayınlanacaktır. Bu öğretiye uygun yaşayan insanlar, her zaman mutlu ve insanca yaşar. Erdem Öğretisini kabul edenlere Ortak denir. Her Ortak, Erdemliler Cemiyeti Dergahı'nın bir Ortağıdır.

    Dostlar! Ortaklar! Erdemliler Birlik Dergahı kuruldu; birbirinize yabancı gözüyle bakmayınız.  Tüm insanlık, tek bir Çınar ağaçı, tüm ulusların ve toplumların bu ağacın dalları ve her bireyin bu  dallardaki yapraklar veya meyveler olduğudur. 

        Eğer adalet, barış ve refah istiyorsak; her türlü önyargının terk edilmesini, ırk, din, sınıf, renk, milliyet, cinsiyet, siyasi görüş ve maddi medeniyet farklılıklarını bir tarafa atmamız gerekir. 
       Bunun yolunun da eğitimden geçtiğini, dolayısıyla bu prensibin  dünyanın her yerindeki okullarda çocuk yaştan itibaren insanlara öğretilmesi gerektiğini savunuyoruz. İnsanı insan yapan aldığı eğitimdir.
         İnsanlık âleminin birliği sağlam bir biçimde tesis edilmedikçe ve edilinceye kadar, refah, barış ve güvenliğine ulaşılamaz. Bu da Erdemliler Cemiyeti Yüksek Adalet Dergahı tarafından  gerçekleştirilecektir.


        Bu Dergaha, öğrenci okutmak, işsize-yoksula-kimsesize yardımda bulunmak, Dergah ve hayrat işleri yapmak için, Zekat, Kurban, Eğitim ve Sağlık için Bağış, Destek ve Yardımlarınızı yapabilirsiniz. Bu Dergahın kurulmasında seninde bir taşın olsun. Erdemli bir toplum ve Dergahı, erdemli insanların katkısıyla  kurulur. Bir yoksul ve başarılı öğrenciye ayda 200 TL vermekle bir öğrencinin zorunlu giderlerine katkıda bulunursunuz. Bağışınız sizin istediğiniz yere harcanacaktır. Yardımlarınız, yerine, yani gerçek ihtiyaç sahiplerine gidecektir. Bu çalışmalarımızı yakında "Erdemliler Cemiyeti  Vakfı" adı altında devam edeceğiz. 

  Not: Dergah Vakfına gelen bağış ve yardımlar; 4'e ayrılır; biri Dergaha ayrılır, biri O akşam gelenlere dağıtılır, biri yoksul, yetim ve öğrencilere ayrılır, biri de Dergah görevlilerine harcanır.

   Not: Bağış ve destek için Hesap Numaramız sayfa sonundadır.

    Erdem (Barış&Kardeşlik) Öğretisine; “Selam”, denilerek girilir. (Hz. İbrahimde Selam dermiş, Cennet te Selam denilir.) “Merhaba” denilerek kabul edilir ve “Hoşçakalın, denilerek ayrılabilirsiniz. 
Erdem Öğretisi, bir Felsefe, bir Öğreti ve  Erdemli bir yaşam biçimidir. Biz Erdem öğretisine güveniyoruz. Erdem öğretisini  okuyup, öğrenen, anlayan herkes kabul eder. Dünyada en yeni ve en kapsamlı bir yaşam biçimi öğretisidir.

           Erdemliler Cemiyetinde; Erdem Öğretisiyle;

1-Yeni bir Neslin,

2-Yeni bir Toplumun,

3-Yeni bir Yaşam biçiminin,

4-Yeni bir Felsefenin ve

5-Yeni bir Uygarlığın kurulması, yaşatılması amaçlanmaktadır.

"Dünya benim ülkem, insanlar benim kardeşlerim, iyilik yapmak da benim dinimdir.                                                                      Thomas Paine

      Dergâha katılmak istiyorsan, hoş geldin. Konuştuğumuz her şey, Şeyhimizin öğretisi, Peygamber (sav)’in öğretisi. Hoş geldin. Buraya gelmek ve bizimle beraber zaman geçirmek; beraber yemek yemek, ibadet etmek, zikir yapmak ve temizlenmek istiyorsan, hoş geldin. Biat almak istiyorsan, hoş geldin. İstemiyorsan, yine hoş geldin. Fark etmez. Gelene hoş geldin, gidene güle güle... İnsanları gelmesi için zorlamayacağız. Onların gitmesi için de zorlamayacağız...       

    Dergah/Tekke: 
Kapı, kapı yeri, eşik; büyük makamların kapısı tekke, hangâh. Farsça'dan gelen bir kelime olup "hangâh" şeklinde de ifade edilmektedir. Bu terim, bir yüceltme ve onurlandırma ifadesi olarak kullanılagelmiştir. İlâhî kelimesi ile beraber kullanıldığında "Allah'ın katı" şeklinde bir mana kazanır. Bu arada hükümdarlara ait yer ve makamları yüceltmek maksadı ile "Dergâh-ı Âlî" şeklinde de kullanılmıştır. Burada ifade edilmek istenen şey, hükümdarın oturduğu "saray"dır. Farsça bâr ve gâh kelimelerinden oluşan bu tabir sözlükte "izinle girilen yer" demektir. Terim olarak "sultanın oturduğu saray" anlamında olup aynı mânada dergâh kelimesi de kullanılmıştır. Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'sinde Osmanlı dönemi tekkeleriyle ilgili önemli bilgiler vardır. Bu tür bilgilerden tekkelerin ziraata elverişli geniş araziler üzerinde kurulduğu, zengin vakıflarla desteklendiği, sofa, odalar, mescid, hamam, değirmen, abdesthane, mutfak, ambar, kütüphane, misafirhane, ahır, bağ bahçe gibi birimlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Vakfiyelerde yer alan görevli isimleri (kapıcı, aşçı, değirmenci, bulaşıkçı, kilerci, ambarcı, kayyım, helvacı, ferrâş, çerâgī, kâtip, imam, müezzin, zâkir, virdhan, hatimhan, aşirhan, derviş vb.) tekkelerdeki çeşitli hizmetlere ışık tutmaktadır.

      Gerçek icazetli Şehler(Pir-Mürşid, Lider, Baba, Ata), dergaha hizmet ederler; İmana, İslam’a, Kur’an’a, Sünnete, Şeriata, Ümmete hizmet ederler. Yani millete ve devlete hizmet ederler. 

          Dergaha kimler gider?

Dergah, islam alimlerinin büyükleri tarafından öğrencilere, tasavvuf yani islam ahlakı ve diğer dini ilimlerin ve zamanın fen ilimlerinin okutulduğu yerlerdir...

          Dergah ta ne yapılır?

Bu dergah, tekke ve zaviyelerde sadece dini eğitim verilmez, ahlaki telkin, esnaflık kuralları, milli duygular öğretilir, musiki ve güzel sanatlar eğitimi verilir, ziraat usulleri ve bitki türleri hakkında tatbiki bilgilerle ortaklar eğitilirdi.

          Dergaha gitmek ne demek?

Rüyada Dergaha Gittiğini Görmek Kişinin iyi ve temiz niyetli olduğuna rivayet eder. Rüyayı gören kişinin dürüst biri olduğunu ve helal yollardan para kazanmaya çalıştığını ifade etmektedir. Rüyada dergah görmek, rüya sahibinin haram paraya göz dikmeyeceğine, hayatı boyunca helal lokma yiyeceği demektir.

          Dergahlar neden var?

Dergah ve cemevleri ise dinin içinde belli bir grubun dinin genel kurallarına ilaveten kendilerini, hayatı ve dünyayı anlamak için çıktıkları yolculukta mensubu bulundukları tarikata has merasim ve nafile ibadetlerin yapıldığı özel mekanlardır.

          Dergaha nasıl girilir?

Sağ ayağınızın baş parmağını sol ayağınızın baş parmağı üstüne koyun, yâni sağ ayağınızdaki iskarpinin ucunu sol ayağınızdaki iskarpinin ucuna hafifçe dokundurun, sağ elinizi, parmaklarınız açık olarak kalbinizin üstüne koyun, başınız fazlaca eğilmek şartiyla belinizden itibaren vücudunuzu biraz öne eğin, tamam.

      Hepinizin malumudur ki dergâhlar da veya bazı camilere girerken kapılarında “EDEP YA HU” yazar. Edepli ol, terbiyeli ol, Hu olan Allah seni görüyor. “Allah Hu”, “Rahman Hu”, hangi esmayı söylersen söyle, sonunda hu “O” manası vardır. Seni görüyor, edepli ol! Yürürken edepli ol! Yemek yerken edepli ol! Su içerken edepli ol! Evde edepli ol! Tuvalette edepli ol! Banyoda edepli ol! Otururken edepli ol! Alışverişte edepli ol. Burnunu silerken edepli ol vs… 

      Talip, dergâha gelmeden önce hazırlıklara başlaması gerekir. Dergâha gelmeden mümkünse gusül abdesti almalı, çevremizdeki insanları rahatsız etmeyecek şekilde güzel kokular sürüp, temiz, uzun kollu, bol kıyafetler giyip gelmelidir. Bayanlar da yine aynı şekilde dergâh içinde tesettüre riayet edecek kıyafetlerle bulunmalıdır. Dergah bir Askeri birlik gibidir. Herkesin bir rütbesi ve görevleri vardır.
      Dergâha gelirken davet edeceği bir arkadaşı, dostu, komşusu varsa davet etmeli onunla birlikte gelmelidir. Davetten kastımız Davet etmek istediğimiz kişiye “bugün ders var, sohbet var ben gideceğim inşallah, müsaitsen senide götürebilirim”  diyerek anımsatmak kâfidir.

      Bu mekan, gariplerin, yoksulların, yetimlerin ve çaresizlerin sığındığı, dertlilerin derman bulduğu ulu bir makamdır. Vakıf yöneticileri gönül yapmayı kendilerine amaç edinmeli ve Allah rızası için karşılıksız olarak hizmet vermeye gayret etmelidirler. Bu dergahlarda makam, saltanat, etiket, maddi zenginlik geçersizdir. Bu dergahlar kar amacı gütmez, karşılıksız hizmet verir. Bina yapmak marifet değildir. Gönül yapmak marifettir.
       Erdem Öğretisi mesleki grup sohbet toplantılarının amacı, evlerde ve işyerlerinde yapılan bu toplantılarda; meslek sohbet grupları(Çember); haftada bir kez, genellikle çember üyelerinden birinin evinde bir araya gelinip birkaç saat boyunca çeşitli kitapların ve burada yer alan Erdem Öğretisinin okunduğu , incelendiği gruplardır. onbeş yaşını geçmiş herkes, Erdemliler toplumundan olsun ya da olmasın, bu çemberlere davetlidir. 
    Dünyanın, çağın gereklerine önem veren ve kıymetli ülkemizin ıslahına yönelik aktivitelerin başlatılması ve düzenli olarak sürdürülebilmesi için kapasite, anlayış ve beceriler geliştirilmesine yardım etmektir. Çalıştıkları materyallere cevaben sohbet çemberi katılımcıları çeşitli hizmet aktiviteleri yapmak için ayağa kalkar. Kadın, erkek, genç, yaşlı herkes bu sohbet sayesinde etraflarındaki topluma ve dünyaya olumlu katkıda bulunmak ve onları yeniden şekillendirmek için gerekli olan güce sahip olduklarının farkına varırlar. Böylece toplumda tedricen kapasite inşası olur ve merkezinde hizmet ve ibadetin olduğu yeni bir yaşam modeli ortaya çıkar.
     
Mesleki grup sohbet toplantılarında, işlenen materyaller, çeşitli konular ve aktiviteler ile ilgili Erdem öğretisi yazılarından alıntılar içerir. Katılımcılar hep beraber bu alıntıların kendi bireysel ve toplumsal yaşamlarındaki uygulamaları hakkında düşünür. Bu çalışmalar sırasında inceledikleri bazı konular arasında dua ve tefekkür ile salıverilen ruhani güçlerle insanları buluşturacak ortamların nasıl yaratılabileceği; çeşitli geçmişlere sahip insanlarla anlamlı sohbetler yapıp dostluk bağlarının nasıl güçlendirilebileceği; çocukların geliştiril mesinin toplum hayatının en önemli unsurlarından biri haline nasıl getirile bileceği; genç insanların entelektüel ve ruhani kapasitelerini geliştirmelerine nasıl yardımcı olunabileceği ve aile birimi içerisinde maddi ve ruhani refaha yol açacak dinamiklerin nasıl yaratılacağı bulunmaktadır.
    Dua İbadeti ve Mesleki grup sohbet toplantıları; 
Erdem öğretisinde de; Salat(Dua/Namaz), vardır. Dua, Tanrı ile sohbet halidir ve ruhani güçleri yardıma çağırır. Bu yaklaşımla her yerdeki Erdem Öğretisi ortağı, her türlü sosyal çevreden yetişkin ve çocuğun memnuniyetle karşılanacağı dua toplantıları düzenler. Bu toplantılar ibadet ve derin düşünmeyi bir araya getirir. Böylesi ortamlarda doğal olarak meydana gelen ruhani bakımdan zengin sohbetler aracılığıyla, bir toplumun üyeleri arasında yakın dostluk bağları ve ortak bir amaç duygusu yeşerir, ki bu amaç Türkiye’nin vatandaşları olarak ülkemizin gelişmesi ve kalkınması için hep birlikte topluma hizmet etmektir.
     
Erdem Öğretisine göre; ideal bir aile hayatı, sevgi dolu ve saygı ile örülü, ahlaklı ve erdemli bir yaşam, saygılı ebeveyn-çocuk ilişkisini besleyen ve hem ebeveynlerin hem de çocukların karar alma süreçlerinde danışma ve uyum prensiplerini aktif olarak uyguladığı bir ortamı teşvik eder.
      
Erdem Öğretisi Ortağı; kadın erkek eşitliğine önem veren, bu inanç ve vizyonla toplumsal sorunların çözümüne dair arayışlarda ve diyaloglarda Erdem öğretisini hayata geçirerek elde ettikleri deneyim ve öğrenmeleri insanlığın önünde yer alan, yoksulluk, cinsiyet eşitsizliği, göç, insan hakları, eğitim, çevre ve toplumsal erdemler gibi konularda, birçok meselenin çözümüne bir katkı olarak paylaşırlar. Tüm insanlık olarak ilgilenmemiz gereken bu konularla ilgili konferans lara, seminerlere, panellere katılır ve ilgili konuların aktörleri olan kişi ve kuruluşlarla işbirliği yaparlar. Böylece topluma daha uyumlu bireyler yetişir.
      Erdem Öğretisi Mabetleri; 
günümüzde dua ve tefekkür(derin düşünme) için kullanılacak olsa da ileride toplumsal ihtiyaçlara cevap verecek hastane, bakımevi, okul, üniversite, konaklama yeri gibi yapılarla da desteklenecektir. Diğer bir deyişle Erdem Öğretisi Mabetleri, dua ve ibadetin yanı sıra toplum hayatının sosyal, bilimsel, eğitim ve hayır işleriyle ilgili hizmet alanlarının da merkezi konumunda olacak şekilde düşünülmüştür. Bu bağlamda Erdem Öğretisi Mabetleri, ibadet ile hizmet kavramlarının buluşup görünür alana çıkışının somut birer göstergesi olacaktır. Geleneksel cemaatler, ortak inanç ve güven üzerine kurulur;
      Sanal cemaat kavramı; 
insan ve teknolojinin şaşırtıcı bir biçimde biraraya gelmesinden doğmuştur. Aynı anda her yerde bulunan bilgisayar networklerinin, fiziki mekândan bağımsız, milyonlarca insanı "siberuzay"da biraraya getirmesi ile oluşmuştur. Sanal cemaatlerdeki örüntüleri çıkar ortaklığı, ortak bilinç ve grup düşüncesi deneyimi gibi özgüllüklerle sıralamaktadır  Sanal cemaatlerde bir araya gelenler, birbirleri arasındaki ortaklıkları ve simetriyi öne çıkararak farklılaşmayı sürekli olarak reddeden bir buluşma noktasına sahiptirler. Çünkü herkesin paydalarını paylaştığı bir birliktelik sanal cemaati oluşturmaktadır (Aksoy, 1996: 166)    Cemiyet;  Keyfi/akılcı irade Refah, Kişi,  Para, Sözleşmeler hukuku.

      Sanal cemaatler; sadece ortak ilgi alanları veya bilgi, duygu, haber paylaşımı ekseninde bir araya gelen bireylerin oluşturduğu yapılar değil, farklı bir siyasallaşmaya da olanak sağlayan ortamlardır (Binark, 2005: 136).
         Örneğin Sanal Cemaatler; dünyada olduğu gibi Türkiye’de de politik sağ ve sol gruplar, İslamcı akımlar, kadın hareketleri, etnik-dini gruplar, çevreciler, ateistler, milliyetçiler gibi çeşitli ideolojik oluşumlar sanal cemaatlerde örgütlenmektedir. Erdemliler Dergahı da böyle bir Sanal Cemaattir. İnsanları iyi, doğru ve güzel işler yapmaları için davet etmektedir.
         Sanal Cemaatlerin, aynı ağda buluşmasını sağlayan unsur spor, marka, teknoloji, sanat gibi paylaşılan konular olabileceği gibi; inanç, etnisite, kültür gibi ortak değerler de olabilir.
           ERDEMLİLER CEMİYETİ DERGAHI Termal Tatil Köyü Projesi;
         Ben Türkiyeden Jeofizik Mühendisi Orhan Boyraz, düzenin ve insanların bozulduğu bu dünyada; Erdemli kalan insanlarla erdemli bir toplum oluşturmak için bir proje yapmayı uygun gördüm. Bu Proje ile insanlığı örnek çağdaş bir toplum olmayı göstereceğiz.
          Projem, Bir Tatil Köyü tarzında, herşeyin organik yetiştirileceği, dünyanın her tarafından tatil için insanların geleceği, köy yaşantısını yaşayarak öğreneceği bir projedir.  Bu Proje ile, öğrencilere burs verilecek, uluslararası öğrenci değişimine açık, sosyal sorumluluk projeleri olacaktır. İnsanlar; Dergahcoin(DGC) 'i Kripto parası alarak burada tatil yapabilecekler.
         Bu Erdemliler Cemiyeti Dergahı Tatil Köyü Projesinde yapılacaklar;
1-Bu Tatil Köyünde  Organik Tarım ve Hayvancılık uygulaması yapılacak, sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetler yapılacaktır.
2-Yoksul ve çalışkan öğrencilere burs ve harçlık verilecek, şehirlerde yurtlar yapılacak,
3-Uluslararası öğrenci değişimi yapılacak, burada öğrenciler tatil yapacaklar,
4-Bu Tatil köyünde İnsanlar, Dergahcoin Kripto parayla Termal Devremülkler satın alarak tatil yapabilecekler ve erdemli toplumun çağdaş bir ferdi olacaklar.
5-Bu Tatil Köyünde insanlar, köy hayatını hobi bahçelerinde yaşayarak öğrenecek,
6-Başlıca büyük dinleri temsilen bir Erdemliler Cemiyeti Dergahı İbadet Yeri yapılacak, burada bütün insanlar özgürce ibadetlerini de yapabilecekler,
7-Sosyal sorumluluk projeleri yapılacak, yoksul insanlara yardımlar yapılacak,
8-Tatil Köyde üretilen organik ürünler ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak, köyde tüketilecek,
9-Böylece Erdemli ve Çağdaş bir Örnek Toplum oluşturmaya çalışılacaktır.
10-Proje maliyeti yaklaşık olarak 10 milyar TL kadar olacaktır.
Not: Dergahcoin(DGC), token çıkarttık, 180 milyar adet kripto para çıkarttık.
                                         02.09.202
                        Orhan BOYRAZ(Jeof. Müh. Kamu Yön. Uzm.)
                        Erdem Vakfı Başkanı
  ERDEMLİLER ASSOCIATION DERGAHI Thermal Holiday Village Project;
I am Geophysics Engineer Orhan Boyraz from Turkey, in this world where order and people are corrupted; I saw fit to do a project to create a virtuous society with people who remain virtuous. With this Project, we will show humanity to be an exemplary contemporary society.
My project is a project in the style of a Holiday Village, where everything will be grown organically, where people from all over the world will come for a holiday and learn by living the village life. With this Project, students will be given scholarships and there will be social responsibility projects open to international student exchange. People; They will be able to take a holiday here by buying Dergahcoin(DGC) Cryptocurrency.
What will be done in this Virtue Society Lodge Holiday Village Project;
1-Organic Agriculture and Livestock will be practiced in this Holiday Village, and social, cultural and economic activities will be carried out.
2-Scholarships and pocket money will be given to poor and hardworking students, dormitories will be built in cities,
3-International student exchange will be held, students will have a holiday here,
4-In this Holiday Village, People will be able to have a holiday by purchasing Thermal Timeshares with Dergahcoin Cryptocurrency and will be a contemporary member of the virtuous society.
5-In this Holiday Village, people will learn about village life by living in hobby gardens,
6- A Place of Worship of the Society of Virtues, representing the major religions, will be built, where all people will be able to worship freely,
7-Social responsibility projects will be carried out, aid will be given to poor people,
8-Organic products produced in the Holiday Village will be distributed to those in need, consumed in the village,
9-Thus, it will be tried to create a Virtuous and Contemporary Exemplary Society.
10- The project cost will be approximately 10 billion TL.
Note: As Dergahcoin(DGC), we have 180 billion cryptocurrencies, we have issued tokens.
                       02.09.2022
           Orhan BOYRAZ (Geof. Eng. Public Administration Specialist)
            President of Erdem Foundation

İbn-İ Haldun'a göre Toplumların Çöküş alametleri;
1-Toplumsal dayanışmanın yok olması,
2-Üretimin azalması,
3-Tüketim çılgınlığı,
4-Vergi, faiz ve enflasyonun artması,
5-Liyakatin dikkate alınmaması,
6-Adaletsizliğin, yolsuzluk ve israfın yaygınlaşması,
7-Umutların kırılması, 
8-Göçün hızlanması, 
9-Şeytani bir gurur ve kibir,
10-Gösteriş, riyakarlık ve yalakalığın artması.

   "Devleti ayakta tutmak için; asker ve ordu lazımdır. Askeri beslemek ise mal ve servet gerektirir. Bu malı elde etmek için halkın zengin olması gerekir. Halkın zengin olması ise doğru kanunların konulmasından geçer.  Bu bağlamda asker, hazine, halk ve adalet dörtlüsü bir bütündür. Birinin ihmal edilmesi, diğerlerini de etkiler ve nihayetinden devletin çöküşüne yol açar."                          Kutadgu Bilig- Yusuf Has Hacib.

   "Daha iyi bir ekonomik ve sosyal düzen için hükümetlerin kanunlarına, kurallarına uyulmalıdır. Siyasi faaliyetlerden uzak durulmalıdır." Erdem Öğretisi


Toplumsal yaşantımızın temel yapısını oluşturan milli, manevi, sosyal, ahlaki ve kültürel değerlerimizden olan;

1-Yardımlaşma,                   9-Adalet,

2-Dürüstlük,                       10-Erdemli olmak,

3-Sorumluluk,                     11-Merhamet,

4-Sevgi,                               12-Sade yaşamak,

5-Hoşgörü,                          13-Tevazu,

6-Saygı,                               14-Dostluk,

7-Barış,                                15-Cömertlik,

8-Özgüven,                          16-Duyarlılık.
 
v.b gibi değerleri öğrencilerimize kazandırmalıyız.

       Evrensel Ortak Yaşam İlkelerimiz;

1-    Dört dinde ilk emir; Çalış, Yaşa, Sev, Oku,

2-    Erdemli yaşa, çalış ve kul hakkı yeme,

3-    Doğruluk ile hüküm vermek.

4-    Adaletli ve demokratik yönetim,

5-    Huzur, Barış ve Dayanışmak,

6-    Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik,

7-    Eline, beline, diline sahip olmak,

8-    İstemediğin şeyi başkasına da yapma.

9-    Halka İyilikle hizmet etmek,

10-  Eğitim ve Bilime önem vermek,

11-  Güvenceli insanca yaşamak.

12-  Demokratik toplumsal özyönetim.

13-  İnsanlık için: İyi düşün, iyi söyle, iyi iş yap.

14- Öldürme, yalan, hırsızlık, haksızlık, şehvete ve dünya nimetlerine düşkünlük, sarhoş gezmek günahtır.


       Erdemlilik, kişinin özgürlüğünü adalet, doğruluk, dürüstlük, merhamet, sabır gibi iyi olan insani değerler doğrultusunda kullanmasını ifade ediyor. Hedefimiz; Erdemli ve Bilge bir Gençlik ve Toplum yetiştirmektir. 
          Platon da toplum ve politika felsefesini bireysel ahlâkın yani dört ana erdem olan bilgelik, cesaret, ölçülülük ve adaletin toplumsal düzende sürdürülüşü olarak tanımlamıştır. Çünkü O’na göre de devlet erdemli yaşamın toplumsal düzeyde olgunlaşmasını ifade eder. (Platon) 

İnsanın Bu Dünyadaki Amacı ve Erdem Öğretisi;

1-Yaradana ibadet ve ortak(şirk) koşmamak,
2-İnsanlara iyilik yapmak,
3-Yönetimde adaletli olmak,
4-Kendi kendisinin efendisi olmak,
5-Erdemli ve bilge yaşamak,
6-Kul hakkı yememek,
7-Cömert ve hoşgörülü olmak,
8-Öldürmemek, yaşatmak,
9-Çalmamak, yolsuzluk yapmamak,
10-Yalan ve kötü söylememek,
11-Sarhoş ve boş gezmemek, 
12-Zina yapmamak, zalim olmamak
13-Faiz yememek, tefecilik yapmamak,
14-Atana, Ailene saygılı olmak,
15-Erdem Öğretisine bağlı olmak,
16-Eline, beline ve diline sahip olmak,
17-Sen İstemediğin şeyi başkasına yapmamak,
18-Evlenmek, çocuk sahibi ve iş sahibi olmak,
19-Kısaca; Çalışmak, okumak, sevmek ve yaşamaktır.

      Hz. Muhammed’in Gençliği ve Erdemliler Cemiyeti (Hilful Fudul=Erdemli Kişilerin Andı/Sözleşmesi):
Erdemliler Cemiyeti, ilk olarak M.Ö.2000 yıllarında Hz. İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kabeyi korumak ve İlahi dine hizmet etmek amacıyla kurulmuştur.
     Hz.İbrahim zamanında kurulan, zalimlere karşı  mazlumu koruyan, Kabeyi koruyan, Tek Tanrıyı savunan Dostlar, kardeşler topluluğudur. Toplumda Öğretisi olan dinî, ahlâkî, felsefî, siyasî hedefleri olan ve bu hedeflerini gerçek leştirebilmek için de kardeşlik, dostluk, yardımlaşma ve dayanışmayı ilke edinen bir grubun adıdır. 
        Erdemliler Cemiyeti, sadece tarihsel bir kurum değil, aynı zamanda, farklı dünya görüşlerine sahip olsalar da, temel ahlâkî ilkelerde anlaşan insanların zulmü engel lemek için uzlaşmalarının bir toplumsal zorunluluk olduğu nun ifadesi olarak değerlendirilmektedir.

            Erdemliler Cemiyeti; 580'li yıllarda Arap kabileleri arasında süregelen başta Ficâr savaşları  sonrasında ortaya çıkan anarşi ortamında, can ve mal güvenliğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması, zulmün önlenmesi gibi amaçlarla, toplumda sözü geçen, saygın ve iyi niyetli kişilerin önderliğinde kurulan ve Hz.Muhammed'in de bir ara toplan tılarına katıldığı, yöneticiliğini yaptığı barış cemiyetidir. Hicretten Sonra İslam Devletinin Tek Yasal Siyasi Partisi Olup Osman’ın Ölümünden sonra kapanmıştır
      Hilf mastarı (çoğulu ahlâf), sözlükte “Antlaşma, Akit ve Yemin” anlamlarına gelir. 

          Erdemliler Cemiyetinin Görevleri;

1- Yardımlaşma,

2- Dayanışma,

3- Himaye/koruma,

4- Savunma,

5- Mazlumun hakkını almak,

6-Can, mal güvenliğini ve güçsüzleri korumak,

7-Mekke'de Adaleti sağlamaktır.

…gibi gayelerden birini veya birkaçını gerçekleştirmek için

yaptıkları antlaşma ve ittifakları” ifade eder.

           Erdemliler Cemiyeti Yemini;
1-Zulme karşı mücadele etmek, güçsüzleri korumak,
2-Mazlumun hakkını, can, mal, ırzını korumak,
3-Tam eşitlik olana kadar tekvücut mücadele etmek.
Bu derneğin görüşlerini kabul ediyorsanız, bu konuda toplum için herkes elinden geleni yaparsa toplum kendiliğinden düzelir. 

       Günümüzde de Erdemliler Cemiyetine ihtiyaç vardır. Erdemliler Cemiyetini kurmadan Erdemli Toplumu kurmak biraz zordur. Bu Siteye üye olanlarla Erdemliler Cemiyetini kurmak için bir çalışma yapmayı düşünüyorum.

         Hılful Fudul veya Hilful Füdul (Arapça: حلف الفضول, Türkçesi: Erdemliler İttifakı), 580’li yıllarda Arap kabileleri arasında süregelen savaşlar sonucun da ortaya çıkan anarşi ortamında, can ve mal güven liğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması, zulmün önlenmesi gibi amaçlarla, toplumda sözü geçen, saygın ve iyi niyetli kişilerin önder liğinde kurulan ve Muhammed’in de 20 yaşında bir ara toplantılarına katıldığı barış cemiyetidir.
       Erdemliler İttifakı sadece tarihsel bir kurum değil, aynı zamanda, farklı dünya görüşlerine sahip olsalar da, temel ahlâkî ilkelerde anlaşan insanların zulmü engellemek için uzlaşmalarının bir toplumsal zorunluluk olduğunun ifadesi olarak değerlendirilmektedir.

        Medinede Dinlerini hür bir şekilde yaşama isteğiyle bir araya gelen Mekke ve Medineli Müslümanlar, Medine’de meskun olan Müşrikler, Yahudiler ve Hıristiyanlar, Medine Devletinin vatandaşıdırlar (1. ve 25. maddeler). Devlet şekilleri açısından Medine Şehir Devleti; karma yapılı konfederasyon şeklinde bir devlettir. 
       Hz.Resulullah’ın Medine'de kurduğu devletin anayasal ve konfederatif bir hukuk devleti olduğu kanaatine götür mektedir. Merkezi Medine Devleti iktidarı tarafından alınan her çeşit karar, resmen Medine Şehir-Devlet’inin konfederal üyeleri için bağlayıcı bir mahiyet taşıyordu.

      Siyasî düstûr mahiyetinde olan şu dört emir; yer almaktadır: 
1.Emanetleri ehline vermek. (Ehliyet, irsî değil şahsîdir.) Emanet iki manayı ihtiva eder: a. İnsanlara hizmet sunan herhangi bir vazife, b. Muhafaza, 
2.İnsanlar arasında adaletle hükmetmek. 
3.Allah’a, Peygambere ve mümin emirlere itaat etmek. 
4.İhtilaf halinde Allah ve Resulüne baş vurmak.

            Antlaşma yemini şöyledir.;
1-Mekke’de, ister oranın halkından olsun isterse dışarıdan gelen insanlardan olsun, bir kişinin zulme uğradığını gör dükleri zaman onunla birlikte olacaklardı.
2-Mazlumun hakkı zalimden alınıncaya kadar zalimin karşısın da olacaklardı. Başka bir ifadeyle mazluma hakkı iade edilinceye kadar mazlumla bir tek el gibi -yekvücut-olacak lardı.
3-Deniz, bir tek tüyü ıslatıncaya kadar, Sebir ve Hira dağ ları yerlerinde kaldığı müddetçe ve maişette (mali durum da) tam bir eşitlik sağlanana dek bu maddeler geçerli olacaktır.
         Hilf yapan kişilere halîf (çoğulu ahlâf veya hulefâ) denir. İslâmiyet’ten önce, Mekke’ de Hilfü’l-Fudûl ( حِلْفُ الْفُضُولِ ) adıyla anılan iki ayrı antlaşma yapıldığı rivâyet edilir:  Birincisi: Şehrin ilk sakinleri olan Cürhüm kabile sinden Fadl (çoğulu fudûl) adını taşıyan üç şahsın (Fadl b. Fedâle, Fadl b. Vedâa, Fudayl b. Hâris veya Fadl, Feddâl, Fudayl, Fedâle) kendi aralarında, kimsesiz birine zulüm yapıldığın da hakkını alıncaya kadar kabileleriyle birlikte ona yardım edeceklerine dair sözleşmeleri sonucu kurulan ittifaktır. Tesirini uzun süre gösteren bu antlaşmaya Hilfü’l-Fudûl (Fadllar’ın yemini) ismi verilmiştir.
         Erdemliler cemiyetinin kuruluş amacı Arap kabileleri arasında süregelen savaşlar sonucunda ortaya çıkan anarşi ortamında, can ve mal güvenliğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması, zulmün önlenmesi gibi amaçlarla, toplumda sözü geçen, saygın ve iyi niyetli kişilerin önderliğin de kurulan ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in 20 yaşında toplantılarına katıldığı barış cemiyetidir. Mekke de zulme uğrayan, insanları koru mak, can ve mal güvenliğini sağlamak, ezilenleri ve güç süzleri korumak için ve toplumda adaleti sağlamak için kurulmuştur.
           Zübeyr b. Abdülmuttalib ve Abdullah b. Cüd’ân’ın önderliğinde Hilfü’l-Fudûl’a katılan cemiyet üyeleri Âs b. Vâil’e giderler ve malın parasını tahsil edip Zübeydliye ve Hilfü’l-Fudûl kurucu üyeleri, Teym kabilesi ileri gelenle rinden Abdullah b. Cüd’ân’ın evinde toplandılar. Burada toplanan kurucu üyeler,  zulme uğrayanların haklarını zalimlerden alıncaya kadar mücadele edeceklerine, Mekke halkından ve Mekke’ye dışarıdan gelen kimselerden haksızlığa uğrayanların yanında yer alacaklarına ve zalimden hakkını alıncaya kadar mazlumu destekleyeceklerine dair karar aldılar. Bu kararın alındığı günlerde Zübeyd kabilesin den bir şahıs Mekke’ye gelir ve Âs b. Vâil’e ticaret için getirdiği malını satar. Ancak Âs, malın ücretini ödemez. Bunun üzerine alacaklı Kureyş kabilesini yardıma çağırır. 

            Erdem Öğretisi(Orta Yol Doktrini) ve Amacı;

         Erdem Öğretisi; bir Orta Yol Doktrini olarakyalnız bir Öğreti, Felsefe ve İdeoloji değil, bunları birleştiren, bir erdem li yaşam biçimi rehberidir. Amacımız insanlığın mirasını derle yip kendi düşüncelerimizide ortaya koyarak, bu erdemli toplum reçetesini insanlara hatırlatıp, gelecekte erdemli bir toplumun kurulmasına katkıda bulunmaktır. Biz bütün insanların huzur, barış, mutluluk ve adalet içinde, insanca bir yaşam sürmeleri için gelecekte bir erdemli toplum düzeni kurulması için mücadele etmektir.       
     Biz, Erdem Öğretisine/Doktrine güveniyoruz. Kimseyi kabule zorlamak ve engellemek yoktur. Erdem Öğretisini okuyup anlayan zaten kabul eder. Ayrıntısı Erdem Öğretisi Kitabımdadır.           

  Erdem Öğretisi ve Geleceğin Erdemli Toplu mu:  Yaradanın özü ve sözünü anlatan bu Erdem Öğretisi; Arı ailesi örnek alınarak anlatılmıştır. Bu Erdem Öğretisi, Lider (Elçi)’sinin rehberliğinde gelişecek bu uygarlıkta; adalet, huzur, özgürlük ve üretim bolluğu olacak, insanlar mutlu ve insanca yaşayacaktır. Erdem öğretisi, bütün insanlığın birikimine saygı duymaktadır. Bu öğretiyi okuyan insanın bağlanması kendi yararınadır. Biz Erdem Öğretisine güveni yoruz. İnsanlığa iyilik katacağına, insanları doğru yola göndereceğine inanıyoruz. Bu öğretiyi uygulayan mutlu, huzurlu ve başarılı bir hayat sürecektir. Yaradanın bu Erdem Öğretisi(Orta Yol Doktrini) bütün milletler için altın niteliğinde bir rehberdir.

      Erdem (Barış&Kardeşlik) Öğretisine; “Selam”, denilerek girilir. (Hz. İbrahimde Selam dermiş, Cennet te Selam denilir.) “Merhaba” denilerek kabul edilir ve “Hoşçakalın, denilerek ayrılabilirsiniz. Erdem Öğretisi, bir Felsefe, bir Dini Öğreti ve  Erdemli bir yaşam biçimidir. Biz Erdem öğretisine güveniyoruz. Erdem öğretisini  okuyup, öğrenen, anlayan herkes kabul eder. İman, Yaradan ile İnsanın arasındadır. Gönüllü bir katılım ve ayrılma vardır. İnsanların isteyerek inanması esastır. İnsan ların isteyerek uygulayacakları bu Erdem Öğretisi, kişiye bağlı olarak, dünyadaki bütün toplumlara, herkese hitap etmektedir. Kimse inancından dolayı kınanmaması gerekir. Benim önerdiğim Erdem Öğretisi, dünyada barışı, kalkın mayı ve kardeşliği amaçlamaktadır. Dünyada iyiliklerin, üretimin ve insanca yaşamanın rehberidir. Erdem Öğretisi, bütün İnsan lara hitap eden bir yaşam biçimi rehberidir. Erdem öğretisi, insanlığa adalet, eşitlik, özgürlük ve zafer vaad etmektedir.

        Lider; "Ben ideal erdemli toplum düzenini kurmak için görevlendirilen bir Elçiyim." 

Eski devirlerde Güneşe dönerek dua eden insanlar;

            

Güneşe dönerek dua eden Köylüler ve Cemaat görülmektedir.

     Erdemli Kentin halkını da anlatan Fârâbî, bunları şu şekilde sınıflandırmaktadır. (Fârâbî, 2004: 100):

1.Erdemliler: Bunlar; önemli büyük işlerde görüş sahibi olanlar, filozoflar vs

2.Din Adamları: Bunlar; hatipler, belagatçılar, şairler, beste kârlar, yazarlar vs.

3.Meslek Sahipleri (Değer Biçenler-Kıymet Takdir Edenler; Mühendisler, Doktorlar,

4.Askerler: Bunlar; savaşçılar, koruyucular, bekçiler ve onlardan sayılanlardır.

5.Mal (Sermaye ve Kazanç) Sahipleri: Bunlar; para ve mal sahibi zenginlerdir.

         Erdem Öğretisinde de; günde 3 defa sabah, öğle ve akşam güneşe dönerek dua edilir. Kapalı yerde ise, Güneşin olduğu yöne dönerek oturarak dua okunur.

         Erdem Öğretisi’ nin 4 Kutsal Emaneti: 

Bunlara saygı duymayanlar lanetlenmiştir.

1-Lider/D&Gnş, Kendisi ve Soyu, kutsal, bilge ve erdemlidir.

2-Erdem Öğretisi, (Dört kutsal kitaptan oluşacaktır.)

3-Erdemliler Cemiyetidir, Erdemliler Cemiyeti; Makamları;Lider-Halife,Emir(Şeyh)-Pir(Dede)-Rehber, Usta, Kalfa, Çırak, Ortak (Mümin/ Can), Talibten oluşur. 

4-ADD/ODEK Devleti Organizasyonları; bunlar kurulmalı ve Ebedi devam ettirilmelidir.

           Erdem Öğretisi, her insanın onurunu, namusunu, özgürlüğünü, dinini, malını, canını, geçimini ve işini garanti altına alır. Herkesin özgür ve insanca yaşamasına saygı duyar.
       Cemiyet, aynı inanç, duygu, düşünce, öğreti ve ideoloji etrafında bir araya gelen insanların oluşturduğu, zor dağılan topluluktur.

          Lider der ki;
Ben; 7 yaşımda ilk okula başladım.
12 Yaşımda Dağda cenneti yaşadım, gördüm.
17 Yaşımda hayatımı çalışarak kazandım.
22 Yaşımda hayatın aşkına erdim, okudum, öğrendim.
30 Yaşımda işimi buldum, geleceği ümitle baktım,
41 Yaşımda Kendimin farkına vardım.
45 Yaşımda Hayat mücadelesini yendim.
50 Yaşımda Annemi kaybettim, yalnız kaldım.
52 Yaşımda Hidayete erdim(Doğru yolu buldum.)
54 Yaşımda sezgi yoluyla herşeyi kavradım.

Cennetin yollarını bilin ancak öbür dünya hakkında endişe etmeyin.

         Erdem Öğretisi; "Onüç Emir"ne bağlı olmak:

 1-Yaradan’a, O’na  Şirk/ortak koşmayın,

 2-Atana, Ana-Babaya saygı gösterin, 

 3-Okuyun, Aydın olun, iyilik yapın,

 4-Kan dökmeyin, öldürmeyin,

 5-Zina, edepsizlik yapmayın,

 6-Hırsızlık, yolsuzluk yapmayın,

7-Yalan söylemeyin, iftira atmayın, yalancı şahitlik yapmayın.

 8-İçki içip Sarhoş gezmeyin,

 9-Faiz-Tefecilik yapmayın,

10-Kul hakkı, haram yemeyin,

11-Komşuna tamah etmeyin,

12-Erdemli, Adaletli, Temiz, Çalışkan olun,

13-Erdem Öğretisini öğrenin, ona ihanet etmeyin, haram/yasaktır.

Not: Suçlar ve Cezaları; cana can, mala mal, olarak uygulanır. Her suça eşit bir cezası vardır.

        Bütün büyük dinler incelendiğinde şu üç öğenin işlevinde var olduğu görülür:
1-Temel ahlak kuralları, 
2-Belli tapınma biçimleri, 
3-Metafizik nitelikte bir inançlar sistemi.
     Bilimle dinin çatışması sadece son nokta bakımın dandır. Çünkü din, bilimin evreni açıklama ve insan için anlaşılır kılma çabasına bu noktada ortak olmuştur. Din, evrenin kökeni, kuruluşu ve işleyişi üzerine birtakım inançlara (metafizik hipotezlere) sahiptir. Bu inançların her biri doğma niteliğindedir; doğruluğundan şüphe edilmez. Kaldı ki, dinin söz götürmez bir kesinlikle doğru kabul ettiği metafizik hipotezleri bilimsel yoldan doğrulama olanağı da yoktur. Dinler, bu konudaki savlarının doğrulu ğunu başka yollara (vahiy, sezgi, kutsal kitap, geleneksel otorite ve benzer kaynaklara) başvurarak savunurlar. Sonuçta böyle bir savın kabulü veya reddi kişisel bir inanç sorunu olarak kalır. Ne inanan kimse inancının doğrulu ğunu, ne de inkâr eden kimse inkârını bilimsel yoldan ispat edebilir. Şu kadar ki, ikisinin birden doğru olması mantıksal açıdan olanaksızdır. Erdem öğretisi, Dini inancı ve bilimin kesin doğrularını kabul eder. Akıl, bilim ve mantığı esas alır.
         Günümüzde; İnsanlar, toplumlar ve devletler; ahlaki, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak çöküntü içinde dir. Her yerde hırsızlık yolsuzluk, dolandırıcılık, torpil, vergi kaçırma, askerden kaçma vs gibi usulsüzlükler almış başını gidiyor. İnsanlığa yeni bir Öğreti ile yön vermek, insanları ve toplum ları erdemli olarak yetiştirmek duru mundayız. Aksi halde insan insanın kurdu misali insanlar birbirini yok edecek, toplumlar çökecek, insanlık yok olmaya doğru, ortaçağ karan lığına gidecektir. Aşırı zen ginlik ve yoksulluk, savaş ve açlık yokedilmediği takdirde dünyanın geleceği tehlike altındadır. Kimse geleceğinden emin olarak bu düzende yaşayamaz. Günümüzde, siyaset, rant için yapılıyor ve adil bir seçilme hakkı yoktur. Zengin insanlar siyasette yer ediniyor, parası olmayanlar aday bile olamıyor. Dünyanın zenginliği adaletli bir şekilde dağıtıl mıyor, kimse hak ettiğine kavuşamıyor. Kimse hakkettiği yerde değildir.
       Adil Dünya Devletinde, bütün insanlar yeni bir Erdem Öğretisi ve Eğitimle geleceğin erdemli toplumunu yarat mak için eğitilmeli, barış, huzur, eşitlik, özgürlük ve insanca yaşamak için uygun ortamlar da yetiştirilmelidir. “Yeni Adaletli bir Dünya Birleşik Devletleri kurulmalı, insanlık erdemli bir eğitimden geçirilmeli, insanların bir işi ve evi olmalı ve insanca yaşama olanağına kavuşmalıdır.  
       İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. “ Şeyh Edebali

           En Mükemmel Erdemler; 
a) 
Ağırbaşlılıkb) Cömertlik, c) Samimiyetd) Doğruluk ve e) Nezakettir."  Konfüçyüs.


     
  Erdemliler Cemiyeti ve Erdem Öğretisi Sembolü

   (Sümer Zigguratı ve Ellerle Güneş'e dönüp Dua etmek ve Jaguarı izleyin.)

"Dünya tek bir ülke ve insanla onun vatandaşları dır. " Bahaullah

           ERDEMLİLER CEMİYETİ ORTAKLIK SÖZLEŞMESİ (Taslak):                            

       "Dününü bilmeyenin bugünü ve geleceği olmaz. Benim inanç ve kültür konusunda önyargım yoktur, doğru nerede olursa kabul eder saygı duyarım."                                                                   Orhan Boyraz.

         Madde 1: Erdemliler Cemiyeti; İlk defa M.Ö.2000 'lerde Hz. İbrahim tarafından kurulan ve Hz. Muhammed' in de 20 yaşında üye olduğu kutsal bir Cemiyettir.  Hz. Adem’ den beri gelen İnsanlığın kültürel mirasını kabul eder ve olumlu kültürel değerleri savunur.  Sümerlerin ve Hititlerin Site Devletlerinin, uygarlığa katkılarını ve Ziggurat Tapınak larını örnek almak gerekir. (Zigguratlar, üç bölümden ibaret tir. Alt katlar depo ve karşılama salonları, orta katlarda Eğitim ve İbadet, Üst katlarda Gözlemevi ve Tapınak yer alırdı) Bu kutlu, erdemli yolda mücadele edeceğiz. Erdemliler Cemiyeti'nin Toplumsal Değerleri; Temel Öğreti, Cema at, Sohbet, Hizmet, Aydınlatma, Dayanışma(İmece) ve Yardımlaşmadır.

           Madde 2: Temel Felsefemiz, Geleceğin erdemli toplumunda, aşağıdaki toplumsal ve kişisel değerler özümsenirse ancak erdemli toplumu kurabiliriz.

1-İnsan haklarını, insan haysiyetiyle ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan, bu sebeple de zulüm niteliği taşıyan; ekonomik, sosyal, hukuki, psikolojik, kültürel ve fiili her türlü engelin kaldırılması, zulme uğra yan başta insan olmak üzere bütün varlıkların, ekolojinin ve doğanın korunması amacıyla her türlü mücadeleyi vermektir.
2-Kim tarafından, kime karşı yapılırsa yapılsın her türlü haksızlık, işkence, kötü muamele, hakaret ve tecavüze karşı mücadele vermek.
3-Bütün canlıların, sokakta yaşam mücadelesi veren evsiz insanlarımıza ve hayvanlarımıza yardım etmek ve sosyal haklarını korumak,
4-Ortakların insani ve sosyal yönünü geliştirilmesi ve devam ettirilmesi için yemekli toplantılar, konser, balo, tiyatro, sergi, spor, gezi ve eğlenceli etkinlikler vb. düzen lemek veya Ortakların bu tür etkinliklerden yararlanmala rını sağlamak, bu amaçla tesis kurmak, kiralamak, araç ve gereç temin etmektir.
5-Erdemli toplumda kimsenin inancına, görüşüne, ırkına, cinsine ve kimliğine bakılmaz,  insanlar ancak bilgi, yete nek, erdem ve ahlaki değerleriyle değerlendirilir. 

            Madde 3: Erdemliler Cemiyeti Öğretisiyle;

1-Yeni bir Neslin,

2-Yeni bir Toplumun,

3-Yeni bir Yaşam biçiminin,

4-Yeni bir Felsefenin ve

5-Yeni bir Uygarlığın kurulması, yaşatılması amaçlanmak tadır.
        Dünya; ya dinler üzerinden birleşerek(Müslüman- Hristiyan-Yahudi, Budist gibi) Tek Krallık olacak, ya da Bölgesel Federasyonlarla(Kıtasal Birleşik devletler; Ortado ğu İslam Fedr., Asya Budist Fedr. Avrupa Hristiyan Fedr. kurula rak) birleşerek tek Krallık olacaktır. Bu Krallığının Başkentini Kudüs yapmak istiyorlar. Türkiye, Asya ve Avrupa da Başkentinin İstanbul olması için çalışmaktadır. 
     Bir ihtimalde gelecekte bir Dijital Dünya Devleti kurulacak, Bu devletin de; bir İnancı, bir siyasal ideolojisi, dijital parası, ekonomisi, kimliği ve bir Cemiyeti olacaktır. Batı (ABD, Avrupa, Yadudiler), Ortadoğuda Petrol-D.Gazı bitirdikten sonra Çine karşı Türkiye'nin başkanı olduğu bir Ortadoğu Fedr. u kurmak istiyorlar.

"M.Kemal Atatürk; İslam Dünyası; ileride çok devlet olduğun da,  5 ülkenin yönetiminde birleşerek 5'er yıllık dönüşümlü bir Hilafet yönetimi kurulmalıdır. Efendiler; bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyan lığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavga lar, çirkeflikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir sefalet hane de yaşa makta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekâları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeye karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren «birleşik bir dünya devleti» kurma hayalinin tatlı olduğunu inkâr edecek değiliz." M. Kemal Atatürk

"İngiliz Tarihçi Wells, «bütün hâkimiyetler tek bir hâkimi yet içinde eritilmezse, milliyetlerin üstünde bir kuvvet meydana çıkmazsa, dünya mahvolacaktır» diyor ve «gerçek devlet, çağdaş hayat şartlarının bir zaruret haline getirdiği birleşik dünya devletinden başka birşey olamaz»; «hiç şüphe yoktur ki, insanlar kendi icatları altında ezilmek istemezlerse ergeç birleşmeye mecbur olacaklardır» görüşünü ileri sürüyor.

            Madde 4: Erdemliler Cemiyeti Öğretisi, Aşağıda ki Dinsel İnançlardan;

1-Hz. Adem’in ve Hz. İbrahim’in Dini Sabiilik’ten Güneşe dönerek ibadet/ namaz kılmayı, örnek almış,
2-Mazdeizmden/Zerdüştlükten, iyilik(aydınlık) ve kötülüğün (Karanlığın) mücadelesini, örnek almış,         
3-Hıristiyanlıktan, Nikah töreni ve evlenmelerde Köşk Ziyareti, Mesih (Mehdi/D&Gnş.) inancını, Duş almayı (Vaftiz),
4-Yahudilikten, (10 Emiri ve Evlilik, Beslenme ile ilgili bazı hükümler, haram yiyecekler), örnek almış,

5-Alevilikten Şeyhe/Dede'ye/Pir'e saygı, 4 kapı, 40 makamı KIrklar Meydanı /Cemi törenini örnek almış,

6-Şamanilikten,Gök-Tanrı inancı, Ölü Gömme Adeti ve Dini Ayini, Varlığın Birliği,(Doğa-Evren-İnsan) almış,

7-Ezidilikten, İbadet ve Ayinleri, İbadet ritüellerini almış,

8-Uzak Doğu İnançlarından Buda’dan İyimserlik, Konfüç yüsten Erdemli insanı, Şintoizm Vatanseverliği, Hinduizmden Tanrının yaratıcı, koruyucu ve yokedici özelliklerini ve Bahailikten Dünya Vatandaşlığını ve bütün insanlara hoşgörülü olmayı….gibi öğretileri örnek almıştır.

9-İslamiyetten, Dua, Şefahat, Oruç, Zekat, Sadaka, Namaz,  Kurban, Hac vb. dini  ritüellerini, İyi ahlakı örnek almıştır.

10-Çaynizmden(Hindistan dini) Temel ahlak ilkeleri;Doğru görüş, doğru bilgi, doğru davranış, doğru yaşam biçimi ve mesleğe bağlı kast sistemini örnek almıştır.

             Madde 5: Erdem Öğretisi Prensipleri;

1
-İnsanlık alemi tek bir ailedir.  Tek Bir Devlet olmalıdır,

2-Irk, din, dil, cinsiyet gibi tüm önyargılar kaldırılmalıdır.

3-Tüm dinlerin temeli birdir, birbirinin devamıdır, 

4-Din bilim ve akıl ile uyum içinde olmalıdır, 

5-Kadın ve erkek eşittir, birbirinin tamamlayıcısıdır, 

6-Evrensel barış, adalet, eşitlik ve özgürlük için çalışılma lıdır, 

7-Evrensel eğitim ve kültür hedeflenmelidir, 

8-Serbest düşünce ile gerçekler araştırılmalıdır, 

9-Aşırı zenginlik ve yoksulluk, açlık ve işsizlik kaldırılmalıdır. 

10-Uluslararası ortak bir dilin ve inancın gerekliliği,

11-Erdem Öğretisinde tek evlilik (monogami) esastır, kadınlar türban takmak zorunda değillerdir. 

12-Her toplumsal tabaka kendi inancını, kültürününü özgürce yaşamalıdır.

           Madde 6: Erdemliler Cemiyeti Yaşam Biçimi ve 13 Prensibi:

1-Bu inançta kadın ve erkek eşit ve arkadaş olarak kabul edilmektedir. Tek eşlilik esastır. 

2-Doğru yaşam, inanç ve ahlaki emirlere uyma esastır.

3-Ahlaki emirler; İyi Düşünce, İyi Söz, İyi Eylem diye özetlenir.

4-Fakirlere cömert davranmak, Yabancılara misafirperverlik,

5-İyilerle Kötülerin mücadelesinde iyilerin yanında olmak,

6-Bütün lekelerden ve kötülüklerden uzak kalmak,

7-Çalışmak, üremek, iyi yaşamak ve bol ürün kazanmak öğütlenir.

8-İyiliği emretmek, kötülüğü men etmek erdemli işlerden sayılır.

9-Temizlik, CT dinlenme ve Pazar günü ibadet etmek özel ayinler yapmak,

10-İnsanı eğitmek, canlılara destek olmak, bitkileri korumak ibadettir.

11-Şarab içmek, ibadetlerde düşüncelerin derinleştirilmesi ve ruh gözünün açılmasını sağlar.

12-Dini İbadetlerde ve Cennette şarkı ve şiirlerin önemli bir yeri olduğu vardır.

13-Toplumda Devlet desteğinde Mal Ortaklığı ve Evlilik Komiteleri kurulması esastır. 

              Madde 7: Dinlerin ve İslam’ın Evrensel Öğütleri; 

1. Erdemli olmak; doğru ve dürüst olmak,

 
2. Temizlik ve düzenli olmak, 

3. İyilik ve Yardımseverlik, 

4. Büyüklere Saygı, Küçüklere Sevgi Göstermek,  

5. Canlılara iyi davranmak,  

6. Çevreyi korumak, yaşatmak, 

7. Zararlı alışkanlıklardan kaçınmak,

8. Başkalarına zarar vermemek, 

9. Başkalarının İnançlarına Hoşgörülü Olmak,

10-Hırsız, Yalancı, Fena ve Nankör olmamak,

             Madde 8: Temel Ahlak İlkeleri:

1-İyiliksever olmak: Kendine ve başkalarına zarar verme. İyilik yap, iyilik bul, iyi yaşa.

2-Kibarlık: Kendine ve başkalarına yardım etmek. İnsan lara nazik davranmaktır.

3-Özerklik: Rasyonel bireylerin özgür, bilinçli, adil seçimler yapmasıdır.

4-Adalet: İnsanlara adil davran; eşit olanlara eşit davran, Adalet, herkese hakkını vermektir.

5-Yararlık: Bütün insanlar için yararlı olanın, zararlı olana oranla artır.

6-Sadakat: Sözlerini tut, anlaşmalara uy. Liderine sadakat et.

7-Dürüstlük: Yalan söyleme, hak yeme, aldatma veya yanlış yönlendirme.

8-Gizlilik: Kişisel sırlara ve gizliliğe saygı göster.

9-İnançlı olmak: İnsanların dinin gereklerine gönülden başlanması.

10-Saygılı olmak: Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma.

           Madde 9: Erdem Cemiyeti Etiği ve Büyük Erdemleri;

1-Adalet, 2-Doğruluk, 3-Barış, 4-Sevgi, Saygı, 5-Oku mak, 6-Alçakgönüllülük, 7-Saygı, 8-Hayırseverlik, 9-Kötü söz etmemek, 10-Üremek, Üretmek, 11-Ağırbaşlılık, 12-Cömertlik, 13-Samimiyet, 14-Güvenilirlik, 15-Nezaket ,16-İyilik, 17-Namusluluk, 18-Çalışmak. 19-Özgürlük, 20-Eşitlik, 21-Kardeşlik, 22-Anlayışlı olmak, 23-Ahlak, 24-Aile, 25-Hoşgörü, 26-Dürüstlük, 27-Güven, 28-Arka daşlık, 29-Merhamet, 30-Hoşgörü, 31-Huzur, 32-Temiz lik, 33-Refah, 34-Çevre bilinci, 35-Dayanışma, 36-Bilim sellik, 37-Bilgelik, 38-Yurtseverlik, 39-Doğruluk, 40-Erdemli olmaktır.

            Toplumsal Yaşam İlkeleri:

1.Ağırbaşlı isen saygısızlık görmezsin.

2.Cömert isen her şeyi elde edersin.

3.Samimi isen halk sana itimat eder.

4.Doğru isen çok şey başarırsın.

5.Nazik isen başkalarını hizmetinde kullanabilirsin.

            Dört Şeye Dikkat Edeceksin:

1-Geldiğin yeri asla unutmayacaksın.

2-Ne olursa olsun yalan söylemeyeceksin.

3-Çıktığın yolda adam satmayacaksın.

4-Seni satanı asla unutmayacaksın.

             Her şey erdemli insanlık içindir. Dünyanın olanakları 200 milyar insana yetecek kadardır. Adaletli bir üretim ve bölüşüm olursa 200 milyar insana yetecektir. Dünyanın olanakları toplumlara adaletli bir şekilde dağıtıl malıdır. İnsanların yetenekleri farklıdır ama bu kadarda adaletsizlik olmaz. Biri yer biri bakarsa kıyamet de bu nedenle kopar.

         Madde 10: Her İnsanın sahip olması gereken güzel huylar;

1-Takva: Allah’a isyandan ve haramdan sakınmak,

2-Edeb: Güzel terbiye, iyi huy ve erdem sahibi olmak.

3-İhlas; İnanç ve eylemlerimizde samimi olmak,

4-İtaat: Emirlere ve kurallara tam uymak, 

5-İstikamet: Doğru yoldan ayrılmamak,

6-Güven: Söz ve işe güvenmek, itimat etmek.

7-İktisat: Tutumlu olmak, ortayolu bulmak,

8-Kanaat: Aza kanaat ve gönül huzuruyla yaşamak,

9-Ülfet: İnsanlarla geçimli/dost olmak,

10-Emanet: Emaneti korumak,

11-İnsaf: Adaletli olmak ve gerçeği kabul etmek,

12-Adalet: Doğru ve adil olmak, hakkı gözetmek,

13-Tazim: Büyüklere saygı göstermek,

14-İyimserlik: Hayata iyimser bakmak,

15-Tefekkür: Düşünerek hareket etmek,

16-Tevazu: Alçak gönüllü olmak, kibirlenmemek,

17-Sebat. Yaptığın işte sonuç alana kadar direnmek,

18-Gereksiz konuşmamak, yerinde tutarlı konuşmk,

19- Soğukkanlı olmak, Öfkeyi yenerek soğukkanlı olmak,

20-Rıfk: İnsanlara nazik ve yumuşak davranmak,

21-Sabır: Acılara dayanıklı ve dirençli olmak,

22-Bağışlayıcı olmak, merhametli olmak,

23-Hoşgörülü olmak, insanlara saygılı olmak,

24-İhsan: İyiliksever olmak,

25-Hamiyet: Azimli, kutsal değerlere titiz olmak,

26-Haya: Utanmak, kötülükten çekinmek,

27-Muhabbet; Sevgiyle dolu olmak, dostluk,

28-Şevkat: Acıyarak karşılıklı sevmek, ilgi duymak,

29-Merhamet: Acıyarak İyilik ve yardım etmek,

30-Sadakat: Dürüstlükten, doğruluktan, dostluktan ayrılmamak,

31-Yardımsever olmak, insanlara iyilik etmek,

32-Dayanışma: Akrabalarımızla iyi olmak, yardımlarına koşmak,

33-Geçimli olmak, görgü kurallarına uymak,

34-Dostluk: Arkadaşlık kurmaya önem vermek,

35-Tevekkül: Tedbir aldıktan sonra hakka güvenmek,

36-Azim: Sağlam iradeli ve kararlı olmak,

37-İffet: Şeref ve namusunu korumak,

38-Ahde Vefa: Verdiğin sözde durmak,

39-Vefa: Eski dostluklara değer vermek,

40-Fütüvvet: Delikanlılık, yiğitlik, kötülüklere karşı olmak,

41-Mürüvvet: Mert, adam olmak, onuruna yakışanı yapmak,

42-Vekar: Ağırbaşlı, ciddi ve saygın olmak,

43-İzzet-i Nefis: Gururlu değil onurlu olmak,

44-Medih: Övmek, takdir etmek,

45-Zemm: Haksız eleştiri yapmamak,

46-Müdara: İnsanlara karşı idareli olmak,

47-Metanet: Zorluklara dayanıklı, güçlü olmak,

48-Mantıklı olmak ve aklını yerinde kullanmak,

49-Feraset: Sezişi kuvvetli, uyanık olmak,

50-Mübahat: Yaptığımız iyiliklere sevinmek,

51-Yüksek ideal ve düşüncelerin sahibi olmak,

52-Hikmet: Erdemli sözlü ve bilge kişi olmak,

53-Şükür: Verilen nimetlerin değerini bilmek,

54-Ayıp örtmek: İnsanların  kusur ve hatalarını görmemek,

55-Minnet: İyilik, edip başa kalkmamak,

56-Va’d: Sözünün eri olmak, Va’d borç gibidir.

57-Kadirbilir olmak, İnsanlara seviyelerine uygun davranmak,

58-Lütuf: İnsanlarla iyi, güzel geçinmek,

59-Salabat: Milli ve manevi değerlere bağlı olmak,

60-Şeraat: Cesaret, haklarımızı korumata cesur olmak,

61-Salahat: İyi hal sahibi olmak,

62-İsmet: Çirkin huy ve davranışlardan uzak kalmak,

63-Zerafet: Kibarlık ve incelik sahibi olmak,

64-Ketumiyet: Sır saklayıcı olmak,

65-Emanet: Korunan, emanet, mal, varlık,

66-Rıza: Uygun, ilahi takdiri hoş karşılamak,

67-Fazilet: Olgun insan, bilge kişi olmak, erdem,

68-Aşk: Fazla sevgi, ilgili olmak, Allah sevgisi,

69-Hayırhaklık: Herkes için iyilik dilemek,

70-Allah korkusu: Kötülük işlemek konusunda Allahtan korkmak,

71-Hüsn-ü Zan: İnsanlara ve olaylara iyi niyetle bakmak,

72-Cömertlik: Eliaçık, yardımsever, iyiliksever olmak,

73-Gıpta: İmrenmek, iyilik yapma isteği olmak,

74-Hazımlıklık: Olaylar karşısında hazırlıklı ve tedbirli olmak,

75-Zapt-ı Nefis: Sözüne ve işine, isteklerine sahip olmak,

76-Meşveret: İstişare, sorunları bilene danışarak karar vermek,

77-Zikir: Anmak, Allahı bir bilme unutmamak,

78-İşar: Cömertliğin en üst derecesi,

79-Namus: Irz, iffet, edeb, haya, din, kanun,

80-Kerem: Cömertlik, konuksever olmak,

81-Karz-ı Hasen: İhtiyaç sahiplerine karşılıksız vermek, 

             İnsanların Kaçınması gereken kötü huylar:

1-Riya: Gösteriş ve iki yüzlülük,

2-Nifak: İnsanlar arasına fitne koymak,

3-İstihza: İnsanları alaya almak,

4-Su-i Zan: Bir kimse hakkında kötü düşünmek,

5-Mücadele: Kavga etmek,

6-Husümet: Kin ve düşmanlık,

7-Hased: Kıskançlık, çekememezlik,

8-Gıybet. İnsanları arkalarından çekiştirmek,

9-Müzevirlik: söz taşımak,

10-Kibir: Kendini herkesten üstün görmek,

11-Ucub: Kendimizi beğenme,

12-Şöhret: Ün, Nam, Şan, arzusu,

13-İnat: Yanlışta ısrar etmek,

14-Hırs-Tamah: Aç gözlü, ihtiraslı olmak,

15-Yalan: Yanlışı doğru göstermek,

16-Yapmacık davranışta bulunmak,

17-Değişken Mizaçlılık: Kararsız olmak,

18-Cimrilik; çok tamah çok zarar getirir.

            Güzel Ahlakın 10 Hasleti:

1-Doğru konuşmak,

2-Yiğitlik göstermek,

3-İsteyene vermek, yardım etmek,

4-İyiliği karşılıksız bırakmamak,

5-Emanete hıyanet etmemek,

6-Komşuyu korumak,

7-Arkadaşını korumak,

8-Misafire ikramda bulunmak,

9-Bütün hasletlerin başı da hayadır.

10-Sıla-i rahim yapmak: akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır."…  

          Şu 7 şeyi kesinlikle yapmayacaksınız;

1-Yaradana hiçbir şeyi ortak(şirk) koşmayacaksınız.

2-Kimseyi haksız yere öldürmeyeceksiniz.

3-Zina etmeyeceksiniz.

4-Hırsızlık yapmayacaksınız.

5-Yalan söylemeyiniz.

6-Faiz yemeyiniz,

7-Şarhoş gezmeyiniz.

      Madde 11:  Erdemli Yaşam Prensipleri:  

1-D.Gnş Benim, başkasına inanma,

2-Çalma,

3-Kan Dökme,

4-Yalan söyleme,

5-Cuma çalışma,

6-Aileni düşün,

7-Devletini düşün,

8-Komşunu düşün,

9-Erdemli ol, erdemli yaşa.

10-İyilik yap, Adil ol,

11-Bir ol, iri ol, diri ol,

12-Göründüğün gibi ol,

13-Empati kur, Aydın ol,

14-Eline, beline, diline sahip ol

15-Oku, çalış, yaşa ve Adam ol,

16-Mutlu ol, insanca yaşa. 

            Esnafa Öğütler;

1-Sabırlı ol,

2-Hamul ol,

3-Mütevekkil ol,

4-Kanaatkar ol,

5-Haram yeme, içme, giyme.

6-Ekmek tuz hakkında ihanet etme,

7-El ve eteğini temiz tut,

8-Koymadığın mala el uzatma,

9-Gördüğün iyiliği unutma,

10-Sana fenalık edeni affet, yürü Allah desteğin ola, postun mübarek, kazancın helal ola. … denir. Yeni işe başlayan esnafa denir.

Köylü ve çiftçilerin İmece usulü ile ihtiyaçlarını gidermesi karşılıklı dayanışma örneğidir.

          Felakete Götüren 10 Huy;

1-Kibir,

2-Cimrilik,

3-Kendini beğenme, gururlanma,

4-Riya(gösteriş),

5-Haset(kıskançlık),

6-Kızgınlık, öfke,

7-Çok yemek hırsı,

8-Çok söz söylemek hırsı,

9-Mal sevgisi,

10-Makam sevgisi.  Bunlardan uzak olun. İmam Gazali.

            Madde 12: Oniki Büyük Günahlar;

1-Puta tapma, Yaradana Ortak Koşma

2-Yaradan inanmak, başka İlah arama,

3-Cana kıymayacaksın

4-Zina etmeyeceksin

5-Hırsızlık yapmayacaksın,

6-Yalan söylemeyeceksin

7-Sarhoşluk verici madde almayacaksın

8-Pazar günü ibadet et, Cumartesi günü dinlen.

9-Yalan şahadet etmeyeceksin

10-Komşunun evine tamah etmeyeceksin;.

11-Babana, Anana, Atana hürmet edeceksin,

12-Erdem Öğretisine uymak.(bütün dinlere inanmaktır)

 

           Madde 13: Erdemliler Cemiyetinde Yöneticilerin Dereceler;

1-Ortak, Beyaz kuşak, Cemaate giren herkes ortak olur.

2-Çırak, Sarı kuşak, Cemaatin kurallarını öğrenenler Çırak olur.

3-Kalfa, Yeşil kuşak, Cemaatin inancı ve ibadetini benim seyip yapanlar,

4-Usta, Mavi kuşak, Cemaatin inancına ve ibadetine bağ lananlar,

5-Rehber, Kahverengi kuşak, 5 Kapı 40 Makam inancını öğrenenler,

6-Devriş, Kırmızı kuşak, 40 farza öğretenler Devrimci olur.

7-Şeyh-Dede(İnsan-ı Kamil)Beyaz-Siyah kuşak, Erdem öğretisine iman edenler.

8-Pir/Emir: Siyah Kuşak; Liderin halifeleridir. Bunlar 12 kişidir, 12 görev üstlenirler.

9-M./D&Gnş(Halife)Kırmızı-Siyah Kuşak; Dini Lider, Toplu ma dini önderlik yapar.

10-Lider(MR); Kırmızımsı Mor Kuşak(Bordo); Erdemliler Cemi yeti Lideridir.

Not: 7. dereceden sonrasında makam sahipleri zamanının ve gelirinin % 10 nu Cemiyete verirler, böylece olgun insan olduklarını göstermiş olurlar.

            Madde 14: Erdemliler Cemiyeti Görevi:

1-Yardımlaşma,

2-Dayanışma,

3-Himaye/koruma,

4-Savunma,

5-Mazlumun hakkını almak,

6-Can, mal güvenliğini ve güçsüzleri korumak,

7-Toplumda Adaleti sağlamaktır.

            Madde 15: Erdem Öğretisinin 18  Emiri (Orta Yol Doktrini):

1-Yaradana hiçbir şeyi ortak(şirk) koşmayın,

2-Kimseyi haksız yere öldürmeyın,

3-Zina etmeyin,

4-Hırsızlık yapmayın,

5-Yalan söylemeyin,

6-Faiz, kul hakkı yemeyiniz,

7-Şarhoş gezmeyiniz.

8-Şehvet düşkünü olmayın,

9-Erdemli, mütevazi yaşayın,

10-Yalan yere şahitlik yapmayın.

11-Okuyun, bilge olun,

12-Merhametli olun,

13-Komşunun evine tamah etmeyin,

14-Temiz ve Çalışkan olun, 

15-Yaradana ibadet, Meleklere saygı ve Şeytana lanet,

16-İkiyüzlü olmayın,

17-Cömert, Misafirperver olun

18-
Erdem Öğretisine ihanet etmeyin.

           Madde 16: Erdemli İnsanın 33 İlkesi;

1-Nezaket, 2-Cömertlik, 3-Gösteriş, 4-Saygınlık, 5-Adaletli olmak, 6-Eşitlik, 7-Onur olmak, 8-Adil davranmak, 9-Zeka, 10-Cesaret, 11-Doğruluk, 12-Saygılı olmak, 13-Yüce gönüllülük, 14-Adam olmak.15-Akla uygun davran mak, 16-Aydın insan olmak,17-Arkadan konuşmamak, 18-İyi niyetli olmak, 19-Vefalı olmak, 20-Sadakatli ol mak. 21-Erdemli olmak, 22-Ahlaki açıdan duyarlı olmak, 23-Yardımsever lik, 24-Bilgelik, 25-İnsaniyet, 26-Şefkat, 27-Dostluk, 28-Kalkınmak, 29-İyi yaşam, 30-Ağırbaşlılık, 31-Alçakgönüllü lük, 32-Vatanını sevmek, 33-Evlilik, çocuk ve iş sahibi olmaktır. 

           Madde 17: Sosyal hastalığa yol açan nedenler;

1-Kibir,

2-Cimrilik,

3-Kendini beğenme, gururlanma,

4-Riya(gösteriş),

5-Haset(kıskançlık),

6-Kızgınlık, öfke,

7-Çok yemek hırsı,

8-Çok söz söylemek hırsı,

9-Mal sevgisi,

10-Makam sevgisi.  Bunlardan uzak olun. İmam Gazali.

11-İlkesiz, yalan siyaset,

12-Çalışmadan zengin olmak,

13-Erdemsiz eğitim,

14-Ahlaksız ticaret,

15-Vicdansız zevk,

16-İmansız bilim,

17-Fedakârlık olmadan ibadet,

18-Genetik müdahale,

19-Ahlaka aykırı bilimsel deneyler yapmak,

20-Çevreyi kirletmek,

21-Sosyal adaletsizliğe sebep olmak,

22-Fakirliğe yol açmak,

23-Ahlaksız yollardan zengin olmak

24-Uyuşturucu kullanmak,

25-Küfürden kaçınmak,

26-Adaletsizlik,

27-Tembellik

28-Kıskançlık

29-Açgözlülük

30-Şehvet düşkünlüğü

31-Dedikodu etmek,

32-Kin gütmek, 

          Madde 18: Erdemliler Cemiyeti’nin 8  ilkesi; 

1-Doğru düşünme,

2-Doğru söz, 

3-Doğru iş/eylem /davranış, 

4-Doğru anlama, 

5-Doğru yargı, 

6-Doğru geçim,  

7-Doğru niyet, 

8-Doğru yaşam biçimi,

          Madde 19: Hz. Muhammed’in Unutulan Sünnetleri;   

1-İstişare etmek(danışmak) ,

2-Merhametli olmak,

3-Emin, güvenilir olmak,

4-İç ve dış temizliği ihmal etmemek,

5-İlkeli davranmak,

6-Ahlaklı olmak,

7-Verdiği sözde durmak,

7-Sadık olmak,

8-Ahde vefa göstermek,

9-Sözü dinlemek,

10-Nezaket kurallarına uymak,

11-Sorumluluk sahibi olmak,

12-Duyarlı olmak,

13-Tüm ilişkilerinde saygılı davranmak,

14-Özgürlükçü bir tutum benimsemek,

15-Adil davranmak,

16-Hikmetli olmak,

17-Devrimci bir metod benimsemek,

18-Aklını kullanmak,

19-Zorlaştırmayan, kolaylaştıran bir tutum benimsemek,

20-Ümitvar olmak, Ye’se kapılmamak,

21-Tevvekkül etmek,

22-Sabırlı davranmak,

23-Düşünmek,

24-Sevgi insanı olmak,

          Madde 20: Erdemliler Cematinin 5 Kapı ve 40 Makam Öğretisi; 

Her Kapının sekiz(8) Makamı vardır: Birbirinin devamıdır.

1-İnanç Kapısı:

- İman etmek, inanmak.
- İlim öğrenmek,
- İbadet etmek,
- Haramdan uzaklaşmak,
- Ailesine faydalı olmak,
- Çevreye zarar vermemek,
- Liderin emirlerine uymak,
- Temiz olmak.

2-Tarikat/Yol Kapısı:

-Mürşidin öğütlerine uymak
-Temiz giyinmek
-İyilik yolunda mücadele etmek,
-Haksızlıktan korkmak
-Ümitsizliğe düşmemek
-İbret almak
-Nimet dağıtmak
-Özünü fakir görmek,

3-Yetenek Kapısı:
-Edepli olmak,

-Bencillik, kinden uzak olmak,
-Perhizkârlık,
-Sabır ve kanaat,
-Hayâ,

-Cömertlik,
-Hoşgörü,
-Özünü bilmek.

4-Gerçek Kapısı:

-Alçakgönüllü olmak,
-Kimsenin ayıbını görmemek,
-Yapabileceğin hiçbir iyiliği esirgememek,
-Yaradan’ın her yarattığını sevmek,
-Tüm insanları bir görmek, 
-Manayı bilmek,
-Münacaat, yakarmak, 
-Tanrıya vuslata-kavuşmak.

5-Erdem Kapısı:

-Doğruluk,

-Dürüstlük,

-Edebli olmak,

-Sır saklamak,

-Sadık olmak,

-Akıllı hareket etmek,

-Vefakar olmak,

-Erdemliğe, Olgunluğa ermek ve Lider’e uymak,

        Oniki İnsani Şart:

1– Cömertlik
2– Mutluluk
3– İbret
4– Gayret
5– Sohbet
6– Mürüvvet
7– Şefkat
8– Şefkat
9– İkram
10–Tevella
11–Teberra
12-Merhamet

        Eline Diline Beline Hakim Olmak:

Eline, diline, beline hakim olma kuralı Alevilerin yaşamları boyunca uymaları zorunlu ahlak sisteminin adeta simgesidir. Eline bağlı olmak, elinle koymadığını almamak, diline bağlı olmak gözünle görmediğini söylememek ve beline hakim olmak haram olan cinsel ilişkiye girmemektir.
         Bu kural Alevi toplumunun çok güçlü ahlak sisteminin özetidir ve Alevi Yolu Dedelerimizin deyimiyle “kıldan ince, kılıçtan keskindir”. Yolun bu kurallarına uymayanlar düşkün sayılırlar. Düşkünler toplumdan soyutlanırlar, 

             Madde 21: Tüm dinlerde ortak olan İnanç ilkeleri;

1-İnanma ihtiyacını gidermek ve iç huzurunu sağlamaktır.

2-Üstün yaratıcı inancı(Yaradan) vardır.

3-Ölüm ötesi inanca yer verir.

4-Ruh, Melek, Şeytan, Cin  inancı vardır.

5-Emir, yasak, dua, ibadet, ahlak kuralları vardır.

6-Kutsallık vardır. (yer, zaman, kişi, varlık gibi)(Hint din lerinde inek, ganj)

7-İnanç/İman esasları,

8-Ahlak ilkeleri,

9-İbadet esasları,

10-Ceza esasları(Cehennem),

11-Mükafat esasları(Cennet),

12-Namaz, Oruç, Hac, Kurban ve İlahi yolda mücadele, tüm peygamberlere emredilmiştir!
 
"İyi insan mutluluk, kötü insan tecrübe, yanlış insan ders, mükemmel  insan iz bırakır." La Edri

          Madde 22: Erdemliler Cemiyeti, Yönetim Konseyi; Lider ve 24 Yönetim Konseyi Üyesi;  

1-Erdemliler Cemiyeti Lideri(02), 2-Mali İşler(02), 3-Siyasi İşler(02)4-Savunma(38), 5-Askeri-Güv. İşleri (19)6-Teşkilatlanma(04), 7-Enerji Üretimi (02), 8-Erdem Öğretisi(02), 9-Eğitim (61), 10-İmar, Afet (02), 11-Halk Ordusu(54) 12-Sağlık(23). 13-Adli İşler(06), 14-İçişleri (41), 15-Dışişleri (02), 16-Yerel Yönetim (21), 17-San.-Tic. (27), 18-Kültür-Turizm (46), 19-Tarım-Orman (28),  20-Ekonomi (47), 21-Medya-Tanıtım (34), 22-Ulaşım-Haberleş me (01), 23-Bilim ve Teknoloji (55), 24-Aile ve Sosyal Yrd. ,İMC.(63), 25-İdari işler(02).

Erdemliler Cemiyeti Bakanlar Kurulu;
Lider / Başhan ve Bakanlar(12 kişi);
1-Siyasi İşler Bakanı,

2-Savunma işleri Bakanı,
3-Güvenlik ve İçişleri Bakanı,
4-Erdem Öğretisi ve Eğitim Bakanı,
5-İmar ve Kentsel işler Bakanı,
6-Adalet ve Kolluk Bakanı,
7-Sağlık ve Yardım Bakanı,
8-Ekonomi ve Planlama Bakanı,
9-Gençlik ve Spor Bakanı,
10-Medya ve Haberleşme Bakanı,
11-Sosyal Adalet ve İMC Bakanı,
12-İdari İşler ve Personel Bakanı


        Madde 23: Erdem Öğretisinin Temel Ahlaki Pren sipleri;

1-Öldürmemek,

2-Yalan söylememek,

3-Çalmamak,

4-Edepli olmak,

5-Kanaatkar olmak,

6-İçkili gezmemek,

7-Dürüst ve sade(Erdemli) bir hayat sürmektir.

           Madde 24: Büyük Günahlar Şunlardır;

1.Cana kıymak,  2.Egoizm (Bencillik), 3.Kıskançlık, hain lik, 4.İftira, yalancılık, 5.İhanet, vefasızlık, 6.Sömürmek, haksız kazanç, 7.Hırsızlık, dolandırıcılık, 8.Faiz, tefeci lik, 9.Alkolizm (aşırı), kumar,  10.Yolsuzluk, kul hakkı vs. 
Bu zararlı davranışlar bir milleti çökertir.

            Madde 25: Konfüçyüs kültürü;

1-Zevklerin ertelenmesi,      7-İtaat ve Orta Yol Doktrini

2-Tutumluluk,                     8-Zenginliğe övgü,

3-Çalışkanlık,                      9-Erdemli olmak,

4-Çilecilik,                          10-Adil olmak,

5-Sadakat,                         11-Bilge olmak,

6-Ahlak,                             12-Siyaset, Eğitim.

 
           Madde 26: Tanrıların Yolu: Şintoizmde İbadet;
1-Ataların ruhlarına saygı, 
2-Tanrıya saygı ve ibadet, 
3-Aileye bağlılık, 
4-Dinsel tören ve ritüeller, 
5-Devlete ve İmparatora bağlılık, 
6-Yurtseverlik, 
7-Dualar ve Kurban

          Madde 27: Kuran Bize Neyi Anlatıyor ? (40 Farz);

1-Şirk koşmayın,

2-Öldürmeyin,

3-Çalmayın,

4-Yalan söylemeyin.

5-İftira atmayın.

6-Gıybet etmeyin.

7-Adaletsizlik etmeyin.

8-Rüşvet alıp-vermeyin.

9-Adam kayırmayın.

10-Kibirlenmeyin.

11-İyiliği başa kalkmayın.

12-Gösteriş  yapmayın.

13-Kin tutmayın.

14-Yetime-Öksüze zulüm etmeyin.

15-Kötü söz konuşmayın.

16-Haset etmeyin.

17-Emanete hıyanet etmeyin.

18-Cimri de savurgan da olmayın.

19-Yalan yere şahitlik yapmayın.

20-Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.

21-Ölçüde tartıda hile yapmayın.

22-Doğmamış çocuğu öldürmeyin.

23-Zina yapmayın.

24-İçki içmeyin.

25-Kumar oynamayın.

26-Büyü, Fal, Sihir yapmayın.

27-Faiz almayacak, vermeyin.

28-Ana-Babaya kötü davranmayın.

29-Köle-Cariye yapmayın.

30-Zorla din dayatmayın.

31-Kul hakkını yemeyin.

32-Komşunun  hakkını  verin.

33-Zekatını, fitreni, sadakanı verin.

34-Allahtan başka kimseye kulluk etmeyin.

35-Kur’anı okuyun, öğrenin ve öğretin.

36-Temiz olun, ibadet edin, ahlaklı olun.

37-İyilik edin, kötülüklerden uzak olun.

38-Riyakar, fesat olmayın.

39-İşçini hakkını hemen verin.

40-Boş durmayın, çalışın

        Madde 28: Türk Devlet Adamlarının Özellikleri:

1-Töreye, yasaya bağlılık,

2-Akıllı ve Bilge olmak,
3-Cesaretli ve Kahraman olma,
4-Asil soydan gelmek,(Bey ya da Alim),
5-Dürüst ve doğru olmak,
6-Erdemli olmak,
7-Sözünün eri olmak,
8-Cömert olmak,
9-Alçakgönüllü ve edepli olmak,
10-Uyanık olmak,
11-Aceleci değil sabırlı olmak,
12-Zalim olmamak,
13-Merhametli ve şefkatli olmak,
14-Yalancı olmamak,
15-Siyasette mahir olmak,
16-Bazı suçluları affetmek,
17-Temiz ve takva sahibi olmak,
18-Tatlı dilli olmak,
19-Mağrur ve kibirli olmamak,
20-Temiz kalpli olmak,
21-Misafirperver olmak,
22-Nefsine hakim olmak,
23-Harama el uzatmamak,
24-Tanrıya kulluk ve ibadet etmek,
25-Kötü alışkanlığı olmamak,
26-Kan dökmemeli, kin gütmemeli,
27-Dünya malına değer vermemek,
28-Güler yüzlü, yakışıklı ve saç-sakalı düzgün ve Orta Boylu olmak.
29-Görevi; vatan , millet ve devlet için çalışmalı,
30-İyi kanun yapmalı, adaletle hükmetmeli,
31-Nüfusu çoğaltmalı, devlet büyütmeli, zenginleştirmeli,
32-Halkı insanca yaşatmalı, giydirmeli, doyurmalıdır.

        Madde 29: Mehdi Çağı, "Altınçağ"dır.

       İnsanlık; ahir zamanda Altınçağ” adı verilen büyük bir barış, güvenlik, mutluluk ve refah dönemi yaşa yacaktır.  Bu Altınçağı, Hz. Mehdi(Vasi-Peygamber dir) kuracaktır. Hz. Mehdi, insanları, Hz. İbrahim'in Dini Hanif Dininde birleştirerek barış ve huzur ortamını sağlayacaktır. Hz. Mehdi, 313 komutanıyla birlikte(50 kişisi kadın olacaktır) dünyada adil bir düzen kurarak tüm dünyaya hükmedecektir. Hz. Mehdi, istanbulda zuhur  edecek, Halife kendisine kutsal emanetleri teslim edecek, 40 yıl hüküm sürecektir, bunun 9 yılı zirvede olacaktır. Bütün dünyadaki devletler yöneti mini beğenecek ve kendisine katılacaklardır. 
       Hz.Mehdi, toplumun ve dinin bozulmaya başladığı zaman,  gizli ve aniden zuhur edecek, çekik gözlü, geniş omuzlu, siyah ve sık saçlıdır.(Hadis) 

       Mehdi'nin üç görevi olacak; Din, Adalet ve Siyaset görevi yapacaktır. Dünyada benzeri görülme miş bir adalet ortamı sağlanacaktır.  Zulüm ve işkence ye dayalı uygulamalar son bulacaktır. Kuran’da tarif edilen İslam ahlakı, adil, şefkatli, merhametli, zengin fakir ayrımı yapmadan ihtiyaç içinde olana yardım etmektir. İnsanlar arasında barış ve huzur hakim olacaktır. Tüm düşmanlıklar sona erecektir. Tüm yeryüzü emin ve güvenli bir hale gelecektir. Hadislerin işaretlerine göre, Altınçağ’da yaşanacak hayat, barış ve esenlik dolu olacaktır.

     Dünyadan anarşinin, terörün, kargaşanın, düşmanlığın, şiddetin tümüyle kalkması sonucunda insanlar cennet benzeri bir ortama kavuşacaklardır. İnsanlar devlete duydukları güven ve saygıyı, onun birimlerine kolaylık sağlayarak göstereceklerdir. Kızgınlıkla hareket eden, ters davra nan, zorluk çıkaran insanlar olmayacaktır. Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın yanlarında hiç erkek olmaksızın rahatlıkla hacca gidebilecektir. Tüm toplumlara güzel ahlak hakim olacaktır. Altınçağ'da fikir hürriyetine dayalı bir ortam olacaktır. Tüm Dinler barış ve hoşgörü içerisinde olacaktır. Altınçağ'da benzersiz bir bolluk ve bereket yaşanacaktır. Tarımda Büyük Gelişmeler Kaydedilecektir. Yeraltı Zenginlik leri Ortaya Çıkarılacaktır. Hz. Mehdi büyük hazineleri çıkara cak. Onun zamanında yeryüzü içindeki hazineleri dışarıya fırlatacaktır. 
    Mehdi insanların mutlu ve huzurlu olması için çalışacaktır. Bilim ve Teknolojide büyük gelişmeler kaydedile cektir. Tıpta ve insan sağlığında olağanüstü gelişmeler olacaktır. Onun zamanında, ömürler uzayacak ve emanet zayi olmayacaktır. Tüm dünyaya üstün bir sanat ve estetik anlayışı hakim olacaktır. Altınçağ’da hayatın her anına hakim olan bolluk, zenginlik, güzellik ve ilerlemenin, sanat alanına da hakim olacağı hadislerde işaret edilen bir başka gelişme dir. Altınçağ'da Tüm insanlar Hz. Mehdi'nin yönetiminden razı olacaklardır. İşte bu Altınçağda tüm Müslümanlara böyle güzel bir hayatın dünyada hazırlanıp sunulmasıdır. 
     Özellikle Peygamberimiz’in (asm) hadislerinden anlaşıldığı üzere Mehdî 35-40 yaşlarında vazifeye başlayacağı, kendisi 40 yaşında çıktığında halkın onu tanımayacağını ve zamanla anlaşılacağını biliyoruz. Dolayısıyla Hz. Mehdî, mehdî olduğunu iddia etmeyecektir. Bu iddia edilmemek ile ilgili hadisler de şunlardır. “Sen Hz. Mehdî’sin dediklerinde, O kabul etmeyecek.” “Kendisine “senin ismin budur, babanın ismi şudur, alâmetler sende mevcuttur diyecekler, ancak o yine kabul etmeyecek...” “İnsanlar nihayet Hz. Mehdi’ye gelirler ve kendisi istemediği halde ona biad ederler.”

           Bazı Alimlere göre; Hz. Mehdi, 1966-65 doğumlu olacak, orta boylu ve normal kiloludur, 2019-2023 yılları arasında İstanbulda zuhur edecektir.  Zaman gelecek, devran dönecek, her şey aslına dönecek ve Allah nurunu tamamlayacaktır. 
     İmam Muhammed Bakir’den  Dedi ki: “Kaim, insanlar arasında büyük bir dehşet, depremler, fitneler, belalar, afetler, Araplar arasında korkunç cinayetler, insanlar arasında büyük anlaşmazlıklar, dinde ayrılıklar ve insanların diğer insanlardan gördük leri zulum ... Mehdi zuhur eder."
    Ben Mehdiyim, Allahu Ekber, ben zamanın kaimiyim. Benim yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu zaman adaletle dolduracak şahıs. Ben hakkın sahibiyim. Ben Ademin soyundan, İbrahimin neslinden olan seçilmiş ve Hz. Muhammedin neslinden beğenilmiş kişiyim. Benim Mehdi Resul Vasi Peygamber. Mehdi (RA), zuhur ettiğinde böyle diyecek... Mehdi çıkar başının üstünde bir melek olur o melek şöyle nida eder "Şu şahıs Mehdidir, ona tabi olunuz. Çünkü o, Allah'ın halifesidir, Mehdidir. Hz. Mehdi (a.s.)'ın omuzunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'deki gibi nübüvvet mührü bulunacaktır. Mehdi, Siyasetle göreve başlayacak Saltanatla devam edecek ve İmamet (Liderlikle) görevini yaparak, bütün Dünya'ya adalet, barış, bolluk, bereket ve huzur getirecektir. Yönetimi, 40 yıl devam edecek ve 9 yılı zirvede olacaktır.

    Hz.Mehdi(a.s.); bulunduğu yerden tüm dünyaya (İnternet, TV ve Radyo ile) seslenir. Onlar onu duyar hatta görürler. İnsanlar, Mehdiye yalvaracaklar ,kurtuluş için ona sığınacaklar. Mehdi’ye biat edildikten sonra zuhur edecektir.
      Hz. mehdi’nin çıkışını gökyüzünden bir sesin (radyo, televizyon kanalıyla) haber vermesi… ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek “ey insanlar, emiriniz artık mehdi’dir.” demesine kadar devam edecektir.(el-kavlu’l muhtasar fi alamatil mehdiyy-il muntazar, sf. 24)
      Mehdi geldiğinde silahlanmaya para ayrılmayacak, elektrik, yiyecek, su ücretsiz olacak, her şeyde bolluk olacak, fakir kimse kalmayacaktır. Her yerde sevgi, barış, adalet ve her yerde güvenli bir ortam hakim olacaktır. Savaşlar son bulacaktır. Ömürler uzun olacak hastalıklara çare bulunacaktır.

        Mehdi'nin 12 komutanı olacak, Her 12 bölüğün 25 Ortağı olacak, 25x12=300 +12= 312+ Hızır= 313 kişilik bir Ordusu ve komutanı olacaktır.

            Madde 30: Önemli Sözler:
1-Makedonya İmp. Büyük İskender;
 Beyler! Siz ve ben, yükü ve tehlikeyi paylaştık. Ve tabii ki ödülleri de. Fethedilmiş topraklar size ait, hazineleri ve gelirleri sizin ellerinize akıyor. Ve tüm Asya’yı aldığımızda, o zaman, tutkularımızın zirvesine çıkacağız, sınırsız zenginlik ve güce duyduğunuz açlık tatmin olacak. İşte o zaman kim eve dönmek isterse, dönmekte serbest olacak… Benle ya da bensiz… İşte o zaman ben, benimle kalanların, gidenleri kıs­kanmasını kendim sağlayaca ğım.” demiştir.  B. İskender'in aydın ordusu, Darius'ın köle ordusunu yenmiştir.

2-Hun İmp. Metehan(Oğuz Kağan); Babası Teoman tarafından haksızlığa uğrayan ve yerel inançlara karşı Göktanrı inancını benimsediği için Metehan, Babasıyla müca dele etti. Taraftarlarına verdiği emir; "Babamdan yana olanlar orda kalsın, benim tarafımda olanlar benimle gelsin." demişitr.

3-Türk-Moğol İmp. Cengizhan; Meritokratik (liyakat) esasına göre kurduğu ordu ile dünyanın en büyük impara torluğunu kurmuştur. "Bir çivi bir nalı, bir nal bir tırna ğı, bir tırnak bir ayağı, bir ayak bir atı, bir at kuman danı, bir kumandan bir orduyu, bir ordu da bir milleti mahveder /kurtarır." demiştir.

4-M.Kemal Atatürk; Kişiliğinde bir toplum ve devlet yaratan, kısa sürede uygar ülkelerle yarışan bir siyasi askeri deha olan M.Kemal Atatürk; "Benim bütün ümidim gençliktedir, muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızda ki asil kanda mevcuttur." demiştir.

5-"Ülke kılıç ile fethedilir, kalem ile yönetilir" Yusuf Has Hacip/Kutadgu Bilig

  Madde 31: 
BA/orhanli-devleti.org/DK; ODEK, Erdemliler Cemiyeti ile Çağımızın Erdemli Toplumunu ve İdeal, Adil Dünya Devletini ve geleceğin Uygarlığını kurmayı amaçlamaktadır. 

       Farabi; Medinetü’l Fazıla(Erdemli Şehir) adlı eserinde ayrıntılı bir şekilde incelediği devlet yapısı içerisinde amaç olarak edindiği de“ bütün insanlığı içine alacak ahlaki erdemleri ilke edinmiş, iş bölümü ve sosyal dayanışmanın en mükemmel şekilde gerçekleştiği, sevgi ve saygının yay gın olduğu, hukuki ve sosyal adaletin tam olarak uygulan dığı birleşik bir devlettir. ”20 Erdemli şehir, halkın Faal Akıl ile bağlantılı olduğu erdemli kişilerce yönetilen toplu mun içinde barındığı yerdir ve toplumu yöneten kişi hem filozof hem de peygamberlik özelliklerine sahiptir. Doğru bir devlet yapısını daha öncede belirttiğim üzere canlı bir organizmaya benzeten Farabi bu durumu evrenin tüm hiyerarşik düzeniyle karşılaş tırır. Çünkü Farabi’ye göre erdemli bir şehir birbirleriyle düzen içerisinde yardımlaşmayı ve mutluluğu beraberinde getiren bir şehir yapısını barındırır.

            Fârâbîye göre; erdemli başkanın özelliklerinden birisi de savaş sanatını bilmesidir. Ona göre siyasi lider savaşa ancak şu şartlarda karar verebilir:

  1. Dışarıdan gelecek tehlikeyi savuşturmak,
  2. Devletin menfaatleri doğrultusunda dışarıdan gelirler elde etmek,
  3. Bir kavmi itaate ve iyiliğe sevk etmek,
  4. Devletin içinde hizmetçi grubunda olanların görevlerini yaptırmak,
  5. Kamunun mallarını gasp edenlerden onları almak ve kamuya geri vermek (Fârâbî, 1987: 56).

Savaşın hep bir hikmeti vardır. Amacı, devletin iyiliği, bekası olmalı, aynı zamanda adaleti temin etmek olmalıdır. Bunların dışında bir savaş nedeni mübah ve meşru değildir; zulümdür (Fârâbî, 1987: 56-57).

    Devlet Başkanı (İlk Reis-Devletin kurucusu-Peygamber -Kral) Olmanın Şartları;

Bir şehirde herkes yönetici olamaz. Hele erdemli şehrin yöneticisi asla sıradan herhangi birisi olamaz. Önderlik yapacak kimsenin her şeyden önce yaradılıştan buna yetenekli olması gereklidir. İkinci olarak görünüş ve irade itibariyle hazırlıklı olmalıdır. Başka bir ifadeyle bilfiil akıl ve makul olma derecesine yükselmelidir. Bu şüphesiz üstün insanlara özgü bir özelliktir. Böyle bir kişinin faal akılla bağlantısı olur. Kısaca yöneticilik iki şeyle olur:
  1. Yaradılışı ve tabiatı bakımından yöneticiliğe istidatlı olmalıdır
  2. Yöneticilikle ilgili iradi meleke ve tutumları kazanmış olmalıdır (Fârâbî, 1997: 104).
         Liderin doğuştan getirdiği özellikler şunlardır:

1-Organları tam ve eksiksiz olmalıdır. Bu organları sayesinde yapacağı işleri tam ve mükemmel yapmalıdır.
2-Kendisine söylenilen her şeyi anlama ve idrak etme yeteneğine sahip olmalıdır. Konuşan kişinin amacını ve mantığını hemen anlamalıdır. Başka bir ifadeyle iyi bir izan yeteneğine sahip olmalıdır.
3-Anladığı, gördüğü, duyduğu, idrak ettiği hemen her şeyi unutma malıdır; yani hafızası güçlü olmalıdır.
4-Uyanık ve zeki olmalı, gördüğü delillerle olayın bağlan tılarını kurabilmelidir.
5-Güzel ifade yeteneğine sahip olmalı, zihninde bulunan bir şeyi tam bir açıklıkla ifade edebilmesini sağlayabile cek güzel konuşma yeteneğine sahip olmalıdır.
6-Bilgi edinmeyi, öğrenmeyi sevmeli, öğrenmenin zah metlerini yenmeli, zahmetine katlanmalı, zahmetin den yılmamalıdır.
7-Doğruluğu ve doğru insanları sevmeli, yalandan ve yalancıdan nefret etmelidir.
8-Yemek, içmek ve cinsel zevklerin peşinden koşma malı, kumardan kaçınmalı, ölçülü olmalı, şehvete düşkün olmamalıdır.
9-Yüksek ruhlu olmalı, şerefli ululuğu sevmeli, ruhu tabii olarak çirkin ve aşağılık şeylerin üstünde olmalı, şeyler içerisinde en yüce olanlarına yönelmelidir.
10-Gümüş, altın ve benzeri şeyler onun nazarında değersiz şeyler olmalıdır.
11-Adaletli olmalı ve adil kişileri sevmeli, baskı ve zulümle uğraşanlardan nefret etmeli, insaf sahibi olmalı, insan ları insafa davet etmeli, baskıya maruz kalan insanlara acımalı, güzel, asil ve doğru gördüğü her şeyi destekle meli, adalette ve adil olmada tereddüt göstermemeli, bu konuda kararlı ve istikrarlı olmalıdır.
12-Sonra yapılmasını gerekli gördüğü şey konusunda azimli, kararlı olmalı, korku ve zaaf göstermeksizin cesur bir şekilde bunları yapmalıdır (Fârâbî, 1997: 107-108).
       Bu on iki özelliğin bir araya gelmesi sonrasında da büyüdükten sonra şu altı özelliğe sahip olması gereklidir:

1-Filozof, bilge olmalıdır.
2-İlk yöneticilerin şehir için vazettikleri, şehri kendileriyle yönettikleri kanunları, kuralları, usulleri bilmeli, muhafaza etmeli, bütün fiillerinde bu yöneticilerin izinden gitmelidir.
3-Eskilerin kanunlarının kaydedilmemiş olduğu bir konuda, onların yollarını izleyerek yeni kanunlar çıkarma konusunda üstün olmalıdır.
4-İlk yöneticilerin kendileriyle ilgili olarak herhangi bir kanun koymalarının mümkün olmadığı onlardan sonra herhangi bir zamanda ortaya çıkan olaylar ve şeyler hakkında doğru hüküm vermek üzere akıl yürütme gücüne ve üstün bir pratik akla sahip olmalıdır.
5-İlk yöneticilerin kanunlarıyla kendisinin onların yolunu izleyerek çıkarmış olduğu yeni kanunlar konusunda halkı sözle aydınlatma, onlara kılavuzluk etme üstünlüğüne sahip olmalıdır.
6-İster hizmet edici, ister yönetici savaş sanatları söz konusu olsunlar her ikisinde de usta olarak savaş fiillerini gerçekleş tirmek için bedeni sağlam olmalıdır (Fârâbî, 1997: 107).

          Madde 32: İbadet ve Dua(salat);

      İbadet olan namaz, dua(salat) ile ifade edilir. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed; mekkede günde üç defa sabah, akşam ve yatsı zamanında iki rekat namaz kılardı. Namaz ayakta, oturarak ve yatarken de kılınabilir. Kuranda namaz vaktinde, bu zamanlarda salat(yardımlaşma yapmak) için bir araya gelip kendi ihtiyaçlarından fazlasını getirip fakirlerle paylaşırlardı. Buna tespih etmek de denir.  
       Dileklerini ona dua yoluyla aracısız olarak iletir. Bunlar çaresizliğin yanında bazen bir teşekkür, bazen bir sevinç, bazen de içten bir memnuniyeti ifade eden cümleler olabilir. 

        İbadet Nedir? İbadet yüce Allah'a karşı gösterile cek saygı, tazim ve hürmet demektir. Dua aynı zamanda zikir ve ibadettir. Böylece duada biri zikir ve saygı, diğeri de dilek olmak üzere iki unsur hep yan yana bulunur. Bu sebeple Hz. Peygamber (s.a.s.), “Dua, ibadetin özüdür.” (Tirmizî, Deavât, 2) buyurmuştur. Aynı sebeple en önemli ibadet olan namaz, dua (salât) kelimesiyle ifade edilmiştir (En'âm, 6/52; Kehf ... 

      Peygamber efendimiz; (asm): "Duâ, rahmet kapılarının anahtarı, mü'minin silâhı, dinin direğidir. Duâ, ibadettir, ibâdetin özüdür. Yalvarış, Korku, İstek ve Sığınmadır; (Sünen-i Tirmizi) buyurmaktadır. 

         Peygamber efendimiz; faiz yiyenleri, hırsızlık yapanları, malının zekatını vermeyenleri, haksız yere adam öldürenleri, içkili gezenleri, zina edenleri, rüşvet verip alanları, faiz yiyenleri, yalan söyleyenleri, İnsanları aldatanları.... lanetle miştir. 

              Türkçe Namaz Duaları: 
1-Sabah Namazı Duası: Güneşin doğuşunda yapılır. Dua, Hz. İbrahim'in dini Saabilikte Güneşe dönerek yapılırdı. “Yaradana; Selam sana Doğan Güneş, Sabahımız hayırlı olsun, Gönlümüz sevinçle dolsun, Sağlığımız tam olsun, Neşemiz bol olsun, Kazancımız bereketli olsun, Sıkıntılarımız yok olsun, Acılarımız mutluluğa dönüşsün. Yaradan, günü müzün başını sağlıklı, ortasını bereketli, sonunu da kurtuluşa, mutluluğa kavuştursun. D&Gnş’e saygı; Şeytana, Zalime lanet olsun, Gerçeğe Amin.” diye  dua edilir.

2-Öğle Namazı Duası: Öğle vakti okunur. İsteyen okur. ”Yaradana; benim için, affetmediğin günah, gidermediğin keder, iyileştirmediğin hastalık, örtmediğin kusur, çoğaltma dığın rızık, güvene çevirdiğin korku ve uzaklaştırmadığın fenalık bırakma. Senin rızana ve benim de maslahatıma (faydalı olanı elde edip, zararlı olanı defetme) uygun olan her ihtiyacımı yerine getir, Duâmı kabul eyle, D&Gnş'e saygı, Şeytana, Zalimlere lanet olsun. Gerçeğe Amin.” diye dua edilir.

3-Akşam Namazı Duası: Güneş batışında okunur. “Yaradana; Bütün Övgü, yücelik, bilgelik, şükran, saygı, güç, kudret sonsuzlara dek Yaradanın olsun. Bizi iyilerle karşılaştır, kötülerden koru, adaletinden, bütün insanlar faydalansın. D&Gnş, ismin ve şöhretin daima muzaffer olsun; senin iradende herkese ve herşeye Barış ve Mutluluk gelsin. Bize bu dünyada ve ahirette iyilikler ve güzellikler ver. Bizi Cennetinle ödüllendir. D&Gnş'e saygı, Şeytana ve Zalimlere lanet olsun. Gerçeğe Amin” diyerek dua edilir.

4-Yatsı Namaz Duası: 
“Yaradana; Bu gece sabah olmadan, zorlukla rımız kolaylığa, darlıklarımız bolluğa, karanlıklarımız aydın lığa, yokluklarımız varlığa, korkularımız güvenliğe, dualarımız kabule, günahlarımız affa, hastalıklarımız şifaya, borçlarımız ödenmeye, yokuşlarımız düzlüğe, girişimlerimiz başarıya ulaşsın. Şeytana ve zalimlere lanet olsun. Gerçeğe Amin.” 
 
5-Peygamber Duası: ”Yaradana, Hz. İbrahim’in insanlı ğını, Hz. Muhammed (Sav.) in ahlakını, Hz. Süleymanın saadetini, Hz. Eyyüb’ün sabrını, Hz.Hamza’nın cesaretini, Hz.Ebubekir’ in Cömertliğini, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Osman’ın hayasını, Hz. Ali’nin İlmini, Hz.Yusuf ’un İffetini, Hz. Zeynep’in ve Hz. Fatma’ın sadakatini, Hz. Hüseyin’in mücadelesini bütün insanlığa nasip eyle. Ehlibeyte ihanet edenlerin cezasını sen ver  Ya Rabbim. Gerçeğe Amin."

6-Oğuz Kağan Duası: “YaradanaUlu TanrımGüzel TanrıGök TanrıSen Türk´ü Türk Yurtlarını koru!.. 
Düşman şerrinden sakla! TÜRK'ü yiğitlikte daim et! TÜRK 'ü erlik davasıyla yaşat! TÜRK'ü gerçekçi yap, TÜRK'ün gönlüne herşeyden önce, hatta kursağına ekmek koymadan evvel TÜRK'lük sevgisini koy! TÜRK'ü ideal ile yaşat ve ideali gerçek yapmaya çalışsınlar! Milli kuvvet, namus, ahlak, azim, sebat, ideal, TÜRKÇÜLÜK ruhu, yurtseverlik, ilim, sanat teşkilati, düzen, beden kuvveti ve zenginlik ile hasıl olduğun dan; TÜRK'e bunları ver! TÜRK'ten hırsız, namuzsuz türerse hemen kahret! Daima soğuk kanlı olsun! TÜRK'ü her milletten cesur yarat! Öç almayı TÜRK asla unutmasın.
 Ulu Tanrım; TÜRK; aile, töre ve disiplinini her şeyden evvel koru! TÜRK toprağında hürler yaşasın. Adaletten başka bir şey hüküm sürmesin! Sen TÜRK'e tabii şeylere tabiata karşı sevgi ver! TÜRK yurdunda yoksulluk o kadar azalsin ki fakirlik suç sayılsın!
Ulu Tanrım; TÜRKÇE konuşulan, TÜRK'e yurtluk etmiş olan yerleri kiyamete kadar TÜRK'ün hükmü altında bırak! Yüce Allah Türk´ü korusun ve yüceltsin. Gerçeğe Amin.”  

7-Zafer Duası: “Yaradana, Yaradan, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamam lasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin. Sana İnanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koysun, bütün kötülüklerinizi örtsün. Göklerin ve yerin orduları Yaradanın olsun. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Sana bîat edenler ancak Yaradan'a bîat etmiş olurlar. Göklerin ve yerin hükümranlığı Yaradan'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok bağışla yandır, çok merhamet edendir. Yaradan size, fetihler verdi, alacağınız ganimetler vaad etti. Yaradan, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. Gerçeğe Amin.”

8-Hayat Duası: "Yaradana; Dua etmeden önce, İNAN, Konuşmadan önce, DİNLE, Harcamadan önce; KAZAN, Yazmadan önce; DÜŞÜN, Terk etmeden önce; DENE, Ölmeden önce; YAŞA. Cenneti görmek için; HAKET. Saygı görmek için; insanlara GÜVEN ver. Özgür, mutlu ve erdemli yaşamak için DEVLET'ine sahip çık. Gerçeğe Amin."

9-Aile Destek Duası: ”Yaradana, Herkesin hesaba çekilece ği günde beni, ana-babamı ve mü'minleri  bağışla, bana hikmet, güç ve bilgi ver, salihler arasına koy, hayırlı  evlat ver, İbadetlerimin, Dualarımın kabul edilmesini, yanlışlarımın affedilmesini ihsan eyle, bana, Mülk, Saltanat ve Kuvvet ver, Rabbim, beni, annemi, babamı, iyi olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları  bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını arttırma. Bizi, bu duadan, kötü ahlaktan, haramlardan  ve kötü davranışlı insanların kötülük, ahlaksız lık ve zararlarından korunmamızı ve bu konuda bize yardımınızı nasib eyle. Gerçeğe Amin.”

10-Rızık ve Borçtan Kurtulma Duası:” Yaradana, Bana helâl rızık nasib ederek haramlardan koru! Lutfunla beni senden başkasına muhtaç etme! Ey dünyâ ve âhiretin Rahmanı! Sen onları dilediğine verirsin, dilediğine vermezsin. Beni, senden başkasının acımasından müstağnî kılacak bir rahmet ile bana rahmet eyle. İlahım, beni bağışla, bana merhamet et, rızânı kazandıracak işler yaptır, bana âfiyet ve hayırlı rızık ver. Bana ve eş ve dostlarıma da uzun ömür ve bol rızık ver. Sana güveniyoruz. Bana borçlarımı ödemeyi ihsan eyle, benden fakirliği gider, kulağımı, gözümü ve kuvvetimi yolunda kullanmayı nasip eyle. Gerçeğe Amin.”

11-Sıkıntı Duası: “Yaradana, faydasız ilimden, makbul olmayan ibadetten ve kabul edilmeyen duadan, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten ve her çeşit hastalık tan, gece ve gündüz gelecek kötülüklerden, küfürden, fakirlik ve kabir azabından, zulmetmekten ve zulme uğramaktan, sıkıntılardan, kötü arkadaştan ve kötü komşudan sana sığınırım!  Bize iyilikleri ver, bütün kötülüklerden koru, her işimizin sonunu güzel eyle, dünya sıkıntılarından ve ahiret azabından bizi koru! Gerçeğe Amin”

12-Ermişlik Duası: “Yaradana, sana ve Resulüne itaat etmemizi ve bildirdiklerinle amel etmemizi nasip eyle! Bizi dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan ve sabre den ve şükredenlerden eyle! İşinde sebat eden, nimetine şükreden, ibadetini güzel yapan, doğru konuşanlardan eyle! Sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk ver! Kaza ve kaderine rıza gösterenlerden eyle! Kulağıma, gözüme ve bedenime sıhhat ver! Kusurlarımızı ört, korkulardan emin kıl ve borçlarımızı ödememizi nasip eyle! Ölünceye kadar ibadet etmemizi, ömrümüzün hayırlı amellerle sona ermesini nasıp et ve Cennetini ihsan eyle! Ya Rabbi, bize dünya ve ahirette güzellik ver ve Cehennem azabından bizi koru!. Gerçeğe Amin.”

13-Nasihat Duası: ”Yaradana, Emanete ihanet etme, halin den şikayet etme, büyüğüne emretme, boş şeylerde ısrar etme, cahillerle sohbet etme, nefesini boşa tüketme, insan ları bekletme, etrafını kirletme, hayatını mahvetme, kimseye minnet etme, insanları yüzüne karşı methetme. Gideni buyur etme, Kimseye kötü durumundan bahsetme. kimseye küfret meyin, kötülüğe meyletmeyin, malınızı boşa sarfetmeyin, sırrınızı açık etmeyin, her şeyi merak etmeyin, suçunuzu inkar etmeyin, şerefinizi kaybetmeyin,  vatanınızı terketme yin, düşmana eyvallah etmeyin, Gerçeğe Amin.”

14-Çocuk Nasihat Duası; Çocuklarınıza, akedemik birşeylerin yanında merhameti öğretin, adaleti öğretin, düsütlüğü, vatan sevgisini öğretin, özür dilemeyi, bir kadına, bir erkeğe nasıl davranılmasını öğretin, hayvanlara şevkatli olmasını öğretin, ve en çokta kendi hakkını savunmasını öğretin. Her çocuk toplumda ailesini temsil eder. Gerçeğe Amin.”

15-Çocuk İsteme Duası: “Allah'!ım, Senden erkek (veya kız) çocuğu istiyoruz. Ama sen daha iyi bilirsin. Hakkımızda hangisi ha­yırlı ise onu ver. Oğlan olsun kız olsun, eli-yüzü düz olsun. Allah'ım, bana yüce katından temiz ve saygılı bir nesil ihsan eyle. Gerçeğe Amin."

16-Yardım Duası; "Allahım, evi sokak olana, karnı aç olana, kimsesiz olana,  yetim olana, işi zor olana, geçim sıkıntısı olana, mutsuz olana, huzursuz olana, sağlıksız olana, yatakta hasta olana, içi acı dolana, eli darda olana, gönlü yarda olana, yolda susuz kalana, sen yardım et Allahım. Bizi kula kulluk ettirme. Gerçeğe Amin."

17-Yemek Duası: "Bize yediren, içiren İslam olmayı nasip eden Allah'a hamdolsun. Allahım, bu yediğimiz yemek, sebebiyle bereket ver, hakkımızda bu yemeği mübarek kıl, Bize bu yemekten daha hayırlı olanını yedir. Allahım, bu nimeti bereketli kıl, nasibi olanları cennetine al, Cenneti daim-i devleti erenleri soframıza bereket, ölenlere rahmet, kalanlara sağlık ve selamet eyle, Ya rabbim, bu sofranın hazırlanmasında emeği geçen kardeşlerimizin kazançlarına bereket, kendilerine sağlık, huzur ve mutluluk ihsan eyle. Ailelerinden ahirete göç edenlere ve geçmişlerimize merhamet eyle, Allahım, yemek sahibini, yiyenleri, sofraya emeği geçenleri bütün mümin erkek ve kadınları mağfiret et ve onlara rahmet eyle. Gerçeğe Amin, Elhamdillah Elfatiha. 

18-Adalet Duası: "Aziz ve hakim olan O'ndan başka ilah yoktur. Allah’ın ayetlerini inkar edenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldüren ler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele, Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında adaletle hükmetmenizi emrediyor. 
    Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı veriniz, kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaletli olun. 
        Ey iman edenler, kendiniz, Anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun;

      Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adaletli olun O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.

     Yarattıklarımızdan, hakka yöneltip-ileten ve onunla adaleti kılan (uygulayan) bir ümmet vardır. Onlara haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedin. Gerçeğe Amin."

19-Nikah Duası: "Allahım! Bu evlilik akdini mübarek eyle. Bu çiftler arasında ülfet/geçim, sevgi ve evliliklerinde sebat nasip eyle, aralarında nefret, geçimsizlik ve ayrılık var eyleme.

Allah’ım! Bu çiftlerin arasında Adem (a.s.) ile Havva; Hz. Muhammed (a.s.) ile Hatice ve Hz. Ali (r.a.) ile Hz. Fatıma (r.a.) arasındaki var olan ülfet, geçim ve kaynaşmayı var eyle. Allah’ım! Bu çifte salih çocuklar, uzun ömürler ve bol rızık ihsan eyle. Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle, 

Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik, güzellik ve nimet ver, ahirette de iyilik, ğüzellik ve nimet ver ve bizi cehennem azabından koru. Cennetine al. Gerçeğe Amin."

20-Türk Duası; " Ulu Tanrı, Herşeyi yaratan tanrı, yenilmez, yıkmaz, ölmez, yok olmaz tanrı, doğaya hayat veren, günümüzü aydınlatan, bize bolluk veren, bizi esirgeyen tanrı, aç, çıplak kalmasın, düzen dirlik olsun, yer ve göğü yaratan tanrı, Türk budun başsız kalmasın, töresiz kalmasın, Türk budun tutsak kılma, hatun olacak, kızımızı, oğlumuzu kul kılma, Türk budunu koru. Gerçeğe amin."

21-Zenginlik ve Mutluluk Duası:" Yüce Yaradan Erdem öğretisini okuyarak uyanlar; erdemin, hakkın ve haklının yanında olanlar, bu dünyada boluk, zenginlik ve mutlu içinde yaşayacaklar, öbür dünyada cennetine alacak, ne mutlu ki onlara cennette güzel meyveler, incir, zeytin, üzüm, hurma,  şerbetler, bal, süt ve üzüm suyundan yapılan içkilerle beslenecekler, her zaman genç ve bakire cennet hurileriyle birlikte zaman geçirecekler, bu mutlulukları ömürleri sonuna kadar devam edeceklerdir. Gerçeğe Amin."

Not: Dua’yı ertelemeyin, ötelemeyin, sonra yaparım demeyin. Bilemezsiniz hangi anda; şifa olur, derman olur, ferman olur, kabul olur… Herkes bu duaları tekrarlar ve uygularsa insanlar dünyada huzur, barış ve mutluluğa ulaşır. Dünyanın ilerlemesi için barış ve kardeşlik içinde yaşamak gerekir. İçteki kiri ancak dualar ve gözyaşları temizler. Sesli dua ettiğinizde melekler duyacak, onları yüce makama iletecek ve dualarınız kabul olacaktır. 

“Dili, dini ve rengi ne olursa olsun iyiler iyidir.” Hacı Bektaş-i Veli

"Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras ve ilim gibi şeref olmaz." Hz. Ali (r.a)

           Madde 33: Erdemli İnsan ve Erdemli Toplum:

Erdemli İnsanda Olması Gereken Temel Kriterler;

Erdemli insanda olması gereken kriterlere de değinen Prof.Dr.Şemsettin Dursun maddeler halinde;

1-Erdemli insan, kendisini devamlı ölçen ve değerlendiren insandır,

2-Erdemli insan sorumluluk bilincine sahip insandır,

3-Erdemli insan hayatında bir denge standardını yakalamış olan insandır,

     Denge; kafa, kalp ve beden bütünlüğü (uyumu)dür. Akıl kafanın bir fonksiyonudur. Sezgi kalbin bir fonksiyonudur. İçgüdü ise bedenin bir fonksiyonudur.

4-Erdemli insan ‘’aktif iyi’’ olan insandır,

5-Erdemli insan, insan merkezli ve sevgi odaklı bir anlayış ile insanlara yaklaşan insandır,

6-Erdemli insan, örnek bir kişilik sergileyen insandır,

7-Erdemli insan, alçakgönüllü ve mütevazi olan insandır,

8-Erdemli insan, korku Merkezli bir anlayıştan sakınan insandır,

9-Erdemli insan, kendisi ile ve çevresi ile barışık olan insandır,

10-Erdemli insanın, şefkat ve merhamette güneş gibi olması gerektiğini, o ışıktan herkesi yararlandırma misyonunun olduğunu bilir.

    Eremli insanın başlıca özelliği;

a) İnsanın iç dünyası ile barışık olması

b) Dış (çevresi, ailesi, yakınları, öğrencileri) dünyasıyla barışık olması,

c) Tabiatla-Evrenle barışık olması.

Kaynak: “Erdemli İnsan ve Sorumlulukları”:

       Konfüçyüs’e göre şeyleri birbirine bağlayan tutkal, doğruluk, insanlık, adalet, nezaket, bilgelik temel erdemlerinin bütününde, ideallere sadakatti. Bu insanları birleştirir ve güveni geliştirirdi. İnsanı evrenselleşmeye götüren 5 özelliği sayar: Saygıyüce gönüllülükdoğ ruculukkeskinlik (duyarlık) ve eli açıklıktır.

        Konfüçyüs’ün öğrencilerinden biri, Zeng Usta dedi ki “Kendimi günde üç kez gözden geçiririm: Başkaları için tasarılarımda sadakatsizlikte bulundum mu? Dostlarla söyleşi lerimde güvenilmez duruma düştüm mü? Vaaz ettiklerim arasında kendi uygulamadıklarım var mı?”

     Konfüçyüs dedi ki: “Eğitimli insanların dokuz düşüncesi vardır; Baktıklarında, berrak görmeyi düşü nürler. Dinlediklerinde, iyi duymayı düşünürler. Görünüşleri bakımın dan, sıcak olmayı düşünürler. Davranış larında, saygılı olmayı düşünürler. Konuşmalarında, doğru olmayı düşünürler. İşlerinde, ciddi olmayı düşünürler. Kuşkuya düştüklerinde, soruları nasıl soracaklarını düşünürler. Öfkelen diklerinde, sorunları düşünürler. Kazancı gördüklerinde, adaleti düşünür ler.”

         Konfüçyüsün Konuşmalarından Notlar;

15 yaşında kendimi öğrenmeye verdim,

30 yaşında irademe sahip olabildim.

40 yaşında şüphelerden uzaklaştım.

50 yaşımda göğün emrini öğrendim.

60 yaşında seziş yoluyla her şeyi kavradım.

70 yaşında doğru olan şeylere zarar vermeden kalbimin isteklerini yerine getirebildim.”

         İdeal Yönetim biçimleri:

      Fârâbî, ideal yönetim biçimleri olarak 4 tür yönetim biçiminden bahsetmektedir: Bir devletin baş yöneticisi erdemli ise devlette erdemlidir. der. 

a)Gerçek Sultan’ın Yönetimi: Bu yönetim biçimi bir nevi mutlak monarşidir. Platon’un "Gerçek Monarşi"sine karşılık gelmektedir. Bu yönetim biçiminde mutlak bir yönetici vardır ki bu ilk başkandır. İlk başkan olabilmenin bazı şartları vardır. Bunlar;

  • Hikmet sahibi,
  • Tam pratik hikmet,
  • Hitabet,
  • İyi hayal ettirme gücü,
  • Savaşçılık yeteneği,
  • Bedeninin tam olması, engelli olmaması,
  • Örnek insan olması.

b)Erdemlilerin Yönetimi: Gerçek sultanın ya da ilk başkanın özelliklerinin hepsini kendinde toplayan bir kişi bulunamaz ve bu özelliklerin her biri başkalarında var ise bu özelliklere haiz kişiler toplanır ve erdemlilerin idaresini kurarlar; yani topluluk yönetici olur. Bu da Platon’un "Gerçek Aristokrasisidir.

c)Kanuni Sultanlık: Söz konusu özelliklerin olduğu bir kurulda bulunmadığı durumda aşağıdaki şartları taşıyan lardan bir yönetim oluşturulur. Ancak söz konusu yönetici yasalarla sınırlandırılmış bir yöneticidir; yetkisi mutlak değildir. Günümüzün meşruti monarşilerine benzeyen bir yönetim oluşturulur. Kanuni sultanlık için yöneticinin taşıması gereken özellikler şunlardır:

  • İlk imamların şehri yönetirken uyguladıkları eski kanun ve adetleri bilmek,
  • Eskilerin yönetiminde hataları ve doğruları tespit edebilmek,
  • Eski kanun ve adetleri günümüze kıyaslayabilmek ve revize etmek,
  • Şehrin imarında pratik hikmet sahibi olmak,
  • Hitabet,
  • Savaşçı yetenekleri olmak

d)Kanuna Göre Başkanlık: Kanuni reislik için öngörülen şartlar da sağlanamadığı taktirde, bu şartların bir topluluğu oluşturan fertlerde ayrı ayrı bulunduğu ve topluluğun hep beraber yasaya göre yönetimi üstlendiği yönetim tarzıdır. Günümüz parlementer rejimlerine benzer bir yönetim biçimidir (Fârâbî, 1987: 50-51).

Bunlar ideal yönetim biçimleri idi. Bir de bunlardan başka Fârâbî, bozuk yönetim biçimlerinden bahsetmektedir:

  1. Zaruret Devleti: Devlet başkanının tek bir amacı vardır o da vatandaşların zorunlu ihtiyaçlarını gidermektir. Zorunlu ihtiyaçları gidermekten kasıt yeme, içme gibi ihtiyaçlardır.
  2. Rahatlık Devleti: Devlet başkanının burada yegane amacı vatandaşlara rahat bir yaşam temin etmektir.
  3. Arzu Devleti: Devlet başkanının amacı vatandaşların arzularını gerçekleştirmektir.

Bunların dışında Fârâbî, devletlerin oluşum ve devamlılığı sürecinde "Kuvvet Kuramı"nı kabul etmektedir. Kuvvetli devletlerin zayıf devletleri kontrol etmesini doğal karşıla maktadır. "Bir devletin boyun eğdirdiği milletlere hizmet ettirmesi gereklidir" demektedir. 

          Ahlak-din-siyaset birlikteliği ile siyaset kuramını ortaya koyan Fârâbî, ilahi yasa ile yani şeraitle felsefenin ilkelerini birleştirmeye çalışmıştır. Filozof ile peygamberi uzlaştırmaya çalışmış, filozofu kanun koyucu yapmıştır. Böylece felsefe ile din birlikte hareket ederek toplumu yönetmiş ve düzenlemiştir.
       Bu önerdiğim insana değer veren sistemden daha iyi bir yaşam biçimi düzeni yoktur. Olması da mümkün değildir. Bütün insanları eşit tutan, ayrımcılık yapmayan, akla, bilime ve mantığa uygun bir sistemdir.

       Madde 34: ERDEMLİLER CEMİYETİ DERGAHI;

Dergah: Bir Tarikattan/Cemiyetten olan kimselerin toplanıp birlikte tapındıkları, törenler düzenledikleri, barındıkları kutsal yapı.

          Dergahlar; Psikolojik, pedagojik ve tıbbî meselelere varıncaya kadar geniş bir hizmet sahası olan tekke, o devrin mektebidir, hastahanesidir, spor okuludur, dinlenme kampıdır, beldenin güzel sanatlar akademisidir, edebiyat ve fikir ocağıdır, moral kaynağıdır. Velhasıl tekke, insanların hayır ve faydasına olan şeydir. Tekkeler, insanlara sundukları hizmetlerin yanı sıra, dervişlerin devamlı olarak ikamet ettikleri ve tarikata intisâb edenlerin, zikir ve merasimi toplu olarak yaptıkları yerlerdir. Bu sebeple tekkeler mimari yapı olarak şu kısımlardan oluşmaktaydılar: Semâhane, çilehane, türbe, derviş odaları, selâmlık, harem, mutfak ve kiler, kahve ocağı vb.  

"Bilmeyen ne bilsin bizi, Bilenlere selam olsun."
"Yaradılanı severiz, Yaradandan ötürü,"
"Bölünürsek yok oluruz, Bölüşürsek tok oluruz."
"Kırma dostunun kalbini ustası yoktur.,"
"Dervişlik baştadır, tacda değil,"
"Yolu doğru olanın yükü ağır olur,"
"Üç şeyi doğru seç; Eşini, İşini ve Arkadaşını."
"İlim  ilim bilmektir, İlim kendini bilmektir."
                                                    Yunus Emre
"Kişi sevdiği ile beraberdir." Hadis

Şeyh Seyyid Muhammed İbni Hacı Şakirani Haz.leri

Torunu; 
MR.ORHAN BOYRAZ

          ERDEMLİLER CEMİYETİ DERGAHI



      Düsturumuz;

1-Yaradan'ın Yolundayım,

2-Mehdi’nin Yolundayım.

3-Erdemliler Cemiyetindenim.

 

         Erdemliler Cemiyeti Silsilesi;

Ulu Yaradan;
.............

Hz.Adem,

…….........

Hz. İbrahim ,

..................

Hz.Muhammed,

Hz. Ali,

……...............

Şeyh Seyyid Memi Hacı Şakirani Hz.

Torunu; MR. Orhan…

................                                                                         
     

3’ler Divanı

5'ler Divanı

7’ler Divanı

12’ler Divanı

18’ler Konseyi

24’ler Konseyi

31’ler Konseyi

40’lar Dostlar Meclisi

70’ler Meclisi

105'ler Meclisi

300’ler Meclisi,

600’ler Kurultayı,

1001’ler Kurultayı

2023’ler Kurultayı,

             ERDEMLİLER CEMİYETİ:

Bir kimsenin Müslüman olması için gerekli olan temel ortak payda, Tevhid, Ahret ve Nübüvvet inancıdır. Bu temel esaslara inanan bir kimse, kim olursa olsun, hangi mezhepten, hangi tarikattan, hangi cemaatten olursa olsun Müslümandır ve İslam dairesi içindedir.
     “Yolumuz barış, dostluk ve kardeşlik yoludur. İçinde kin, kibir, kıskançlık, ikicilik gibi huyu olanlar bu yola gelmesinler.”

      Erdem; Ahlakın övdüğü ve ahlaklı olmanın gerektirdiği doğruluk, yardımseverlik, yiğitlik, bilgelik, alçakgönüllülük, iyi yüreklilik, ölçülülük gibi niteliklerin ortak adı.
 
       Cemiyet/Cemaat, bir Müslümanın diğer bir müslümana salt Allah’ın rızasına uygun bir muhabbetle kendi yanında (cemaatinde) ona ‘yer açması’yla oluşur. Bu ‘yer açmanın’ nedeni Müslüman oluş, sonucu ise din ve dünya işlerinde yardımlaşma ve bu yardımlaşmada mutlaka ve mutlaka ‘Allah’ın rızasını arama’ olarak tahakkuk eder.

      Cemaatin  en  çok  kullanılan  anlamı,  belirli  bir  bölgede  ortak  bir  kültürü  paylaşan, aralarında akrabalık  ve  manevi  dayanışma gibi sıkı bağlar  bulunan bir  zümre dir. Başarılı  cemaatler, bireysel farkları azaltarak,  itaati, sadakati ve  sevgi bağını  teşvik eden topluluklar dır. Bağları muhafaza  etmek  için  bazı  risklere  ortak  göğüs  gerilir ken,  kolektif  yararlar  da,  birlikte paylaşılır (Blanchot,1997)

        Cemaat, bir güven ve dayanışma duygusudur. Ancak çoğu zaman cemaat öteki (yani düşman) üzerinden inşa edilir. Çünkü Sennett’in ifade ettiği şekilde ancak ortak bir düşmanınız varsa kardeşlik duygusunu hissedersiniz. Dolayısıyla cemaatler kendi içlerindeki dayanışmayı güçlen direbilmek için gerçek ve hayali düşmanlar yaratma arayışına girebilmektedirler.

     Cemiyetin kapısının makamları “Tövbe Etmek, bir mürşide talip olup ikrar vermek, temiz giyinmek ve manevi temizlik, iyilik yapmak ve iyilik yolunda savaşmak, Hakk yolunda hizmet etmeyi sevmek, haksızlıktan ve kul hakkından korkmak, ümitsizliğe düşmemek, ibret almak, nimet dağıtmak, cömert olmak,  özünü fakir görmek, turap olmak”tır.

             Cemiyetin Faydaları:
Cemiyet, ortak bir inancı, ortak bir amacı paylaşan insanların ortak amaçlarına doğru birlikte yürümek niyetiyle, ahenkli bir biçimde meydana getirdikleri toplum demektir. Cemiyet bir dayanışma ve yardımlaşmadır. Amacı toplumu iyileştirmede; iyi tavsiye edip, kötülükleri men etmektir. Cemaat, iyilik, takva ve kalbi olarak dayanışma ve yardımlaşma içinde olmaktır. 

          Cemaatte;

1. Ortak irade,

2. Zümrenin çıkarı başta gelir.

3. İnanç, aidiyet duygunuzu sağlar,

4. Din, zikir; ruhsal dengenizi sağlar.

5. Töre, adet, toplumsal gelenekler,

6. Doğal dayanışma,

7. Ortak mülkiyet vardır.

             Ayrıca Cemaatlerde dört şart vardır:  

1. Şartlardan biri, dinî cemaatin, İslâmın tarif ettiği şekilde özgürlükçü olmasıdır. 

2. Şartların ikincisi, dinî cemaatin emniyet ve asayişi muhafaza etmesidir. Asayişi muhafaza etmenin adı bellidir: Menfi hareket etmemek, müsbet hareket etmek. (Jurnalci ve intikamcıdan emniyetçi yani asayişçi olamaz. Zira bizzat bunlar güvenlik kavramına zıttır.).

3. İttihat edilebilecek dinî cemaat mensubu olmak için, başka dinî cemaatleri sevme esası üzerine hareket etmek de bir şarttır. Hele başka dinî cemiyetlere kara çalmak ve leke sürmekle cemaat ya da “cemaat ehli” filan olunmaz. 

4.Bu bakımdan cemâat içerisinde çok güçlü bir “aidiyet duygusu” veya “Biz şuuru” yahut “cemâat ruhu” oluşur. Müşterek kültür ve din, cemâat içerisindeki bu şuuru canlı bir biçimde beslerler. Cemâat içerisinde yüzyüze, sıcak, duygusal ve samimi ilişkiler hâkimdir. 

           Cemaat geleneğinde beş şey yoktur:
1. Adam devşirmek

2. Para devşirmek
3. Makam devşirmek”
4. Tarikatlar/cemaatler illegal/gizli yapılar olamaz.
5. Vatan savunmasına kayıtsız kalamaz.

           Cemiyet; 
1-Bilimdir, 2- Fikirdir, 3-Hikmettir., 4-Hakikattir., 5- Zikirdir.,

6-Erdemli Yaşamaktır, 7-Ahlaki Kurallardır, 8-Gönüllere şifadır, 9-Ortaklara Hüda ve 10-Ortaklara Rahmet ve Berekettir. 

         Cemaat; belirli  çıkarların  ve  değerlerin  paylaşımı,  insanların  birbirine  özen göstermesi, ortak moral değerlerin mevcudiyeti, işbirliği, iletişim, süreklilik, istikrar, birbirine  bağlılık, karşılıklı sorumluluk, dayanışma  cemaatin en önemli unsurları arasındadır. Durkheim (2013) “Toplumu bir arada ne tutar sorusunu ortaya atıyor”, bunun cevabını da dayanışma kavramında buluyordu. Mardin  (1992),  “cemaate  güven”in  bütün  dinlerin  ortak  özelliği olduğunu  söyler.  Çünkü cemaat aidiyeti devreye girdiğinde, aile, meslek, ülke vb. diğer tüm aidiyetler ikinci plana düşebilmektedir.

         Nisbet’in (2013) aktardığı şu söz son  derece çarpıcıdır:  "Arkadaşlık, cennettir;  arkadaşsızlık cehennem. Dostluk, hayattır; dostsuzluk ölüm.”

            Cemaatle Tarikat arasında fark nedir?

Cemaatte silsile yoktur, kitap olabilir, vaiz olabilir, imam olabilir birinin etrafında toplanan insanların ilim öğrenme isteğidir. Tarikatta daha çok manevi terbiye önemlidir ilimden çok. Cemaatler daha çok akla hitap eder itikadı konuları işler, tarikatte kalp alemi, direk kalbe yöneliktir manevi eğitim, şeyhi vardır, silsilesi vardır. Tekkesi vardır. Ve kadim bir kültürü vardır. Cemaat daha genel geçerdir.
    Cemaat, müşterek kan, müşterek duygu, müşterek ihtiyaç (lisanda ve ev idaresinde) ve müşterek şekillenmelerdir.

 

  Cemaat:             Cemiyet:             Erdemliler Cemiyeti:

  Ortak irade,        Ferd iradesi,           Ortak İrade

 Üyeler ferd değildir, Üyeler Ferdidir,      Üyeler ferdidir.

Cemaatın menfaatleri,Ferd menfaatleri,Cemiyet menfaati     

   İnanç, Din             Doktrin ,        Dinsel ve Siyasal Doktrin.

   Örf ve âdetler, Kamuoyu Moda,     Gelenekler ve Kamuoyu

 Doğal dayanışma,  Sözleşmeli dayanışma,  Doğal dayanışma

   Ortak mülkiyet, Özel mülkiyet, Ortak/Sınırlı  özel mülkiyet.

         Ancak, tablodaki bütün hususiyetlerin üst paragraflarda bahsettiğimiz esaslar çerçevesinde Erdemliler Cemiyetinde sadece hısımlık değil; komşuluk, ekonomik ortaklık ve dostluk bağlılığı da mevcuttur. Fakat, ağır basan manevi kardeşlik özelliğidir.

         Çeşitli cemaat tanımları: «Cemaat yerlere göre hacmi değişik, belirli bir coğrafi bölgede oturan ve aynı kültüre bağlı, aralarında akrabalık, manevî dayanışma gibi sıkı bağlar bulunan bir cinsten bir zümredir». «Düşüncede, duyguda, uğraşıda ortaklık gösteren belli bir coğrafi bölgede yaşayan, aralarında akrabalık bağları bulunan insanların oluşturdukları gruptur.
Bu bağlamda bir tanımlama yapmak gerekirse öz halinde şunlar söylenebilir: Cemaat, aynı inanç, duygu, düşünce, öğreti ve ideoloji etrafında bir araya gelen insanların oluşturduğu, zor dağılan topluluktur.

             Erdemliler Cemiyetinde;

1-Aidiyet duygusu, ortak irade,

2-Paylaşılan etik ve erdem değerleri,

3-Toplumsal örgütlenme ve Doktrin, 

4-Dayanışma ve birbirine bağlılık sistemini’

5-Akılcılık, Bilimsellik ve Mantık,

6-Sevgi, Saygı, Hoşgörü ve manevi kardeşlik,

7-Eğitim, dostluk ve yardımlaşma,

8-İş, Aş ve Eş bulmak, Gelenekler,

9-İletişim, kültür ve haberleşme,

10-Psikolojik, pedagojik  ve moral değerler.

11-Vatana bağlılık, iyiliği emreden, kötülüğü men eden,

12-Erdemli ve Sağlıklı bir Nesil.

13-Tanrıya/Yaradana bağlılıktır

          ERDEMLİLER CEMİYETİNİN  ESASLARI:

1-Allah/Yaradan yolunda çalışmak, 
2-Zorluklar karşısında istikrar, 
3-Varlığından soyunma, açıklık,
4-Tüm canlılara saygı, sevgi, 
5-Halka hizmet, hakka hizmettir. 
6-Erdem, Ahlak merkezli bir tasavvuf yolu, 
7-Nefs terbiyesi, erdemli kişilik,
8-Bir müddet insanlardan uzak ibadet, 
9-Meslek sahibi olmak esastır.
10-Tevhid(Varlığın Birliği) inancına uymak.

         RİTÜELLERİ:
Halka şeklinde sağa ve sola yürüyerek yaptıkları ibadete Devran denir. İbadette musiki ön plandadır. Zikir, Tevhid çekilmesiyle başlar.

Her yıl Muharrem ayının 10. gününü Hz. Hüseyin ve ailesinin katledilmesi nedeniyle 3 gün yas günü ilan edilir. İbadet edilir, lokma dağıtılır.

          MEKÂNLARI :
Dergâhta toplanıyorlar. Değişik illerde Dergahlar açılır.   Dergahta İbadet yaparlar.

          GİYİM KUŞAM :
Şeyhleri siyah cübbe ve Bordo takke takar. Yeni dervişlere Beyaz  taç giydirilir. Ayrıca dervişler, 12, 18 ve 24 dilimden oluşan taç giyilir. On  İki dilim 12 imamı, 24 dilim 24 peygamberi 18 dilim, âlemlerin sonsuzluğunu simgeler. 

          ER-CEM; MAKAM DERECELERİ :

“Erdemliler Cemiyetinde Makamlar;

1-Can(Talib),

2-Ortak

3-Çırak,

4-Kalfa ,

5-Usta,

6-Devriş,

7-Rehber ,

8-Pir,

9-Halife,

10-MR. Lider(Başhan); dereceleri vardır.  

       Ayrıca; Görevlerde;

1-MR Lider:  Bordo Başlık

2-Dini  Lider: Yeşil Başlık

3-Siyasi  Lider: Mavi Başlık,

4-Maddi  Lider: Sarı Başlık

5-Askeri  Lider: Kırmızı-Siyah Başlık temsil eder.

          BEŞ KAPI ŞUNLARDIR:
 

1-Şeriat Kapısı: Kısasa kısas, Senin ki senin  benim ki benim.

2-Tarikat Kapısı: Benim ki sana Senin ki bana,

3-Hakikat Kapısı: Senin ki de yok benim ki de yok.

4-Marifet Kapısı: Yardan başka her şey ortak, Yeteneğe göre iş çalışmaya göre hak,

5-Erdem Kapısı: Her şey Yaradan’ın; Yeteneğe göre iş herkese ihtiyacına göre hak. 

          DERGAH GÖREVLİLERİ:

1-Hizmet dervişleri ise Dergahtaki çeşitli işlerin yürütül mesiyle görevliydiler. Şeyhle birlikte 12 kişiden oluşur. Bunlar; (1-Şeyh, 2-Nakib/Vekil., 3-Aşçı, 4-Zikirbaşı, 5-Dede, 6-Rehber, 7-Gözcü, 8-Türbedar, 9-Kapıcı, 10-Asâdar, 11-Saki, 12-Temizlikçi) meydana gelir. Hizmet karlar, hiyerarşik bir sıralama ile görevlerini yürütürler. Ancak bugün Ortak olan Dervişler de hizmet görevini yapmak tadırlar

          ADAB ve ERKAN:

1-Adabı: Cemiyette diz üstü oturmak, sır saklamak, şeyh huzurunda az konuş mak, şeyhi nazardan çıkarmamak, şeyh ne verirse kabul etmek, cemiyete kimseye hor bakmamak, Toplumsal hizmetlerde bulunmaktır.

2-Hükümleri(Dostluk, Cömertlik, Yakınlık, Sabır, Kader , Düşünmek),

3-Yapısı (Tövbe, Teslim, Yasaklar, Kanaat, Yaradandan korkmak),

4-Dostları (İhsan, Zikir, Terk, Korku, Ümit)

5-Edeble varış, Lütufla dönüş, denilen beş bölüme ayrılır.

Erdem Öğretisinde; 3 Sünnet, 7 Farz Erkanı.  

        3  SÜNNET;

1-Allah’ın birliğine inanmak,

2-Kalbinde kötülük olmamalı, kötülük etmemek,

3-Cemiyetin emirlerini yerine getirmek

        7 FARZ;

1-Zahit/Ortak İnanca bağlı kalmalı,

2-Müsahib ve Hoca hakkına saygılı olmalı,

3-Hak yoluna da evli olmak, yalan söylemeye,

4-Ortaklar Sırdar, sırdaş olmalı

5-Musahip hakkını cem meclisine götürmeli,

6-Halifeden Kuşak kuşana, halifeden el alıp, tövbe eyleye

 7-Halifeden taç giymiş olmalı,

Günümüz şartlarında Alevi anne-babadan doğmuş olmak yetmiyor

1– Yola girmek,

2– İkrar vermek,

3– Müsahib edinmek  gerekli oluyor. 

Alevi anne-babadan doğan bir kişi bir rehber/pir/dede eşliğinde İkrar Cem’inde ikrar vererek yola girmeli ve talip olmalı. İkrar verip yola giren Alevi, bütün yaşamı boyunca Alevi inanışının disiplinine uyarak yaşantısını sürdürmeli. Yola kabul edilen kişi Erdem yolu içinde inanışın aslına ulaşmak için beş kapıdan (dereceden) geçmeli.

Hz. Muhammed (S.A.V.), her önemli toplantı için 7 ulema çağırmıştır.

   Erdemliler Cemiyetinde Canların/Ortakların uygulaması gereken on maddeyi görelim:

1-) Mürşidine (Pire, Şeyhine) tam teslim olmak, inanmak,

2-) Zeki ve idrak kabiliyeti yüksek olmak.

3-) Şeyhinin hizmetinde hareketli ve atılgan olmak.

4-) Sözünde sadık, cömert ve güvenilir olmak.

5-) Pir-Cemaat-Dergah hiyerarşisine uymak,

6-) Mürşidin (şeyhin) ve tarikatın sırlarını gizli tutmak.

7-) Pir ve Erdemliler Cemiyeti yolunda mücadele etmek,

8-Gelirinin ve zamanının %10 nu Dergaha-Cemiyete harca mak,

9-Her toplumsal düzeye uygun grup yapılanmasına girmek,

10-Dergahta öğretilen Akıl, Bilimi esas alan Erdem öğretisine uymak,

         5 Kapı 40 Makam:

1– Şeriat Kapısı,

2– Tarikat Kapısı,

3– Marifet Kapısı,

4– Hakikat Kapısı’

5 -Erdem Kapısıdır. 

    Erdemliler Cematinin 5 Kapı ve 40 Makam Öğretisi; 

Beş Kapı Kırk Makam düstüru ile (ilkeleşen) insanı “İnsan-ı Kamil” (olgun insan) olmaya taşıyan ilkeleri MR Lider tespit etmiştir. Bu ilkeler aşama aşama olup insanı olgunluğa götürür. “Can, Tanrı’ya/Yaradana dost olur.

     Her Kapının sekiz(8) Makamı vardır: Birbirinin devamıdır.

1-İnanç Kapısı:

- İlim öğrenmek, inanmak.
- İş ve meslek sahibi olmak,
- İman edip İbadet etmek,
- Haramdan uzaklaşmak, Helal kazanmak,
- Evlenmek ve Ailesine faydalı olmak,
- Çevreye zarar vermemek, cemaate uymak,
- Liderin emirlerine uymak,
- Temiz olmak, pis işlerden kaçınmak,

2-Tarikat/Yol Kapısı:

-Mürşide ikrar verip talib olmak,
-Eline, beline, diline sahip olmak,
-İyilik/Hak yolunda mücadele etmek,
-Müsahip  olmak, Haksızlıktan korkmak, 
-Ümitsizliğe düşmemek, yaradılanı sevmek,
-İbret almak, nefis mücadelesi yapmak,
-Hizmet etmek, nimet dağıtmak, kul hakkı yememek,
-Özünü fakir görmek, nefsine uymamak, vefalı olmak, 

3-Yetenek Kapısı:

-Tanrısal sırra erişmek, Edepli olmak, 

-Bencillik, kinden uzak olmak, faydalı olmak,
-İsraf ve müsriflikten kaçınmak,
-Sabır ve kanaat etmek,
-Hayâ etmek, utanmak,

-Cömertlik etmek, 
-Hoşgörülü olmak, vefalı olmak,
-Özünü/kendini bilmek.

4-Gerçek Kapısı:

-Sade yaşamak, alçakgönüllü  olmak,
-Kimsenin ayıbını görmemek,
-Yapabileceğin hiçbir iyiliği esirgememek,
-Yaradan’ın her yarattığını sevmek,
-Tüm insanları bir görmek, 72 milleti ayıplamamak,
-Manayı bilmek, sırrı öğrenmek, birliğe yönelmek,
-Münacattır. (Tanrıya ulaşma , O’na sığınmadır.) 

-Müşahade, Tanrısal sırları öğrenmek, mutlak gerçeğe erişmek, 

5-Erdem Kapısı:

-Doğruluk, Dürüstlük,

-Vatan sevgisi olmak,

-Edebli olmak,

-Sır saklamak,

-Sadık olmak,

-Akıllı hareket etmek,

-Vefakar olmak,

-Erdemliğe, Olgunluğa ermek ve Lider’e uymak,

             Tekke Eğitiminde Bazı Özellikler:

1-Eğitim zorunlu değildir.

2-Belli bir yaş sınır yoktur.

3-Bir Mürşit gereklidir.

4-Mürşidi aramak gerekir,

5-Eğitim birebirdir,

6-Mürşidler arasında mürid alışverişi vardır.

7-Teslimiyetçi bir eğitimdir.

8-Eğitimin süresi belli değildir.

9-Eğitim yatılıdır/gündüzlüdür,

10-Eğitim masraflarını genellikle vakıflar karşılar,

11-Eğitim için, Özel bir mekan gereklidir,

12-Türkçe, Arapça ve Farsça öğretilir,

13-Bazı klasikler topluca okunur.

14-Günlük dualar okunur,

15-Güzel sanat eğitimi de verilir.

16-Eğitimi bitiren herkes mürşid olmaz,

17-Birden çok Tarikatten el alınabilir.

18-Hayat boyu eğitim vardır.

Dergah Bölümleri;

1-Mescid,

2-Tevhithane,

3-Dershane

4-Haremlik,

5-Selamlık,

6-Kiler, Mutfak

7-Yemekhane,

8-Derviş hücreleri,

9-Türbe ve Hazire

10-Semahane,

11-İbadet ve Sohbethane,

12-Halvethane,

13-Misafirhane,

14-Kütüphane,

15-Sanathane,

16-Sporhane,

17-Sağlıkhane,

18-Kahvehane,

19-Yatakhaneler.

20-Eğitimhane.

  Madde 35:  İSLAM DİNİ ve MEZHEPLER, TARİKATLER:

              Mezhepler;

             1-Sünni ve 2-Şii mezhepler olarak iki bölüme ayrılır.

1-Sünni mezhepler: Hanefi, Maliki, Şafi, Hambeli

2-Şii mezhepler: Caferi, İsmailiye ve bir çok küçük gruplar

             Tarikatlar:
Mezhepler, İslam hukuku, İslam inançları ve ibadet bilimleri ile meşgul olurlar. Tarikatlar ise tasavvuf, fikir ve maneviyat ile meşgul olurlar. Tarikatlardan başlıca ları: Kadiri, Nakşibendi, Şazeli, Rufai, Cerrahi, Bektaşi,  Mevlevidir. Bunların dışında daha bir çok küçük tarikat sözkonusudur.

  • Türkiye'de Nakşilik ve Kadirilik en önemli tarikatlardır. Bu tarikatlar ayrıca alt dallara ayrılır. 


           1-Bektaşilik Nedir?

Hacı Bektaş Veli;(1209,1281-1271,1338) adına kurulan, Hz.Ali ve on iki imam sevgisine dayanan, olgunluk, eşitlik, özgürlük vb. ilkelerce belirgin tarikat. Babailer ayaklanması bastırıldık tan sonra türkmenler, Baba İshak'ın halifesi olan Hacı Bektaş Veli'nin çevresinde toplandılar. Hz.Muhammet'i Mürşit, Hz.Ali'yi Rehber, Hacı Bektaş Veli'yi de Pir tanıdılar. Bektaşi geleneğine göre Hacı Bektaş Orhan Gazi zamanında Yeniçeri ocağına dua etmiş, yeni çerilerce Pir tanınmıştır. bu inanış dolayısıyla yeniçeri askerine Taife-i Bektaşiyan Yeniçeri ağasına da Ağa-yı Bektaşiyan denir. Bektaşiler, eline, beline, diline, aşına, işine, eşine bağlı kalmak zorundadır. Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız. Evrensel düşüncesi  ve akıl ve bilim düşüncesi hakimdir.

        Bektaşilikte Dört Kapı’nın dört ayrı simgesi vardır. Şeriat Kapısı’na Beloğlu, Tarikat Kapısı’na Yol-oğlu, Hakikat Kapısı’na İloğlu, Marifet Kapısı’na da Atam Gök-Anam Yer adı verilir. Erdem Kapısının Erdem oğlu olur.

Şeriat Kapısı’nda İslam dininin temel ilkeleri, Alevilik’in genel koşulları, ‘Allah-Muhammed-Ali’ üçlüsünün gizemi, anlamı öğretilir. Bu kapı bir yasa niteliğindedir, genel düzeni sağlama nın yollarım bildirir. 

Tarikat Kapısı’nda Bektaşilik’e girme yolları, bir ‘mürşide bağlanma’ kuralı öğrenilir. Mürşid, tarikat düzininde yol gösterici, kılavuz kişi anlamındadır. Tarikatta uygulanan yöntemi, törenleri, davranış biçimlerini, Yol-oğlu olmanın erdemlerini açıklar.

Hakikat Kapısı’nda insanın, Tanrı’nın, evrenin, bütün varlık alanın önemi, değeri, gizemleri, anlamı bellenir, açıklanır, benimsenir.. Gerçek evrenine ulaşmanın, kendini, başkasını tanımanın, birliğin gizemine varılır. Burada, tarikata giren kişi her türlü bireyselliğin üstüne yükselir, evrenin bütünü içinde bir varlık bir toplum varlığı durumuna gelir.

Marifet Kapısı en yüksek aşamadır, burada bütün varlık gizem lerinin bilgisi edinilir. Bu kapıda üç aşama vardır, Bunlar;    bu aşamalardan birincisinin anlamı görerek bilmek, İkincisinin bilgi edinerek bilmek, üçüncüsü de gerçeğe ulaşarak bilmektir.

Bektaşilik’te on iki aşamayı gösteren ‘on iki post’ vardır. Bunlar, Balım Sultan düzenlenmesinden sonra kurumlaş mıştır. 


1-Baba-Horasan Postu (Hacı Bektaş Veli Makamı) 
2-Aşçı Seyyid Ali Sultan Postu 
3-Ekmekçi Balum Sultan Postu 
4-Nakıb-Kaygusuz Sultan Postu 
5-Atacı-Kanber Ali Sultan Postu 
6-Meydancı-Sarı İsmail Sultan Postu 
7-Türbeci-Kara Donlu Can Baba Sultan Postu 
8-Kilerci-Hacım Sultan Postu 
9-Kahveci-Şeyh Şazeli Postu 
10-Kurbancı-İbrahim Postu (İbrahim Peygamber) 
11-Ayakçı-Abdal Musa Postu 
12-Mihmancı-Hızır Postu…

       2-Mevlevilik Nedir?

Mevlana Celalettin Rumi’nin(1207-1273) oğlu Sultan Velet tarafından, Mevlana’nın ölümünden sonra, XIII. yüzyılda Konya’da kurulan, temeli Mevlana’nın sevgi ve hoşgörü görüşlerine dayanan Sünni bir tarikat. Evreni Tanrı’nın bir belirişi sayan, varlıkbirliği ilkesini benimseyen, insanı evrenin özü olarak gören, müzikli, rakslı törenlerle Tanrı’ya ulaşmayı amaçlayan Mevlevilik, bugüne değin gelmiş bir tarikattır.

Not: Bu tarikate önceleri aşık olmayanları almıyorlarmış, git aşık olda gel diyorlarmış.

       Mevleviliğin temel ilkeleri, genellikle on üç konuda toplanır:
1. İnsanlığa hizmet etmek;
2. Başkalarına her zaman iyi, doğru ve güzel davranışın örneği olmak;
3. Mesnevi okumak ve mutasavvıf olmak;
4. Aklı iyi kullanmak, hikmet sahibi olmak;
5. Dindar olmak;
6. İçini her zaman temiz tutmak;
7. Mevlânâ'yı pir tanımak;
8. Mevlânâ'nın yolundan ayrılmamak;
9.Allah’tan, Hz. Muhammed'den sonra Mevlânâ'ya bağlan mak, ona gönülden inanmak;
10. Bilimle uğraşmak, bilgi sahibi olmak.
11.Alçakgönüllü, sabırlı, güler yüzlü, hoşgörülü ve nazik olmak;
12. Maddi ve manevi bakımdan temiz olmak.
13-Binbir gün süren bu halveti (çile) tamamlayan kişiye derviş adı verilir. Taç ve hırka giydirme de küçük bir törenle yapılır.

    Mevlana'nın 7 Öğüdü Nedir?

  • Sevgide güneş gibi ol,
  • Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
  • Hataları örtmede gece gibi ol,
  • Tevazuda toprak gibi ol,
  • Öfkede ölü gibi ol,
  • Her ne olursan ol,
  • Ya olduğun gibi görün,
  • Ya göründüğün gibi ol.

          3-Kadirilik Nedir?

Kadirilik; Edep, İlim, Aşk yoludur. Abdülkādir-i Geylânî’ye (1077-1166) nisbet edilen İslâm dünyasının ilk ve en yaygın tarikatı. Kadiriliğe göre, tasavvufun sekiz özelliği olduğunu belirterek bunları; 1-Cömertlik, 2-Rızâ, 3-Sabır, 4-İşaret, 5-Gurbet, 6-Yünlü giymek, 7-Seyahat ve 8-Fakr(İhtiyaç duyma mak) olarak sıralar ve bunların her birinin bir peygambere ait özellik olduğunu belirtir.

Abdülkādir vasiyetinde oğluna dinin emir ve yasaklarına titizlikle uymasını, takvâ sahibi olmasını öğütledikten sonra tarikatının Kitap ve Sünnet üzere bina edildiğini; 1-Gönül huzuru, 2-Cömertlik, 3-Bol sadaka verme, 4-Her türlü zorluğa katlanma, 5-İhvanın sıkıntılarına yardımcı olmanın tarikatın esasları olduğunu söyler. 

        Kadiri tarikatına girmek isteyen kişinin öncelikle 10 şartı yerine getirmesi gerekiyor. 1-Tövbe, 2-Zühd, 3-Tevekkül, 4-Kanaat, 5-Uzlet, 6-Zikir, 7-Teveccüh, 8-Sabır, 9-Murakabe ve 10-Rıza" şartlarını yerine getirmesi gerekiyor. Halvet ise, Kadiriler'de Ramazan ayının son 10 günü ve ayrıca 40 gün yapılır. Halvet'te olan kişi, günlerini oruçlu olarak geçirir. Ayrıca halvete giren kişi mümkün olduğunca az uyumalı, her geçen gün yemeği azaltmalı, sonunda su ile idare edecek seviyeye indirmeli ve kesinlikle lüzumsuz kelâm el etme melidir.
        Kadiriler, Tanrı adlarını anmayı benimseyen bir tarikattır. Kadirîlik sesli (cehri, açık) zikir usulünü benimsemiş olan bir tarikattır. Kitap ve Sünnet üzere bina edilen bu tarikatta gönül huzuru, cömertlik, bol sadaka verme, her türlü zorluğa katlanma, ihvanın sıkıntılarına yardımcı olma tarikatın esasları olarak kabul edilir.  Sehâ, rızâ, sabır, işaret, gurbet, yünlü giymek, seyahat ve fakr’ın her birinin bir peygambere ait bir özellik olduğuna inanırlar ve bunların tarikatlarının sekiz özelliği olarak kabul ederler.

         Kādiriyye’nin beş temel kuralı ise şunlardır: 
1-Himmeti yüceltmek,
2-Haramdan sakınmak,
3-Hizmeti güzelleştirmek,
4-Azmi arttırmak ve
5-Nimete saygı göstermek. 
Seyr-i sülükleriTanrı’nın yedi isminin anılması ile başlar. Bu isimler, nefsin her aşamasında belli sayıda / belli kere zikredilir. “Tarikat  mensupları her gün 100 adım atar ve her adımda Hz. Peygamber’i zikreder.

     Himettini yükseltenin derecesi yükselir. Haramdan sakınanı Allâh  korur.   Hizmeti güzelleştirenin keramet sahibi olması gerekir. Azmini artıranın   hidayeti sürekli olur. Nimete saygı gösteren ona şükreder, şükredenin de   nimeti artar.
  
  Abdulkadir Geylani; nefislerini olgunlaştırmak isteyenlerin uyması gereken 10 kuralı şöyle açıklar

  • Yalandan kaçınmak.
  • Sözünde durmamaktan kaçınmak,
  • Kendine zulmedilse de insanlara beddua etmekten sakınmak,
  • Ehl-i den bir kimseyi şirk, küfür ve nifak ile asla suçlamamak,
  • Kalpten veya dıştan günah işlememek, haramdan korunmak ve bütün uzuvları günahtan alıkoymak,
  • Az ve çok kendine lazım olan yiyeceği insanlara yüklemekten kaçınmak,
  • İnsanlara tamah etmeyip, insanların elinde bulunan şeyin onlarda olmasını istememek,
  • Alçak gönüllü olmak,
  • İster doğru ister yalan, ister kasten ister yanlışlıkla Allâh ü Teala'ya and vermemek.

       Kadirilikte Zikir, bayram ve kandil   haftalarında yapılır. Daha sonra bütün yarenler elele tutuşup halka   halinde döner. Ruh birliği ve dayanışmayı simgeler bu. Usul kırk dakika   bir saat sürebilir, sonra dua edilip, çay içilir. İşi olan gider,   kalanlar sohbet eder.

          4-Nakşibendilik Nedir?

  1318-1389 yılları arasında Türkistan’da yaşayan Muhammed Bahaüddin tarafından kuruldu. Nakşibend, Farsça ‘nakış yapan’ anlamına geliyor. Tarikatın bu adı, ‘Kalbi işlediği, kalbin üzerine süsler yaptığı için’ aldığı ve böylelikle kurucusunun isminin sonuna da Nakşibend kelimesinin eklendiği biliniyor.
        Bahaettin Nakşibent'in (1318-1389 Buhara) kurduğu tarikat. Temel ilkelerini Yesevîlik'ten ve daha çok Hacegânilik 'ten alan, şeriata ve Sünnî inançlara sımsıkı bağlı olan Nakşibendîlik, bir yandan Sünnî ülkelerde büyük ilgi görmüş, öbür yandan da Türkistan'ın Sünnîleşmesinde etkili olmuştur. Tarikatların büyük bir çoğunluğu Şiî eğilimli ve Ali yanlısı olduğu hâlde, Nakşibendîlik Ebubekir'i pir tanır. Bu yönüyle Şiîlik'ten uzak kalarak Sünnî hükümdarların desteğini sağlamış, din adamları arasında da ilgi görmüştür. Tarikatın en belirgin niteliği, gizli zikirdir. Tarikata giren kişi, şeyhinden aldığı zikri (Tanrı adını anma biçimi) içinden ya da diliyle sürekli tekrarlar. Bu Tarikat kökenlerini, ilk halife Hz. Ebubekir ve bu yolla da Hz. Muhammed'e dayatır.

           Yesevi Türkistan’da;

Horasan tasavvufunun önemli temsilcilerindenolan Yusuf Hamadân 1140 yılında vefat ettiğinde, arkasında iki mürid bıraktı: Bunlardan biri Hoca Ahmed Yesevi, diğeri ise Abdülhalik Gücdivani… Bu iki müridi birbirinden ayıran en önemli özellik ise zikirdeki farklılıkları. Yüksek sesli zikir yapan Hoca Ahmed Yesev Türkistan’da hizmet vermeye devam ederken, Hanefi mezhebinde sesli zikirin mekruh sayılmasından dolayı sessiz zikiri uygun gören Abdülhalik Gücdivani ise Özbekistan sınırları içerisinde ekolünü yaydı. Hoca Ahmet Yesevi’nin takipçileri tarikata “Yesevilik” derken, Abdülhalik Gücdivani’nin tarikatına ise “Hacegan” ismi verildi. Yesevilik özellikle Türkler arasında yaygınlaşır ken, Hacegan ve onun devamı Nakşibendilik ise hem Türkler hem de Tacikler arasında yayıldı.

  Nakşibendilik , Türk siyasi hayatının en etkin tarikatı.

Türkistan çıkışlı olan Nakşilik,Türkiye’de özellikle 1980 sonrası “meşruiyet” kazandı ve yakın dönemde Türk siyasi hayatını derinden etkileyen tarikat oldu Cumhuriyet’in ilk yıllarında Menemen isyanı ile yeni yönetimle çatışan Nakşilik, süreç içinde MSP, RP, ANAP ve AKP ile siyaseti yönlendirmeye çalıştı.

      Tarikat, dini anlama ve yaşama yollarıdır. İnsanı terbiye için kurulmuşlardır. Bütün manevi terbiye yollarına tasavuf denir. Doğunun felsefesidir. 

              Râbıta–Meditasyon ve Budizm Usulü Yoga:

Meditasyon sözcüğü ise Avrupa kaynaklıdır ve “bilinçli düşünme” anlamına gelmektedir.  Yoga’ya gelince bu terim, Budizm’le ilgili kaynaklarda «Allah’la birleşme amacına yönelik bir zihinsel eğitim» olarak tanımlanmıştır. Bu üç terim arasındaki ilgiler araştırıldığında rabıtanın yoga’dan ilham alınarak düzenlenmiş bir meditasyon biçimi olduğu anlaşıl maktadır.

             Râbıtanın şartları ondur:

1. İnâbeli olmak: Nakşibendî şeyhine bağlanmak ve mürit sıfatını kazanmak. Nakşibendî Tarikatı, örgütlenmeye en çok önem veren bir mistik akımdır.

2. Aptesli olmak: Bu şart râbıtaya, İslâm’a ait bir uygulama süsü vermek için öngörülmüştür. Çünkü ileride de görüleceği üzere râbıtanın kaynağı İslâm değildir.

3. Kapıyı kitlemek: İslâm’da ibadetin gizli yapılmaması gerekir. Özellikle eğitici etki yapacağından farzların açık şekilde yapılması zorunludur. Çünkü İslâm bir cami ve mezarlık dini değildir. Sosyal ve toplumsal disiplinlere sahip bir yaşam ve yönetim biçimidir.
4. Ortamı karartmak: Gerek rabıta sırasında, gerekse Hatm-i Khuwajegân ve tevccüh ayinleri sırasında ışıkların söndürülmesi olayı da yine yukarıdaki noktayı hatırlatmaktadır.

5. Ters teverruk oturuşu ile oturmak.: Bu oturuş şekli, Buduzm’in teorisyenlerin den Rahip Patanjali’nin Sutra lar adlı kitabında yoga için ön gördüğü oturuş biçimlerinden adapte edilmiştir.

6. Gözleri yummak: Gözleri yummak da yine Budizm’in yogasından alınmıştır. Amaç şeyhin silueti üzerinde zihni yoğunlaştırmaktır. 

7. Nefesi kontrol altına almak.: Bu kural da yine yogadan alınmıştır. Bundan maksat, konsantrasyonu sağlamaktır.

8. Sabit ve hareketsiz durmak: Aynı şekilde bu kural da yine yogadan alınmadır. Konsantrasyonu kolaylaştırmak içindir.

9. Mürşidin şeklini zihinde canlandırmak.: Bu da yogadan alın mıştır. Şartlı refleks eğitimine yönelik bir uygulamadır.

10. Mürşidin rûhâniyetinden yardım dilemek: Bu ise tarikatın politeist felsefesinden kaynaklanan bir fantezidir. Rabıtayı tamamlayıcı bir özellik taşır.

(Ferit AYDIN, Tarikatta RâbıtaNakşibendîlik s. 26-31 Süleyma niye Vakfı yayın İst-2000).

Kaynağı: Nakşibendi râbıtası, tarikatın bütün temel ilkeleri gibi Hint kaynaklıdır ve Budizm’den alınmadır.

          5-Cerrahilik Nedir?

Kurucu Şeyh Nureddin Mehmed Cerrahi (1678-1721)’de Cerrahpaşa’ da yaşamıştır. Bu tarikatın Bektaşilikten etkilen diği söylenebilir; çünkü Şeyh Nurettin Cerrahi’nin icazet aldığı Ramazaniye tarikatı şeyhi Ali Köstendili, ruhani eğitimini H. Bektaş Veli aracılığıyla gerçekleştirmiştir. Aslında Nureddin Cerrahi’nin kendini tarikat kurucusu olarak gördüğünü belirten bir belge yoktur; hakkında bilinen şey tekke kurmuş ve öğrenciler yetiştirmiş olduğudur. Ölümünden sonra, mürid lerinin başka tekkelere gitmesini önlemek isteyen taraftar larınca ona tarikat kurucusu kimliği atfedilmiş olduğu düşünülmektedir.

Tarikat içinde sosyo-ekonomik düzeye paralel olarak belirgin bir hiyerarşik yapı mevcuttur:

1– İç elit: Efendi-üyeler ilişkisini düzenleyen, maddi ve idari işler yapan, yemek, zikr organizasyonlarını yapan grup, saygın yaşlılar ve yüksek sosyo ekonomik statülüler.
2– Dervişler: Bey’at eden ve ilerleyen grup. Etkin değillerdir, sosyal güvenlik servislerinden yarar lanırlar.
3– Diğerleri: Bey’at eden, ilerlemeyen ya da bey’at etmeyip, zikre, dinsel toplantı ve yemeklere devam eden grup.

          Şeyhin Otoritesinin Kaynağı:

a) Silsile: Kan bağı (peygamber sülalesi veya kurucu evliya ile) ya da ruhani silsile (öğretmen – öğrenci ilişkisi)
b) Baraka: Kurucu şeyhten geçtiğine inanılan kutsal güç.
c) Keramet: Evliyaların yarattıkları mucize.

       Türkiye kadar yaygın. Günümüzde postnişinliğini bir hukukçu ve müzik otoritesi olan Ömer Tuğrul İnançer’in yaptığı bu tarikat sanat, estetik, serbest görüş ve hoşgörülü İstanbul tekke geleneğinin yaşatıldığı başlıca ocaklardan biri. Perşembe ve cumartesi akşamları ihvanın zikir ve sohbet için toplanma geleneği sürüyor. Tekkeye bir perşembe akşamı misafir oluyoruz. Erkekler alt katta, hanımlarsa üst katta yer alıyorlar. Akşam namazından önce bahçede dervişlerin kurduğu halkalardan birine katılıyoruz.     Başka misafirlerle biz geride bir köşeye kurulup Cerrahilerin dualar ve zikirlerden oluşan ayinini izliyoruz. Bu ayin bitince lokma yemeye geçiyoruz.
     Halvetilerde Yatsı vakti girince herkes namazını kılıyor. Ardından zikir törenine geçiliyor. Zikirlerinde bazen Nakşiler gibi gizli, bazen de Kadiriler gibi “cehri”, yani açık zikir yapıyorlar.  
   
           Adap ve Ahlâkın nitelikleri:

    Aşağıda "Adab" ve "Ahlâkın" nitelikleri sıralanmış tır. "Adab" kesbidir, (sonradan) çalışmakla elde edilir.  "Ahlak" önderdir, ona uyulur.

           Adap:

• Ben'cilliği ezip küçültmek, tasavvufun adabındandır. 
• Dünyadan sıyrılmak, nefsi isteklerden alıkoymak,
•Öğüt veren bir büyükten edep öğrenmek, gösterdiği yolda gitmek, 
• Vakitleri uygun ibadetle geçirmek, 
•Alimlerin içtihad ve ihtilafından ruhsatlar aramaya kalkma mak, 
• Eline geçen rızkın helâl olmasına özen göstermek, 
•Fikriyatı kendi düşüncelerine zıt kimselere dahil olmaktan kaçınmak, 
• Çarşı pazarlara fazla girmemek, 
• Arkadaşlarını şefkatle eğitmek,
• Dilenmeyi sevmemek, 
• Dil ile kimseye eziyet etmemek,
• Mal yığmaktan vazgeçmek, 
• Gerekli olduğu ölçüde ilim öğrenmek, 

           Ahlâk:

• Güzel huy, cömertlik ve tevazu,
• Başa gelenleri rıza ile karşılamak, kabullenmek,
•İyi hali ile meşhur olmaya çalışmamak (riyadan kaçmak),
• İbadeti temiz niyetle yapmak,
• Yaratılan hiçbir şeye ihtiyaç duymamak, yalnız Allah’a muhtaç olmak,
• İyiliğe yönlendirme hususunda sağlam yürekli olmak, 
• Şefkat ve merhamet sahibi olmak, tevazuyu sevmek, 
• Kendi kusurunu bilmek, 
•Mert ve kanaatkâr olup, ahireti düşünerek hareket etmek, 
•Vakar sahibi, (ağırbaşlı) dıştan güleç, içten ebediyyet endişesi taşımak. 

            Mürit'te hasıl olan özellikler;

• Tevekkül=Kendine ait vazifeyi yaptıktan sonra, neticelerini Allah'dan beklemek, Allah'tan gelene razı olmak. (Etraflıca Bilgi aşağıda!)
• Tefviz= (Tevekkül gibi) işleri Allah’a havale etmek.
• Teslimiyet=Kendini Allah'ın takdirine terketme, emri altına girme, selâmetle dua etme, belâ ve afetten korunur olma. 
• İhlas= İçten gelen sevgi ile doğruluk. Yapılan ibadet ve işlerde hiç bir karşılık ve menfaati, hakiki ve esas gaye etmeyerek, yalnız ve yalnız Allah rızasını esas maksat ve gaye edinmek. İnsanlara karşı riyakârlıktan, gösterişten uzak olmak. 
• Yakin= Şüphesiz, sağlam ve kat'i olarak bilmek.
• Sıdk= Doğru söz, hakikata muvafık olan, olgun, yetkin, eksiksiz, ağırbaşlı.
• Marifet= Manevi bilgi, Allah’ı bilme, ustalık, hüner, uzmanlık, bilim.
• Şevk= İstek, heves, sevinç, neşe.
• Üns= Alışkanlık, alışma.
• Cem= Toplama, bir araya getirme.
• Fer=Parlaklık, aydınlık, güç, takat, gözdeki canlılık.
• Beka= Devamlılık, evvelki hâl üzere kalma, daim ve sabit olma. 
• Fena= Beka'nın zıddı'dır, yokluk, yok olma, geçici dünya, geçip gitme. 
• Kabz= Tutmak, ele almak, kavramak.
• Bast= Genişlemek, açmak, yaymak, el uzatmak, özür kabul etmek.
• Kabz ve bast= Tutulma ve açılma anlamına gelen; "havf ve reca" nın üstünde, "heybet ve üns"ün altında yer alan iki manevi hal. 
• Müşahede= Manâları görme, Hakk’ı görme. 
• İlme’l-Yakin= İlim ile bir şeyi bilmek ve tanımak.
• Ayne’l-Yakin= Gözle görerek bilme anlamında bilginin ikinci mertebesi.

 Hakka’l-Yakin:  Bilginin hakikatine ermesidir. Bilgi ve marifet mertebelerinin en yükseği olan bu mertebenin de mertebeleri var.

               6-Bahailik Nedir?

Bahai Dini: 1800'lerde İran'da Mehdi inancının uzantısı olarak doğan Babiliğin Bağımsız Dine dönüşmüş biçimi. Tüm dünyada inananları olan evrensel bir dindir. Bahai Tarihi, 1844'te Bab'ın (Seyyid Ali Muhammed) yeni bir çağın gelmekte olduğunu ve yeni bir Peygamber'in geleceğini ilan etmesiyle başlar. Bahailiğin kurucusu ve peygamberi, lakabı Bahaullah olan Mirza Hüseyin Ali'dir 21 Nisan 1863'te yeni dini ve yeni prensipleri Bağdat'ta sürgünde iken ilan etti. 

      Bahailik Prensipleri :
1-İnsanlık alemi tek bir ailedir. Dünya onların vatanıdır. 
2-Irk, din, dil, cinsiyet gibi tüm önyargılar kaldırılmalıdır, 
3-Tüm dinlerin temeli birdir(şimdilik son din İslam ya da Bahailik değildir, gelecekte de dinler gelecektir) 
4-Din bilim ve akıl ile uyum içinde olmalıdır,
5-Kadın ve erkek eşittir, ayrımcılık yapılmamalıdır,
6-Genel Dünya barış için çalışılmalıdır,
7-Evrensel gnel eğitim hedeflenmelidir,
8-Serbest düşünce ile gerçek araştırılmalıdır 
9-Aşırı zenginlik ve yoksulluk kaldırılmalıdır. 
10-Bahai Dininde tek evlilik (monogami) esastır, kadınlar türban takmak zorunda değillerdir.

Tüm dünya ülkelerinde değişik ırksal ve dinsel kökenden gelme (İslam, Hıristiyan, Yahudi, Zerdüştî, Hindu, Budist vs) Bahailer vardır. Bahai Dinine göre tüm dinlerin kaynağı ve amacı ortaktır ve birbirine aykırı değildirler. Düşmanlık aracı haline gelmeleri tarihte insanların dinleri güç elde etme amaçlarına alet etmelerinden kaynaklanmıştır. Buna göre Bahailikte "eğer din sevgi ve birliğe değil, düşmanlık ve ayrılığa neden oluyorsa dinsizlik daha iyidir". Daha önceki dinlerde olduğu gibi bundan sonra da insanlara ahlaki ve ruhani eğitim sağlamak amacıyla başka peygamberler geleceğine inanılır. 

       Kutsal Kitaplar: 
Temel yasaları ve dinin şer'i hükümlerini içeren Kutsal kitap olan Kitab-ı Akdes (En Kutsal Kitap), İkan Kitabı [Kitab-ı İkan- Tevrat, İncil ve Kur'an'daki bazı ayetlerin açıklamasını ve bazı ilahiyat konularını içeren bir kitap. İkan, Arapça'da kesin bilgi demektir(ikan, yakîn, yakînen vb.)], Saklı Sözler (Kelimat-ı Meknune), Kurdun Oğlu Risalesi gibi kitaplardır. Bahailer, tüm dinlerin Kutsal Kitaplarının (Tevrat, İncil, Kur'an, Baghavad Gita ve diğerleri) tek bir sistemin parçaları ve insanlığın ortak dinsel mirası olduğuna, kutsallıklarını yitirmediğine inanırlar. 

       Kitab-ı Akdes, Bahailik'in en önemli kutsal kitabı. Dinin kurucusu Bahaullah tarafından kaleme alınmıştır. Arapça el-Kitab el-Akdes adıyla, Arapça yazılmıştır. Yine de çoğunlukla Farsça ismi olan Kitab-ı Akdes kullanılır. Bazen sadece "Akdes" olarak da anılır. Akdes kelimesinin anlamı "en kutsal, en mübarek"tir. 

       Her ne kadar kitabın bir kısmının daha erkenden yazılmış olduğuna dair bazı deliller olsa da, genel kanı kitabın 1873 yılı civarında tamamlanmış olduğudur 

    Kitab-ı İkan, yani İkan kitabı Bahai inancının kutsal kitaplarındandır. 

           İbadetleri: 
Başlangıçta islam dininin bir mezhebini andıran Bahailik zamanla bağımsız bir din halini almıştır. Bahailik 'te Yahudilik ve Hıristiyanlıktan alınan esaslarda vardır. Bahailik, Allah ' a, kitaplarına, peygamberlerine, kıyamete ve Baha 'ya imanı emreder. Bahailik için insan yaşamının amacı Tanrıyı tanımak O 'na tapmak ve sürekli ilerleyen uygarlığı desteklemektir. Bahailik alemin birliğini sağlama ve dünya barışının temelleri oluşturma gayreti içerisindedir. Bahailik öğretilerinin en başında ; 

- Bağnazlıklardan vazgeçilmesi 
- Kadın erkek eşitliği 
- Zorunlu eğitim 
- Uluslar arası ortak bir dilin gerekliliği 
-Aşırı zenginlik ve fakirliğin ortadan kaldırılmasının sağlanması gibi öğretiler Bahai dinin temel öğretileri arasında sayılmaktadır. 

Bahailik 'te namaz ve oruç gibi ilahi yasaların yanında insansı yasalarda bulunmaktadır. Bahailik aile kurumuna önem verir ve tek eşli evliliği emreder ve kendilerince zorunlu durumlar dışında birden fazla kadınla evlenemezler. Cenaze namazı dışında toplu namaz kılmazlar. Alkol kullanımı kesinlikle yasaktır. Bahailer herhangi bir siyasi ve politik düşünceyi savunmaz veya tavır almazlar. Yaşadıkları toplumun siyasi ve geleneksel kurallarını yorumlamaksızın kabul ederler. 

Bahailer 21 mart günü başlayan her biri 19 gün süren 19 aydan oluşan Bahai Takvimini kullanırlar. Bahai Takvimine göre Bahailerin 9 kutsal günleri vardır ve son ay oruç tutarlar.. Günde üç vakit özel namaz kılarlar. Namaz kılarken islam'dan ayrılan önceleri mezhep sonra ayrı bir din hüviyetine dönüşen inanç sistemi olmalarına karşın Kabe 'yi kıble olarak kabul etmezler. Bahaullah 'ın oturduğu evin bulunduğu yeri kıble sayarlar. 

            Bahai Tapınakları :

Chicago,Wilmette'deki Bahai MabediBahai Tapınakları, her dinden kimsenin sessiz olmak koşuluyla bildikleri şekilde ibadet edebilecekleri mekanlardır. Şimdiye dek her kıtada bir tane olacak şekilde 7 adet tapınak inşa edilmiştir. Bu tapınakların ortak özeliği, bir kubbeleri ve 9 girişleri olmasıdır (dünyada 9 dinin varolduğuna dair Bahai inancını yansıtır). 
    Bahaullah şöyle demektedir: ‘Dünya tek bir ülke ve insanlar onun vatandaşlarıdır."
     Bu aktivitelere katılmak için Bahai olma zorunluluğu yoktur. Daha iyi bir dünya kurmak için hep beraber çalışabiliriz. İlgilendiğiniz herhangi bir aktivite olursa bizimle irtibata geçebilirsiniz. 
      Bahailerin tapınaklarında; hastane, okul, hotel gibi başka bir çok birimi içeren bir kompleks idi. Her inanç sahibi kendi inancında sessizce bu tapınakta ibadetini yapabiliyor du.

          7-İllüminati Nedir?

Dünyayı yöneten gizli güçtür. Simgesi tek gözdür (Ra tanrısının gözüdür. Anlamı herşeyi gören gözdür) Gizli bir örgüttür. Dünyada 10 kişi trafından yönetilen  ve 300-2000 üyesi vardır. Dünyanın en zengin 13 ailesi tarafından yönetilir, Dünyaca ünlüler üyesidir. Örgütte üyelerin her birisinin bir kod adı  vardır. Çalışmalarını gizli yaparlar.

Günümüzdeki varlığı kanıtlanamayan örgütün yeni amacının dünya düzenini değiştirmek, hükümetleri yıkmak, dinsel inançları yok etmek, ulus devletleri yok etmek ve bilinen sosyal düzeni yok ederek kendi hâkimiyetlerindeki bir sosyal düzen yani tek dinli ve tek dilli bir dünya devleti kurmak olduğu ileri sürülmektedir.

Bazı komplo teorisyenleri ve araştırmacılar grup üyelerini aydınlanmışlar ya da ışığın insanları gibi tanımlamalar kullanarak tarif etmektedirler.

         İlluminati'nin Tarihçesi:

İlluminati Nedir veya illüminati Ne Demek soruları yerine aslında İlluminati kimlerdir demek daha doğru olur, İlluminati örgütün ilk kuruluş tarihi 1 Mayıs 1776 olarak kabul edilmektedir.

Ingolstadt Üniversitesi kilise hukuku bölümü profesörleri arasında bulunan Adam Weishaupt liderliğinde ve beş kişinin katılması ile hayatına başlamıştır.

İlluminati'nin temel amacı ise Newtoncu pozitif bilimi geliştirmek olarak belirlendi.

Tabi bu çerçevede önemli amaçları arasında insanların özgür düşünmesini sağlayacak adımları atmak ve bu düşünceleri dinsel dogmatik düşüncelerden arındırmak da vardı.

Adam Weishaupt başlangıçta örgütün adının ‘Perfectibilists’ yani ‘Mükemmell​eştiriciler’ olmasını istiyordu. Ancak söz konusu isim ile faaliyetlerine başladı. Grup ‘Baveryan İlluminati’ olarak da anıldı.

Ortaya koymuş oldukları ideolojiye ise ‘İlluminizm’ denildi. Masonluğu örnek alan grup örgütlenmesini de bu şekilde gerçekleştirmeyi hedefledi.

Aydınlanma Çağı’nın önemli bir hareketi, düşünceyi özgürleştirme amacını taşıyan bir grup olarak kurulan örgütün üyeleri, ettikleri gizlilik yemini ve grupta üst kademelerde bulunan kişilere itaat edecekleri yemini ile örgüte bağlanmış oldular.

İlluminati topluluğunun sonraki 10 yıl içindeki gelişimi ise üzerinde tartışılan bir olaydır.

Bazı araştırmacılar İlluminati örgütünün üye sayısının sadece 80 kişi gibi bir rakamda kaldığını söylerler. Ama bazı araştırmacılar bu rakamın 2000’in üzerine çıktığını belirtmek tedirler.

İlluminati topluluğun çok sayıda Avrupa ülkesinde şubelerinin bulunduğu ve yine çok sayıda entelektüel ve politikacı gibi önemli isimlerin örgüte katıldığı öne sürüldü.

Bu isimler arasında Brunswick dükü Ferdinand ve diplomat Franz Xaver von Zwack, Johann Wolfgang von Goethe, Johann Gottfried Herder ve Gotha ile Weimar düklerigibi isimlerin bulunduğu, bu isimlerin topluluk üyesi olduğu ya da kendini topluluk üyelerinden saydıkları söylenir.

Bavyera’da kurulan grup önemli sarsıntılar da geçirdi. 1777 yılında Bavyera yöneticisi olan Karl Theodor aydınlanmacı mutlakıyet taraftarı idi. Bölgede bulunan bütün gizli örgütlere yasaklama getirdi.

Dolayısıyla Illüminati de yasaklanan örgütler arasında yer aldı. 1785 yılında Adam Weishaupt’ın kaçmasına neden olan olay ise Bavyeran Hükümeti’nin yayınladığı bildiri sonucu grubun dağılması oldu. Topluluğa ait bütün belgeler ve yazışmalar hükümet tarafından toplatıldı ve yayınlandı.

1874 yılında tamamen yasaklanan örgüt duraklama hatta yok oluş sürecine girmiş gibi görünüyordu. Ancak bu dönemde ‘illuminati ne demek​?’ sorusunun yanıtını ve örgütün gidişatını değiştirecek bir olay yaşandı. XIX. Yüzyılın başlarında Alman filozof Hegel’in örgüte katılması örgütün yeni bir havaya bürünmesini ve canlanmasını sağladı.

Hegel’in antitez kuramlarının etkisi ile örgüt Yeni Dünya Düzeni kavramının savunulduğu bir topluluk haline dönüştü.

İlluminati örgütünün ve amaçlarının gizli yapısı, aynı zamanda sınırlı sayıda kişiden oluşan bir topluluk olmasının etkisiyle illüminati tarihi hakkında daha ayrıntılı bilgilere ulaşmak oldukça zor bir iş olarak düşünülebilir.

Ancak İlluminati örgütünün hala faal olduğu ve amaçlarını gerçekleştirmek için planlı ve uzun süreli eylemler gerçekleştirdiği düşünülmektedir.

Birçok yazar ve araştırmacı, örgütün varlığını sürdürdüğünü, tarihteki ABD başkanlarının hemen hepsinin örgütün üyesi olduğunu ya da dolaylı olarak örgüte hizmet ettiğini savunmuşlardır.

Günümüzde ise dünyadaki güçlü ve önemli isimler arasında yer alan 10 yöneticisi ve 300-2000 kişi kadar da üyesi olduğu söylenmektedir. Bu üyeler toplumsal hayatın önemli kademelerinde yer almaktadır.

Yani aralarında bankacılar, politikacılar, sanatçılar ve önemli kademelerde olan başka kişiler olduğu düşünülmektedir. Ayrıca toplumsal hayat üzerinde büyük etkisi bulunan Hollywood film sektörü gibi yapılanmaların da grubun kontrolünde olduğu ileri sürülmektedir.

         İlluminati Faaliyetleri:

İlluminati faaliyetlerini aralıksız olarak sürdürdüğü ve geliştirdikleri Yeni Dünya Düzeni hedefine ulaşma yolunda planlı eylemler gerçekleştirdikleri çeşitli araştırmacı ve yazarlar tarafından dile getirilen bir düşünce.

Bu hedefin içeriğinde ise var olan dünya düzenini yıkmak ve tek din tek devlet sistemine dayanan yeni bir düzen kurmak olduğu söyleniyor.

Bu amaca ulaşmak için ise ekonomik krizlere neden oldukları, ülkeler arasında çıkar kavgaları ve anlaşmazlıklar çıkartarak savaşları körükledikleri düşünülüyor.

İlluminati tarihte çok önemli bazı olayların arkasında bulunduğu ya da bu olayların hazırlanması sürecinde rol aldığı öngörülüyor.

Örneğin Rönesans olarak adlandırılan çağın başlangıcında ve yaşanan olaylarda örgütün önemli bir rol oynadığı ileri sürülmekte.

Buna göre söz konusu dönemde İtalya’daki sanatçılar ve fikir adamları arasında etkin bir hale gelen örgüt Katolik Kilisesi karşıtı hareketlerin başlamasına neden olmuştu.

Bu sürecin insanlık tarihinde ne kadar etkili ve önemli olduğuna dikkat etmek gerekir. İddianın doğru olduğu varsayıldığında dünyadaki insanların benimsediği yeni değerler ve yaşam tarzları üzerinde İllüminati örgütünün etkisinin ne kadar büyük olduğu anlaşılabilir.

Myron Fagan tarafından örgütün hazırladığı, etkili olduğu belirtilen olaylar arasında ise Waterloo Savaşı, Fransız İhtilali, John F. Kennedy suikastı gibi olaylar yer almaktadır.

İlluminati'nin gizli yapısı ve yapılanma şekli ise bu iddiaları kanıtlamayı imkânsız hale getirmektedir. Buna göre Illüminati topluluğu yılda bir kez toplanıyor ve hedeflerine ulaşmak için yapmaları gereken işler ve stratejiler üzerinde karara varıyor.

Örgütün yöneticileri Yuvarlak Masa adını verdikleri üst organda uygulanacak olan plan ve programlara karar veriyorlar.

Sonrasında ise tüm dünya ülkelerinde bulunan ve iyi mevkilerde yer alan ama örgüt içinde daha alt düzeylerde bulunan üyeler tarafından uygulamalar gerçekleştiriliyor.

Günümüzün dünyasında ve XIX ve XX. Yüzyıllarda önemli bir politik güç haline gelen ABD ise söz konusu planların hazırlanması ve uygulanması sürecinde önemli bir rol oynuyor gibi görünüyor.

Bir ABD Doları üzerinde örgütü simgeleyen birçok simge yer alıyor. Tarihteki ABD başkanlarının çoğunun ise örgüte üye olduğu ya da örgütün amaçlarına ulaşmak isteyen kişiler tarafından kontrol edildikleri öne sürülüyor.

İllümünati hakkındaki iddialardan bir tanesi de örgüt üyelerinin Deccal ve Şeytana taptıkları yönünde. Bu iddia doğru olsa da olmasa da özellikle gençlerin dinden uzaklaşmasını sağlamak için çalışmalar yapıldığı söyleniyor.

Şarkılar, oyunlar ve filmler kullanılarak gençlerin bilinçaltında bu fikirlerin yer etmesini sağlamaya çalıştıkları önemli iddialar arasında bulunuyor. Buna göre Hollywood tarafından üretilen filmler hatta çizgi filmler bazı bilinçaltı mesajlar vermek için tasarlanıyor.          

iddia edilen etkinlikleri içeriyorsa çok önemli miktarda parasal kaynağa, çok önemli miktarda maddi imkânlara da ihtiyaç duyacaktır. Yazarlar, araştırmacılar ve komplo teorisyenleri bu konuya da açıklama getiriyorlar.

Buna göre David Rockefeller gibi dünyanın en önde gelen zenginleri bu yapılanma içerisinde yer alıyor ve gerekli olan kaynaklara erişmesini sağlıyorlar.

Bu durumun gerçek olduğu varsayıldığında örgütün erişebildiği kaynakların dünya ülkelerinin çoğundan daha fazla olduğu kabul edilebilir.

Sadece Rockefeller bile serveti ile dünya ülkelerinin yarısından daha fazla kaynağa sahip. Dünya üzerinde bulunan önemli varlıklara sahip olan çok sayıda kişinin örgüt üyesi olduğunu düşündüğünüzde örgütün kontrolünde olan kaynak miktarının büyüklüğü ortaya çıkabilir.

Tabi bu kişisel varlıklar dışında ABD başkanı gibi kişilerin de örgüt üyesi olduğunu varsaydığınızda ulaşılan kaynak miktarının inanılmaz boyutlara ulaştığı kabul edilebilir.

Sonuç olarak örgütün çok önemli bir yapılanma olduğu yönündeki görüş çok sayıdaki kişi tarafından desteklenen ve inanılan bir görüş olarak ortaya çıkıyor.

Örgüt Siyonist bir yapılanma olsa da, din karşıtı bir yapılanma olarak faaliyet gösterse de yaşam tarzları üzerinde çok büyük bir etkisi olduğunu kabul etmek gerekiyor.

Günümüz dünyasında en ücra köşelerdeki evlere bile çizgi filmlerin ya da çevrimiçi rol yapma oyunlarının girdiği bir gerçek.

Dolayısıyla iddiaların doğru olduğunu kabul ettiğinizde örgütün faaliyetlerinden kaçınma imkânı yok gibi görünüyor. Hatta bu iddiaların doğru olduğu kabul edildiğinde siz bile örgütün amaçlarına hizmet eden ama bunu bilmeyen bir kişi olabilirsiniz.


        Huzurlu Bir Yaşam İçin;

1-Müteşekkir ol,
2-Nazik ol,
3-Güçlü ol,
4-Sev ve Sevil,
5-Onurlu ol,
6-Saygılı ol,
7-Pes etme,
8-Korkma,
9-Mutlu ol,
10-Sağlıklı ol,
11-Sadık ol,
12-Kendine güven,
13-Kibre Kapılma,

         Yaradan'ın Yolu:
1-Sevgi yolu,
2-Hak yolu,
3-İlim yolu,
4-Akıl yolu,
5-İman yolu,
6-Ümit yolu,
7-Sabır yolu,
8-İnanç yolu,
9-İslam yolu,
10-Ahlak yolu,
11-Erdem yolu,
12-Huzur yolu,
13-İbadet yolu,
14-Ahiret yolu,
15-Kuran yolu,
16-İmtihan yolu,
17-Rahmet yolu,
18-Kulluk yolu,
19-Hidayet yolu,
20-Hakikat yolu,
21-İnsanlık yolu,
22-Kurtuluş yolu,
23-Mutluluk yolu,
24-Kardeşlik yolu,
25-Doğruluk yolu,
26-Teslimiyet yolu,
27-Marifet yolu,
28-Mehdi yolu, 
29-Yaradan yolu ve
30-Sonsuz cennet yoludur.

      Madde 36: İŞTE TASSAVUFUN YÜZ MERTEBESİ..


Merâtib-i sülûk (Sülûkun mertebeleri)

BİRİNCİ BÂB:

1. DERECE: YAKAZA (Uyanık Olma Hali)

2. DERECE: Tevbe

3.DERECE: İnabet

4. DERECE: Muhasebe

5. DERECE: Tefekkür

6. DERECE: i'tisâm

7. DERECE: Halktan ve sair şeylerden Hakk'a firar etmek

8. DERECE: Halvet

9. DERECE: Uzlet

10.DERECE: Riyazet

İKİNCİ BÂB:

1 . DERECE: Hüzün

2. DERECE: Korku

3. DERECE: Recâ (ümit)

4. DERECE: Huşu

5. DERECE Zühd

6. DERECE: Takva

7. DERECE: Verâ

8. DERECE: Tebettül

9. DERECE: İbadet ve ubûdet

10. DERECE: Hürriyet

ÜÇÜNCÜ BÂB:

1. DERECE: Murakebe

2. DERECE: Hürmet ve riayet

3. DERECE: İhlâs

4. DERECE: Tehzib

5. DERECE: İstikamet

6. DERECE: Tevekkül

7. DERECE: Tevfiz

8. DERECE Sık'a

9. DERECE: Teslimiyet

10. DERECE: Tasavvuf nedir?

DÖRDÜNCÜ BÂB:

1. DERECE: Hulk (Huy, Ahlâk, Seciye)

2. DERECE: Tevazu

3. DERECE: Îsâr

4. DERECE: Fütüvvet (Eli açıklık, mertlik, temizlik)

5. DERECE: Sıdk (Sadâkat)

6. DERECE: Hâyâ

7. DERECE: Şükür

8. DERECE: Sabır

9. DERECE: Rıza

10. DERECE: İnbisât

BEŞİNCİ BAB:

1. DERECE Kast (Niyet)

2. DERECE: Azim

3. DERECE: İrade ve mürid

4. DERECE: Murad mertebesinde olanların sânı

5. DERECE: Edeb

6. DERECE: Yakîn

7. DERECE: Üns

8. DERECE: Kalbî zikir ve zikr-i hakikî

9. DERECE: Fakr

10. DERECE: Gına

ALTINCI BÂB:

1. DERECE: İhsan

2. DERECE: İlim

3. DERECE: Hikmet

4. DERECE: Basiret

5-6. DERECE: Feraset

7. DERECE: Sekîne-i kalp (Kalp sükûneti)

8. DERECE: Nefs-i mutmainne

9. DERECE: Himmet

10. DERECE: Kurbeti hak

YEDİNCİ BAB:

1. DERECE: Muhabbet

2. DERECE Aşk

3. DERECE: Şevk

4. DERECE: Vecd ve tevâcîd-i nûr

5. DERECE: Berk ve zevk

6. DERECE: Ataş ve şirb

7. DERECE: Dehşet

8. DERECE: Hayret ve heyemân

9. DERECE: Kalk

10. DERECE: Gayret

SEKİZİNCİ BAB:

1. DERECE: Velayet nedir? Velî kimdir?

2. DERECE: Sır nedir ve erbâb-ı sır kimdir?

3. DERECE: Garip ne demektir? Garipler kimlerdir?

4. DERECE: İstiğrak

5. DERECE: Gaybet

6. DERECE: Vakit

7. DERECE: Safa

8. DERECE: Sürür

9. DERECE: Telvin

10. DERECE: Temkin

DOKUZUNCU BAB:

1. DERECE: Mükâşefe

2. DERECE: Müşahede

3. DERECE: Tecelli

4. DERECE: Hayat

5. DERECE: Kabz

6. DERECE: Bast (Genişlik)

7. DERECE: Sekr

8. DERECE Sahv

9. DERECE: Fasl

10. DERECE: Vasıl

ONUNCU BAB:

1. DERECE: Marifet

2. DERECE Fena

3. DERECE: Beka

4. DERECE: Tahkik

5. DERECE: Telbis

6. DERECE: Cûd

7. DERECE: Tecrid

8. DERECE: Teferrüd

9. DERECE: Cemi ve Cemü'l-Cemi nedir?

10. DERECE: Tevhid.           


             İŞTE SAYILARIN ANLAMLARI:

1: ‘Düşüncelerine dikkat et çünkü şu anda düşüncelerinle yaratıyorsun’ demek.

2’li sayılar -22.22 ya da 222 gibi- ‘meleklerin senin yanında’ demek. Onların sizi selamlamasının ya da size destek olduklarını söylemelerinin bir başka yolu 2 sayısıdır.
3’lü sayılar 333 ise aydınlanmış üstatların sizinle olduğu, sizinle çalıştığı anlamına gelir. Buda, Mevlana, Meryem Ana gibi…
4’lü sayılar, 444 ‘bu işi meleklerine bırak, biz hallediyoruz’ demek. İçinizi rahat tutun ve o işin en usta ellerde olduğunu bilin.
5’li sayılar -555 gibi ‘doğru yoldasın, bu yaptığını yapmaya devam et’ demek. Güzel bir değişim geliyor. Yani melekleriniz yürüdüğünüz yolu destekliyorlar.
6’lı sayılar -666 gibi ‘bırak bizlere, bırak Allah halletsin’ demek. 666’nın 444’ten farkı şu: 6 sayısı ile melekleriniz bilmenizi istiyorlar ki, sizin o konudaki endişeniz veya ‘acaba olacak mı, ne zaman olacak’ gibi tasalarınız, olayı ters yönde etkiliyor.
7'lı sayılar; 777 benim görmeyi en sevdiğim sayılardan biri ‘Bir mucize bekle’ demek çünkü.
8'lı sayılar; 888 ‘bereket sana geliyor’ demek. Her anlamda bereket olabilir bu, özellikle de finansal anlamda.
9'lı sayılar; 999 ‘hayatının amacı üzerinde çalış’ demek. Sizin ve yakın çevrenizin dışında bir alanda, başkalarının iyiliğine yönelik bir konuda…
0'lı sayılar; 000‘Allah seni seviyor’ demek. Kendinize, yaptıklarınıza güvenmeniz gerektiğinde karşınıza çıkabilir bu sayı. 

             RAKAMLARIN GİZEMİ: 
4 Bir varlığın; eni, boyu, yüksekliği ve ağırlığı vardır.

Dört boyut vardır: X,Y(Yer) Z(uzay) ve Q(Yeraltı)

7 Rakamının Gizemi: 7 kutsal bir rakamdır.

22 Sayısı Kadim sayısı, ilahi kelamın kutsal sayısıdır.

23 Herkeste 23+23=46 kromozom var. 22X+Y=23 Erkek cinsini temsil eder.  22X+X=23 Dişiyi temsil eder. 

13 Uğursuz sayı olarak bilinir. Zeka ve bilimi temsil eder.

20 Yenilik,

33 Şans.

        Pisagora göre; sayıların anlamları şöyleydi.

1-Öz, Tek Yaradan

2-Zıtlık, Değişim

3-Bütünlük, başlangıç, tanrısal güç,

4-Doğruluk, adalet, dünya,

5-Evlilik,

6- Şans,

7-Evrenin tümü, sonsuzluk, Erdem. Şan,  Başarı, yaşam. Venüs,

8-Sağlamlık, adalet

9-Tüm sayıların özü, doğruluk,

10-Sonu olmayan yeni bir dizinin başlangıcı,

 

            Sayılar ve yaşam enerjisi:

1 Yaratıcılık - Özgüven -Liderlik


2 Denge - İşbirliği - harmoni

3 Büyüme - Gelişme – Bolluk - Bereket

4  İlerleme – Düzen kurulumu - Disiplin

5 Özgürlük - Bağımsızlık – Kabuğundan çıkma

6 Vizyon – kabul etme - Aşk - Aile - cemaat

7 Güven - tinsellik

8 Güçlenme - Bolluk - İlerleme

9 Doruğa ulaşma - başarı

10 Hediye alma, enerji yenileme

          Harflerin sayısal karşılıkları: 

1 A, I, J, Q,Y Öğretme, Yaratıcılık, Girişim, Öne çıkmak, Baskınlık
2 B, K, R Öğrenme, Hassasiyet, Hayal gücü, Annelik etmek, İkilemler
3 C, G, L, S Uyum getirme, İdealizm, Büyütme, Felsefe, Kendini geliştirme
4 D, M, T Yazgı, Mücadele, Bireysellik, Dik başlı olma, Köşeli davranma
E, H, N, X Eylem, Merak, Hareketlilik, Eleştirel olma, Mantık, Zeka
6 U, V, W Aşk, Dişi ilke, Merhamet, Zevkler, Yumuşaklık, İlişkiler
7 O, Z Gizem, Ruhsallık, Hassasiyet, Gizli olana ilgi, İnceleme, Derinlik
8 F, P Mukadderat, Deneyim ve zorla öğrenme, Kontrol, Kısıtlama
Türkçe’de kullanılan Ç, Ğ, İ, Ö, Ü, Ş, sırasıyla C, G, I, O, U ve S olarak alınmalıdır.
9 sayısı Mars’la yakından ilgilidir ve bitiş ve başlangıçları anlatır. Bu sayı altında cesaret, çatışma, hedeflere ulaşma yolunda kararlılık ve mücadele vardır.
10 Şans Çemberi: Kişisel isteklere göre büyük iniş ve çıkışlar. Aşırı bir sevgi ya da nefret uyandırabilir. 


        Madde 37: OZAN'LARDAN DEYİŞLER:

Dört kapıyı kırk makamı yol eyler
On yedi erkânı küllü hal eyler
Üç sünneti yedi farzı dal eyler
Muhabbet bahrinde ummanı söyler

                                Malatyalı Sadık Baba


Hakikat bir gizli sırdır
Açabilirsen gel beri
Küfr içinde iman vardır
Seçebilirsen gel beri. 
                     Şah Hatayı

Erlik dişilik sorulmaz muhabbetin dilinde
Hakk’ın yarattığı her şey bakın yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yoktur
Noksanlık ve çirkinlik senin görüşlerinde…”
                                           Hacı Bektaşi Veli

 

Hararet nardadır saçta değildir,

Akıl baştadır taçta değildir,

Her ne arar isen kendinde ara,

Kudüs‘te, Mekke’de, Hacc’da

                       Hünkar Bektaşi Veli

 

Eğer ilerlemek istiyorsan herkesin önüne atılma,

Merhem ve mum gibi ol, diken olma,

Hiç kimseden sana kötülük gelmesin istersen,

Kötü sözlü, kötü düşünceli ve kötü huylu olma!

                                   Hoca Ahmet Yesevî

 

Muhammed dinidir bizim dinimiz,

Tarikat altından geçer yolumuz,

Hem Cibril-i Eminʼdir rehberimiz,

Biz müʼminiz mürşîdimiz Aliʼdir.

                               Pîr Sultan Abdâl

 Gelin tanış olalım,
 İşi kolay kılalım,
 Sevelim sevilelim,
 Bu dünya kimseye kalmaz"
                      Yunus Emre

Yakışırken giyin,
Öğütürken yiyin,
Ayaktayken gezin,
Zaman varken dost olun.
                           Halk Ozanı 

İyiyi ara, güzeli ara, doğruyu ara ama kusur arama,
Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafirdir.
Doğruysan zarar gördüm deme, bilki iyiler mutlaka kazanır.
Mum olmak kolay değildir, Işık saçmak için önce yanmak gerek.
Kaliteli insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar dosttur. İnsan dostunun huyunu alır.
Sana güvenen insana yalan söyleme, sana yalan söyleyen insana asla güvenme.
Sabır sıkıntının anahtarıdır, Dert etme dua et.
                                                               Mevlana

           Mevlana'nın yedi öğüdü;

1-
Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol,

2-Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,
3-Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol,
4-Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,
5-Tevazu ve alçakgönüllükte toprak gibi ol,
6-Hoşgörülülükte deniz gibi ol,
7-Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol,

      Kısa Mevlana sözleri

Çoban uyudu mu kurt emin olur.

Yürek yanmadıkça, göz yaşarmaz.

 Dert daima insana Mevlana Sözleri yol gösterir.

 Testide ne varsa dışına o sızar.

Sual de bilgiden doğar, cevap da.

İki kişinin bildiği sır değildir. Kötülerin övülmesi arşı titretir.

Anlamak bilmek; bilmek affetmektir.

Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.

Gerçek aşkta ne vefa vardır ne cefa.

Bu dünya tuzaktır, tanesi de arzular.

Savaşsız, sabırsız yenme olur mu hiç?

Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakilerin anlayabile ceği kadardır.

Müzik Allah’ın dilidir.

Ne olursan ol, yine gel. Mevlana.

Kaynak: En güzel kısa Mevlana sözleri, İşte Hz. Mevlana'nın İz bırakan özlü sözleri

Alevî-Kızılbâş topluluklarında “yol”, “sürek”, “görgü” ve bunların gösterdiği hiyerarşi şifahi bir kültüre dayanır. Alevî toplumunun hiyerarşisi içerisinde dört (manevî) mertebe bulunmaktadır:

A. Mürşîdlik

B. Pîrlik (Dedelik)

C. Rehberlik,

D. Taliplik

Taliplerin biri birilerine, rehberlerine ve mürşîdlerine karşı davranışları önemlidir. Buyruklarʼda ele alınma esaslarına göre bu edepleri şöyle açıklayabiliriz

1. Talip edep beklemeli.

2. İnançsızlardan uzak dura,

3. Mahremini bilmeli.

 4. Bütün kötü fiillerini terk etmeli.

5. Evliyayı hazır ve nazır bilmeli.

6. Hakkʼa ve halka yaramaz iş etmemeli.

7. Her zaman şeyhinin korkusu üzerinde olmalı, “ister gizli isterse açık ne yaparsam şeyhim görür.” diye düşünmelidir. Çünkü evliya, talibin gönlüne gözüne günde yetmiş kere nazar eder. 

Şeriat kapısındaki insanın henüz can gözü-kalp gözü açılmamıştır; Hünkar Bektaşi Veli bir sözünde ‘ilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ der. Başka bir sözünde şöyle der. ‘Mürşit ilimdir’. Fakat bu ilim okuyarak elde edilmez. İçsel ve ruhi yaşantı vasıtasıyla elde edilen bilgidir.

Tarikat piri tarikata bağlanmak isteyen talibi sözlü olarak uyarır. ‘Gelme gelme, gelirsen dönme, gelenin malı dönenin canı. Bu yol ateşten gömlek, demirden leblebidir; bu yola girmeye karar vermeden önce bir daha düşün‘ diye talibi uyarır..

Aşık/Can, Cemiyete girmek isteyen kişidir tecrübelerden geçer, gerçekliği anlaşılır, iki yol kefili canın gerçekliğine şehadet eder. Bunun üzerine Cemiyete alınır. Tarikata girmiş olan kişiye Ortak denir. Ortaklardan derviş olmak isteyen, devrişliğe ikrar verir; kendisine Erdem  tacı tekbir edilerek giydirilir; Tekkede bir hizmete memur olur. Ehliyeti olan dervişe, halife tarafından icazet verilirse tacının üstüne sarık sarabilir; babalık makamını’ ihraz eder; ortak ve derviş yetiştirebilir; fakat bir dervişe babalık veremez.

Babalık vermek salahiyeti, Pir’e aittir ve Pir, Bektaşilerin en büyüğüdür. Pirler, taçlarımın üstüne Siyah sarık sararlar; babalar, Peygamber soyundansa yeşil, değilse beyaz sarık sararlar; dervişler sarık saramazlar. Ortak, arakıyye teklif edilir. Bektaşi olacak kişi, bir kurban kestirir; o geceki masrafı görür;

Cemiyette kadınlara da hilâfet verilir. Tarikatın ilk döneminde yazılı icâzetnâme verilmezken sonraki dönemlerde, bir dergâhın şeyhliğine tayin edilmek için gerekli olduğundan, halifeye taç ve hırka giydirilirken icâzetnâme de verilmeye başlanmış, bu icâzetnâmenin aday esmâyı tamamladığında mühürlenmesi âdet olmuştur. İcâzetnâmeye sahip olan halife taç ve hırka giydirmeye ve esmâyı tekmil ettirmeye yetkilidir. Erdem Cemiyetinde kadınlar tekkede diz altı etek, uzun kollu giysiler giyip, başlarını örterler; günlük hayatta örtünür ya da örtünmezler. Kısaca bu konuda esnek ve uyuma dönük bir tutum vardır.

Cemiyette halvet(Tevhidhanede) esasen 3-40 gün arasın dadır.  Sâlik beşinci esmâ olan “hay” zikrine başlarken halvete girer. Halvete akşam namazından sonra şeyhin de katıldığı özel törenle başlanır. Sâlik halvethâneden ancak farzları cemaatle kılmak için namaz vakitlerinde ve iftardan sonra kısa bir süre çıkabilir. Halvet süresince dervişe günde bir defa arpa veya çavdar ekmeği, pirinç, un veya mercimek çorbası, yedi adedi geçmemek şartıyla zeytin, hurma veya incir verilir. Halvet süresi tamamlanınca şeyh halvethânenin kapısına gelerek “yâ hû” diye seslenir; sâlik de “eyvallah” diyerek kapıyı açar ve şeyhin elini öper. Yatsı namazından sonra tarikat âyini icra edilir ve sâlike törenle yeşil tarikat tacı giydirilir. Ancak son dönemlerde halifeye sarı taç giydirilmeye başlanmıştır. Halifenin yaşı kırkın üzerinde ise ayrıca kendisine yine özel bir törenle asâ “tekbir edilir


      Dergâh, “Divan” adı verilen dört ayrı kurul tarafından yönetilir. Postnişin (Şeyh), Nakib/Baş.Yrd. ve Aşçıdan oluşan ve “üçler Divanı” denilen kurul mânevî işlerden, bunlara zâkirbaşı, imam, meydancı ve türbedarın katılmasıyla oluşan “Yediler Divanı” adlı kurul idarî işlerden sorumludur. Hizmetnişinlerin oluşturduğu ve ihvanla ilgili meselelerin görüşüldüğü kurula “On dörtler Divanı”, hizmetnişinlerin ihvan arasından seçtiği yirmi altı dervişin katılmasıyla meydana gelen kurula da “Kırklar Dost Meclisi” adı verilir. Postnişin bu dört Divanın da başkanıdır. Postnişin bulunma dığı takdirde hizmetkarlar sırayla başkanlık yaparlar. Divanlar özel meydan gülbangiyle açılır. Cemiyet Şeyhliğinin boşalması halinde posta oturacak yeni şeyh için “Makama(Taht) Çıkma Merasimi” denilen bir tören yapılır. Makam Postu Kahverengi-Beyaz' dir.

Yeni bir tekke açılacağı zaman âsitâne postnişini tarafından tayin edilen şeyhe kırmızı bir post, bir kandil ve MR.Orhanlı adı yazılı bir levha hediye edilir ve tören yapılır. MR.Orhanlı: Tacının rengi Bordo, dur. 

Cemiyetti Ayinler,  perşembe akşamları yapılmaktadır.  Cem Ayini ve Devrân Ayini. Vakit namazı kılındıktan sonra zikir halkası teşkil edilir. Kelime-i tevhid önce mâhur makamında üç defa gayet ağır, daha sonra hızlanır ayin. Ayakta halka halinde dönerek yapılırsa, buna “Devrân(Semah)” adı verilir

    Biri sesli, diğeri sessiz zikir… Zikirde her cümle en az 7-40 defa tekrarlanır.

1-Allah/Yaradan ortak/şirk koşma.

2-İyilik yap iyilik bul, 

3-Ne ararsan kendinde ara,

4-Ne ekersen onu biçersin,

5-Ne mutlu Erdemli yaşayana,

6-En hakiki mürşit ilimdir. 

7-Zikir ruhsal bedensel sağlıktır,

8-Sağlıklı, erdemli, insanca yaşa,


9-Çalışın, üretin, ortakça paylaşın.

10-İhtiyacından fazlasını  paylaşın,

11-Düşün, iste gerçek olsun,


12-Ne yerse, ne düşünürsen o olursun,

13-Düşün, iste, dua et, gerçek olsun.

Aşık, tarikata girmek isteyen kişidir tecrübelerden geçer, gerçekliği anlaşılır, iki yol kefili, aşıkın gerçekliğine şehadet eder. Bunun üzerine tarikata alınır. Tarikata girmiş olan kişiye Ortak denir. Ortaklardan derviş olmak isteyen, devrişliğe ikrar verir; kendisine Erdem  tacı tekbir edilerek giydirilir; tekkede bir hizmete memur olur. Ehliyeti olan dervişe, halife tarafından icazet verilirse tacının üstüne sarık sarabilir; babalık makamını’ ihraz eder; ortak ve derviş yetiştirebilir; fakat bir dervişe babalık veremez.

       Babalık vermek salahiyeti, Pir’e aittir ve Pir, Bektaşilerin en büyüğüdür. Pirler, taçlarımın üstüne Siyah sarık sararlar; babalar, Peygamber soyundansa yeşil, değilse beyaz sarık sararlar; dervişler sarık saramazlar. Ortak, arakıyye teklif edilir. Bektaşi olacak kişi, bir kurban kestirir; o geceki masrafı görür; akşam, güneş battıktan sonra “meydan” denen büyücek bir odaya alınır; aşık postu denen ve kapı yanında bulunan posta oturtulur. Herkes, kıdem sırasıyla, yaşa göre değil de, tarikata giriş tarihine göre, meydana girer.
       Baba, on iki imama salavatı ihtiva eden ve ‘salavatname’ denen Arapça virdi okur; sonra aşıkı huzuruna çağırır; bu yolun güçlüğünü söyler; demirden leblebi, demirden yay, ateşten gömlek olduğunu bildirir; talip her şeye razı olduğunu söyleyince, kimi rehber istediğini sorar. Aşık, rehberlik hizmetini gören kişinin adını söyler; baba, git, rehberine niyaz et der. Aşık, gidip rehberlik edecek kişinin dizini öper; o da aşıka, gidip yerine oturmasını söyler. Sonra babanın emriyle çerağcı, üç basamaktan ibaret bir kürsünün üstünde duran mumları, terceman denen manzum ve mensur sözleri okuyup uyandırır, yani yakar. Sonra rehber, aşıkı alıp dışarı çıkarır;

     O’na göre Allah, “Beni anın ki Ben de sizi anayım.” (Bakara, 2/152) âyetiyle kendi zikrini, kulun zikriyle irtibatlandırmış, kendisini zikredeni, zikredeceğini bildirmiştir. Çünkü zikir, zikri doğurmaktadır. Gerçek bir zikir ise, insanın nefsine ve kalbine gaflet gelmeden, derin tefekkürle yapılan ve her hâl üzere faydalı bir zikirdir. Bu zikirle zâkirin kalbi nurlanır ve ona uyanıklık verir. Zâkir biraz derinleştiği zaman, bu zikri yapa yapa kendini düzeltir ve “zikr-i hafi”ye ulaşır. Kalbin kendi kendine zikretmesi olan “zikr-i hafi”ye, “zikr-i sırrî” (çok gizli zikir) de denir. Zikirden asıl maksat, bunun elde edilmesidir.

“Şeyh” ile bağlısı olan “mürit” arasındaki ilişki de modern dünyada uzaktan bakıldığında -Mürşit, manevi bir silsile ile Peygamber Efendimiz sav’e bağlı, O’nun ahlakı ile ahlaklanmış, ilim sahibi olan birisidir. Farz ve sünnet ibadetlerini yerine getiren birisi nafilelerle meşgul olmak, ahlakını daha da güzelleştirmek, mahlûkata şefkatle muamele etmek ve bunları kendinde gerçekleştirmek ve geliştirmek istiyorsa bir mürşid o kişiye “seyr ü sülük” denen manevi terbiye yoluyla yol gösterebilir. 

     Tarikata intisap etmek isteyen kişi bir Cemiyetin dervişi vasıtasıyla durumu sertarik veya aşçıya söyler, o da şeyhe bildirir. Biat sırasında şeyh efendi tevhidhânede derviş adayına tarikatla ilgili tavsiyelerde bulunduktan sonra biat gülbangi çekilir. Erdem Cemiyeti'nin tertip ettiği “dua kebîr” okunur; ardından cemaatle sabah namazı kılınır ve zikir halkası teşkil edilir. Sonraki dönemlerde biat merasimi herhangi bir vakitte yapılmaya başlanmıştır.

      Dervişler el ele tutuşup “ism-i hû”yu zikrederek sola doğru devrana başlarlar. Zâkirbaşı zikrin ritmine uygun bir beste ile ilâhi okumaya başlar. Postnişin, MR. Lider Erdem Dergahı türbesine yönelip niyaz ederek bir kere döndükten sonra sertarikin halka içine girmesini işaret eder. Zikre diğer Cemiyet şeyhleri katılıyorsa onlar da halkanın içine girerek postnişinle beraber dönerler. Bu dönüş sırasında makam postu ve türbe yönüne geldiklerinde bir kere daha dönerler. Cemiyet zikir halkasının içine “kutubhâne”, makam postu ve türbe yönünde gelindiğinde yapılan dönüşe “tavaf” adı verilir. İlk perdenin kaldırılmasından sonra sol eller yanda bulunanın ensesine, sağ eller beline konulur. “Kol atmak” denilen bu hareketi yaptırmak meydancının görevidir. Her perde kalkışında devranın hızı arttırılır. Devranda kol atılınca zâkirbaşı ile zâkiran devrandan çıkar, zâkirbaşı makamı olan direğin önünde ilâhiler okurlar. 

       Madde 38:  Erdemliler Cemiyeti Öğretisi; Yaradan, Muhammed, Ali kutsallığını kalbinde taşıyan, Hz.Ali’nin adaletinden ayrılmayan temelinde insan sevgisi bulunan her dine , mezhebe, ser inanca saygı duyan ve hoşgörü ile bakan, dil, din, ırk, renk , farkı gözetmeyen eline diline sahip olma ilkelerini şart koşan, gelmek isteyen, inançlı insanları çatısı altına alarak manevi susuzluklarını gideren, insanları yaşadıkları toplumda kendi istekleriyle kendi kendilerini yargılamalarını sağlayan, laik, demokrat, eşitlikçi, katılımcı, paylaşımcı düşünceyi savunan, zalime ve zulme karşı gelen, mazlumun yanında olan, şeriatın bağnaz kuralllarına bağlı olmayan, ve onu reddeden, İslam dinini kendine göre ve mezhepler üstünde inancı yorumlayan, aslı doğruluk, kemali dostluk, cevheri, merhamet, görüşü eşitlik, hazinesi bilgi, meyvesı sevgi hamuru ile yoğrulmuş, insanı Kamil ve erdemli insan yaratmayı ön gören, korkuyu aşıp sevgi ile tanrıya yönelen, Hak Dostu ile insanın özünde tanrıyı gören, yaradan ile yaradılan ikiliğinden Varlık Birliğine varan, edep ve ahlaklığı yaşamın temeline oturtan, insanı yücelten, hamurunda hem ilahiliğin hemde irfaniliğin mayası bulunan; kişinin ahlaklı ve karakterli yaşam ilkelerini belirleyen, Hz. Muhammed ve Hz. Ali’den gelen neslin imametini teberra ve tebelle ilkesi ile sahiplenen, dini biçim ve şekil olarak değil, gerçek anlamıyla algılayan, dini bağımsız bir irade gücü ve batını özelliği ile evrimleştiren akıl ve iman bütünlüğünde birleştiren ve tüm bunları Kırklar Dost Meclisi ile yürüten bir inanç sistemidir. Erdem Öğretisi bütün dinler için bir üst kavramı, diğer mezhepler ise alt kavramları oluşturur.

Dergahta müritler, doğayla iç içe, oldukça basit bir hayat yaşarlar ve tüm amaçları Peygamber'in (sav) cemaatine yakın olmaktır. Bu öğreti ve gelenek 1400 yıldır devam etmektedir.

Dergah herkese açıktır; Mevlana Celaleddin Rumi’nin söylediği gibi ‘Gel, ne olursan ol gel.. Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir.’ Şeyhimiz Sahibul Sayf şöyle söylüyor; ‘Gelene hoş geldin, gidene güle güle…’ Dergaha gelmekte, dergahta kalmakta ve dergahtan gitmekte, herhangi bir zorunluluk yoktur.

Dergahta müritler, doğayla iç içe, oldukça basit bir hayat yaşarlar ve tüm amaçları Peygamber'in (sav) cemaatine yakın olmaktır. Bu öğreti ve gelenek 1400 yıldır devam etmektedir.

Dergah herkese açıktır; Mevlana Celaleddin Rumi’nin söylediği gibi ‘Gel, ne olursan ol gel.. Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir.’ Şeyhimiz MR.Lider şöyle söylüyor; ‘Gelene hoş geldin, gidene güle güle…’ Dergaha gelmekte, dergahta kalmakta ve dergahtan gitmekte, herhangi bir zorunluluk yoktur.

ikir sonrasında çay ve tatlı servisi olur, bu sırada Şeyh sohbet vermeye devam eder. Osmanlı enstrümanlarıyla ilahiler çalınır, bazen şiirler okunur, bazıları sema döner.  Dergâhta eğlence de son derece önemlidir. Şeyh genellikle bizimle şakalaşır ve beraberce güleriz; Şeyh bazen kendi farkındalığımızı kazanmamız için bize özellikle espirili bir şekilde takılır.​

Yıl içindeki önemli gün ve geceler, Bayramlar ve Mevlitler de dergâhta kutlanır. Dünyanın her yerindeki müritler, dergâha düzenli olarak ziyarete gelirler. Dergâhta yaşamayan yerli müritler de hafta sonları ziyarete gelir. Tüm amaç, Şeyh ve diğer müritlerle beraber olmak ve kendini dünya hayatından uzaklaştırmaktır. Şeyhin görev ve sorumlulukları hayal bile edilemez; ruhsal, psikolojik veya duygusal hastalığı olanları iyileştirir; ona yardımcı olması için diğer müritleri de eğitir ve bizleri Ahir Zaman’ın gerçekleşmek üzere olan olaylarına hazırlar.

Edep Ya Hu! Edepli olmak, her yerde önemlidir. “Edep Ya Hu” sözü; bize, en iyi, en düzgün şekilde davranışlara sahip olmamız ve bunu göstermemiz gerektiğini hatırlatıyor. Edepli olmak, kişinin imanının mükemmelliğini gösterir; edep, akıllı olmayı, sabırlı olmayı, uyanık olmayı ve alçak gönüllü olmayı gerektirir. Edep aslında, Peygamberlik özelliğinin en önemli ayrıntısıdır. Kendinden önce başkalarını düşünmek; sahip olduğun her şeyi, bir parça ekmek bile olsa, başkalarıyla paylaşmak edepten gelir. 
          Erdemliler Cemiyeti  Dergahı böyle bir yer olmalı...

          ERDEM DERGAHI Aşağıdaki Şekilde yapılacaktır.

  Bir Sümer Zigguratı.

Zigguratta(Tanrı Evi); büyüklük ve özellikle yükseklik amaçlanmıştır. Kat sayısı değişkendir; genellikle üç ya da dört, bazen yedidir. Katlar ve rampalar, ağaçlar ve bodur bitkilerle yeşillendirilmiştir. Yapının planı genellikle 38x52 m. boyutlarında bir dikdörtgen ya da karedir. Ölçüleri en alt platformda yaklaşık 60x40 m. kadardı. Yüksekliği ise 18-30 m arasında değişir. Zigguratlar eklemelerle büyü tülüp yükseltilmiş, her yeni hükümdar kendi katını eklemiştir. Ziggurat Planı; Ziggurat ilk kez pişmiş tuğla kullanımının yaygınlaştığı Yeni Sümer döneminde ortaya çıkmıştır. Urnamu döneminden (M.Ö. 2112-2095)
      Örneğin;7 katlı olan zigguratların, katlarının her biri güneş tayfındaki 7 renkten birinin rengini taşıdığına; 1. katı taşı, 2. katı ateşi, 3. katı bitkiyi, 4. katı hayvanı, 5. katı insanoğlunu, 6. katı güneşi ve gökyüzünü, 7. katı ise melekleri sembolize ettiğine inanılır. Tapınağın renginin indigo (mora yakın) olduğu ve en üst katlarda da bu rengin kullanıldığı düşünülür. Tapınağın üst katlarına giden 3 merdivenin ikisi zigguratın yarısına kadar ulaşır.  

          Herodot’a göre, her zigguratın tepesi bir türbe idi. Son kattaki türbeye tek merdivenden ulaşılırdı. Tapınak çevresinde kurulan ve etrafı bir surla çevrilen bu kent devletleri bağımsız birer siyasi birimdi. Bu kentlerin başında Ensi denilen rahip-kral bulunuyordu. Ensi hem devletin hem de din adamlarının başıydı. Her devletin kendine özgü bir tanrısı vardı ve o tanrı her şeyin sahibiydi. Daha sonra “tapınak sosyalizmi” veya “teokratik devlet sosyalizmi” adıyla tanımlanacak olan bir toplumsal üretim ve mülkiyet biçiminin oluştuğu ilk dönem Sümer kültüründe din adamları toplumun gözünde çok saygın bir konumdaydı. Bu düzende üretim araçlarının din adam larınca ortak yönetildiği kamusal mülkiyet düzeni ve özel mülkiyet düzeni hakimdir. İlk yazı, kanunlar, uygarlık ve siyasi teşkilat Sümerlilerle başlamıştır.

          Madde 39: ERDEM DERGAHI BÖLÜMLERİ;

1.Kat:Giriş: Yaşam Alanı(Aş evi, Salon, Mutfak, Depolar)
2.Kat:Okul-İbadethane Mekanı ve Tapınak-Kütüphane
3.Kat:Misafirhane Mekanı ve Erkekler-Bayanlar Dairesi
4-Kat:Kutsal Mekan: Türbe(Cennet oda) ve Tevhidhane ve  5.Kat: Rasathane ve Tanrı Tapınağı bulunur.

     Erdem Dergahı'nın Beş Kapısı, Kırk Makamı olacaktır. Her katta Seyir-Dinlenme terasları olacaktır. 
        Nûreddin Cerrâhî Tekkesi de; Örnek alınarak;Dergâhı Karagümrük'te bulunan tarikatın dünyada 30 bin üyesi bulunuyor. Dergahta toplantılar öncesi halka yemek veriliyor. 
         Derviş hücreleri, mutfak-Kiler ve diğer bölümlerin de kuzeyde şadırvan avlusu çevresinde sıralanır. Girişte sağdaki köşede ilk tevhidhânenin post makamı bulunmak tadır. Tevhidhâne-türbe aslında 18,5 × 14 × 16 m. boyut larında yamuk planlı bir alana yayılmıştır. Buna sonradan eklenen “küçük türbe” 6,5 × 5,25 m., “cennet oda” 3 × 3 m. boyutlarındadır. Kadınlar mahfiline harem bahçesin den merdivenli bir geçitle ulaşılır. Pîr Nûreddin Cerrâhî’nin sandu kası kıymetli pûşîdeler ve şallarla donatılmış, yaldızlı demir parmaklıklarla kuşatılmıştır. Helâlar ve abdest teknesi, batısında meydan odası, kahve ocağı ve bunların arkasında mutfak, doğusunda “mihman odası” olarak kullanılan iki adet derviş hücresi, üst kat sofasının batısında şeyh odası ile küçük oda tabir edilen diğer bir mekân, doğusunda sertarik odası ile zâkirbaşı odası, kuzeyinde merdivenin arkasında bir helâ-abdestlik birimi vardı. Harem dairesi; 11 × 8 metrelik bir alanı kaplar. Haremin baş odası halinde düzenlenmiştir. Dergahta; Hamam, Çamaşırhane, Semahane, Mescit, Muhabbet Divanı,  Enderun Eğitim ve Araştırma Bölümü olacaktır.

Çevresinde ana bahçe, depolar ve yaşam yerleri bulunur ve etrafına da şehir kurulur. Sümer Zigguratı gibi olacaktır.

         Erdemliler Cemiyeti’nin on temel kuralı vardır:

1-Himmeti yüceltmek(Yardım),

2-Haramdan sakınmak,

3-Hizmeti güzelleştirmek,

4-Azmi arttırmak(mücadele),

5-Nimete saygı göstermek,

6-Ortaklara destek olmak,

7-Gönül huzuru içinde olmak,

8-Cömertlik etmek,

9-Bol sadaka vermek,

10-Her türlü zorlukla mücadele etmek.

Himmetini yükseltenin derecesi yükselir. Haramlardan sakınanı Allah korur. Hizmeti güzelleştirenin keramet sahibi olması icap eder. Azmini arttıranın hidayeti sürekli olur. Nimete saygı gösteren ona şükreder, şükredenin de nimeti artar.

     Erdemliler Cemiyetinin Ahlaki ve Erdemli İlkeleri: Bizim yolumuzda; Nefislerini olgunlaştırmak isteyen lerin uyması gereken 30 kuralı şöyle açıklar:

1-Yalandan kaçınmak.

2-Sözünde durmak,

3-İnsanlara zulüm etmemek,

4-Yaradan şirk koşmamak,

5-Eline, beline, diline, sahip olmak

6-Helaş kazanmak, haramdan uzak durmak,

7-Cömertlik etmek,

8-Alçak gönüllü olmak,

9-Allah adına yemin etmemek,

10-Çalışmak, emek harcamak,

11-Günah işlememek,

12-İnsanların sahip olduğu şeylere tamah etmemek,

13-Başkalarına yük olmamak,

14-Güzel, ahlaklı, dürüst, olgun ve erdemli olmak.

15- Her hal ve hareket erdeme uygun olacak,

16-Hayrı yaymaya, yapmaya önem vermek,

17-Sıkıntıyı defetmeye,

18-Eziyete katlanmaya,

19-İhvanların hatalarını görmemeye,

20-Ortak  bir sene sonra taç giye

21-Söz ve amel birbirine uyacak,

22-İhlas üzerine olunacak,

23- Allah’a karşı fakirliğini bilmek.

24-Alah’a kulluk ve ibadet için seyahat etmek,

25-Allah’tan ve onun takdirine razı olmak,

26-Sabırlı olmak,

27-İşaret diliyle konuşmak,

28-Asıl gurbetin Allah’tan uzak kalındığında başladığını bilmek,

29-Sade giyinmek,

30-Yaradana Zikir etmek.

 

Daha sonra bütün yarenler elele tutuşup halka   halinde döner. Ruh birliği ve dayanışmayı simgeler bu. Usul kırk dakika   bir saat sürebilir, sonra dua edilip, çay içilir. İşi olan gider,   kalanlar sohbet eder. 

           Erdemliler Cemiyeti’nin

Temeli;
1.Tevbedir.(Günahtan dönme)

2.Teslimiyettir.(Kendini verme)
3.Kanaattir.(İnanmak, yetinmek)
4.İrâdettir.(Gönül isteği)
5.Riyâzattır.(Nefsi mücadele)
6.İnzivadır(Yalnız kalmak)

Adabı:
1. Marifettir.(Ustalık, Beceri)

2.Sahâvettir.(Cömertlik)
3.Yakîndir.(Doğru bilgi)
4.Sadakattir.(Bağlılık)
5.Tevekküldür.(Tanrıdan bekleme)
6.Tefekkürdür.(Düşünmek)

Erkanı:
1.İlimdir.(Bilim, ibadet etmek)

2.Hilimdir.(Yumuşaklık)
3.Sabırdır.(Sabretmek)
4.Rızadır.(Hoşnut olmak)
5.İhlâstır.(Temiz kalpli olmak)
6.Ahlaktır.(Görgü, iyi niyet)

Buyruğu:
1.Hayırdır.(Hayırlı işler yapmak)

2.İhsandır.(Bağışlama, İyi davranma )
3.Fenâdır.(Hakka ulaşma, birleşme)
4.Terkdir.(Dünya malı bırakma)
5.Havfdır.(Günahtan korkmak)
6.Şevkdir.(Neşe, İstek, Memnuniyet )

           Madde 40: Erdemli Gençlik bir ideal olmalıdır!

Erdemli Gençlik Yetiştirmek;

1-Yalan söylememek,

2-Dürüst olmak,

3-Namuslu olmak,

4-Çalmamak, dolandırmamak,

5-Anne-babaya iyilik yapmak,

6-Vatanına-Devletine sahip çıkmak,

7-Küçükleri sevmek, büyükleri saymak,

8-Hoşgörülü ve saygılı olmak,

9-Çalışkan ve temiz olmak,

10-Aydın ve üretken olmak,

11-Başkasının hakkını saygılı olmak,

12-Merhamet etmek ve Affetmek.

       Bilgili, Çalışkan, Üretken ve Erdemli Gençlik Yetiştirilmelidir; 

        Geleceğin erdemli ve güçlü Türkiye`sini inşa edebilmek için okullarımızda edep, görgü, dürüstlük, hoşgörü, barış, sabır, kanaat, şükür, fedakârlık, yardımseverlik, şefkat, nezaket, dostluk, vefa, güven, alçakgönüllülük, şeref, cesaret, bağışlama, adalet, hakkaniyet, empati, sevgi ve saygı gibi evrensel ahlakî değerlere dayalı; bilinçli bir okuma ve düşünmeyle “ahlak-dil-tarih şuuru”nu önceleyen bir “milî eğitim anlayışı”nı hâkim kılmak zorundayız. 

         Hür, güçlü, sağlıklı, medenî, adaletli, erdemli, çalışkan, kültürlü, bilinçli ve şahsiyetli bir millet olabilmek için millî ve evrensel ahlak değerlerine bağlı bir “millî eğitim davası”; bu ülkenin en önemli meselesi olmalıdır. Çocuklarımızın şahsiyetli, sorumlu, ahlaklı, kültürlü, cesur, çalışkan, üretken ve sosyal olmaları için yalnızca “akıllı tahta”lara değil; akıllı ve bilgece hazırlanmış müfredatlarla “bilge insanlar”ın “gönül aynaları”na ve “aydınlık ufukları”na ihtiyaç vardır. 

          Millî Eğitimin genel amaçları arasında yer alan “beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişilik ve karaktere” sahip kişiler yetiştirmek için ülkemizin birçok yerinde uygulanmaya başlanılan “Etik Değerler Eğitimi Projesi önemli bir projedir. Bütün Türkiye de Eğitim Okullarında uygulanmalıdır.

        Sokrates göre Erdem; Cesaret, Ölçülülük, Adalet, Doğruluk, Dindarlık, Bilgelik ve Cömertlik, denen bu yedi şey v.b. gibi kavramların tanımlanması üzerinde duruyor. Erdemin par­çaları olan bu kavramlardan her biri Platon’un Sokratik dialoglarına konu olmuşlardır. Sokrates ise başlangıçta erdemin öğretilemeyeceğini iddia ettiği halde, şimdi doğruluğun, ölçünün, cesaretin hep birer bilim olduğunu ispata çalışmakla ilk iddiası­nın karşıtına varmış, erdemin bilim olduğunu, bilim olunca da öğretilebilir bir şey olması gerektiğini ortaya çıkarmıştır. İşte dü­şüncelerinin böyle altüst olması yüzünden Sokrates meseleyi ye­niden gözden geçirmenin gerekli olduğunu söyler. Oysa Sokrates’e göre, bütün insanlar, ister kıral olsun, ister kadın veya erkek ol­sun, kim olursa olsun, kim erdemli ve doğru ise o mutludur, eğri ve kötü ise değildir. Doğru olmayan mutlu olamaz.  Bilge olmak, doğru ve erdemli olmak, bilgisizliğin işe karışmasına engel olur, bilimin gösterdiği yolda yürümekse insanı iyi ve mutlu kılar. Ancak kendi kendisi ile uyum halinde bu­lunan kimsenin mutlu olabileceğini söyleyen Sokrates, bu uyumu, bu düzeni kendi hayatında da göstermiştir.


        BAK OĞUL!
Eline, Beline, Diline Hakim ol,

Aşına , İşine, Eşine sahip çık,
Elin açık, Gönlün açık, Sofran açık olsun,
Ayıpları ört, Sırları tut, Öfkeni de yut...

Bunlar «her» dînin temel esaslarındandır. Ve her din erdemli bir hayat yaşamayı telkin eder. Dînin böyle bir gücü varken ondan faydalanmak gerekmez mi?

İçinizde "İylik yap iyilik bul" filmini izleyen var mı bilmiyorum ama orda küçükte olsa bir örneği vardı.  Küçük çocuk bir sistem oluşturmuştu. Kendisi 3 kişiye birer iyilik yapıyor ve bu üç kişi başka üç kişiye.. olay bu şekilde gidiyor. 



                   Yazan:      Orhan BOYRAZ
                                    Jeofizik Mühendisi 



Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.218838.3719
Euro43.382843.5566
Hava Durumu
Saat
Site Haritası
GÜZEL SÖZLER












Rozetler & Taşlar
   
 ADD PUL/ARMA:







OĞUZ KAĞAN MÜHRÜ:







 Değerli Taş Rozetler;


           
           M.Turkuaz

            
               Zümrüt

             
               S. Sitrin

             
                Y. Florit

              
               Akumarin

             
              Amazonit

             
              Ateş Opal

              
               Aventurin

              
                  Ay Taşı

              
               Benitoyit

              
               D. Kuvars

              
                 P.Florit

              
                 Galenit

              
                Hematit

             
                Jasper

              
                  Kalsit

              
             Labradonit

              
              Lal Garnet
         (Güç &Enerji)

             
           Lapis Lazuli

            
          Rutil Kuvars

             
                 Sedef
   (Bereket, Enerji)

            
               Selenit

            
              Selestit

            
            Septeryan
(Ejderha Yumurtası)

             
                K.Sitrin

             
                 Sodalit

              
                Turmalin

              
              Yeşim taşı

              
               Yıldız Taşı

              
                Zümrüt


    

    

    



    



















































































































Ademin Yıldızı


Afrika yıldızı


Asya Yıldızı


      Altın


Anti Madde


Bahai Zümrütü


    Beril


Cahiyo Yakutu


Dağların Işığı


En Pahalı Elmas


Grantdiyorit


Grisononun Ruhu


Guinness Zümrütü


Hindistan Yıldızı


Işık DAĞI


    Jadeite


Kalifornuyum


Kırmızı Elmas


Letseng Elması


  Maria Safiri


Mavi Garnet


Moğol Zümrütü


Musgravite

Orlov Elması


Painite Borat


    Platin


Plütonyum


Serendibite


Siyah Opal


  Taaffeite


Tiffany Elması


Umut Elması


Yeşim taşı