• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/
  • https://twitter.com/
    • BATI ANTARTİKA ORHANLI TÜRK DEVLETİ Resmi Websitesidir. Hoşgeldiniz.
    • Orhanlı Türk Devleti kuruluyor.
    • Adil Dünya Devleti kuruluyor.
    • Erdemliler Cemiyeti kuruluyor
ORHAN AVM; DOĞAL ÜRÜNLER
OrhanAVM:www.ortakmarkets.com.tr
DOĞALİFE:KOZMETİK ÜRÜNLER
www.dogallife.odek.com.tr
ODEK; Orhanlı Türk Devleti
ODEK;Orhanlı Demokratik Kağanlığı www.odek.com.tr
Üyelik Girişi
Köşe Yazıları
Adıyaman Termal Su
MİKRO BLOK/HABER:
   HABER VE DÜŞÜNCE:

Burada herkes Twitter gibi düşüncelerini yayınlayabilir.

 İlköğretim Okullarında Kişisel Gelişim Dersi verilmeli; Bu ders kapsamında; 
1-Erdem ve Değerler,
2-Ahlaki ve Toplumsal Değerler,
3-Kişisel Gelişim Bilgisi,
4-Kişisel Finans Bilgisi,
5-Ev Ekonomisi,
6-Karakter Eğitimi,
7-Toplumsal Uyum konuları işlenebilir.
Çocuklara Nasihat;
ODEK, ÜRÜNLERİMİZ

 ODEK PULU:




   
ODEK ARMASI:



 ROZETLER:
 




  



  










     Pirit


    Elmas


 Turmalin


     Safir


    Yakut


   Turkuaz


  Zümrüt


    Akik


Aquamerina


    Laltaşı


 Yılan Taşı


Krizoprase


   Azurit


Güneş Taşı


  Aytaşı


    Oniks


Obsidyen


Labradorit


    Sitrin


  Kehribar


  Hematit


   Olivin


  Hematit



Mavi Kuvars


 Oltu taşı


Mavi Opal


Pembe taş


Sarı kuvars


   Sedef


   Apatit




G.Labradorit


Kaplangözü


  K.Gözü


   Krizolit


  Kan taşı


 Lüle taşı


    Akik2


Akumarin


  Ametist


Benitonit


   Yakut2


 Zümrüt2


  Kuvars2


   Elmas-2

  Dumanlı
   Kuvars


  Baltaşı


İskender taşı


    Florit


Labradonit


İskender-2


    Jadeit


 Kalsedon


  Kantaşı


Kaplan Gözü


Kaplan Gözü


  Kehribar


Kımızı zümrüt


Lapis Lazuli


  Malakit


Mavi Akik


Mavi Kuvars




Oltu taşı


Beyaz Opal


  M. Opal


   Painite


Pmb. Yıldız Elmas


     Pirit


     Safir


  Tanzanit
























































   Zirkon


  B.Elmas


Blue Granat


    Yakut


    Elmas


   Zümrüt


    Jadeit


  K. Elmas


   Amber



 
   L.Elması


    M.Safir


   Mercan


     Yıldız




Serendibit


    Yakut


























Dünyanın En Değerli Taşları:


   Aleksandirit


     Asya Yıldızı


En büyük Zümrüt


      Ametist


       Elmas


      İnci taşı


      Peridot


     Yakut


    Mavi Opal


        Safir


Kehribar Tespih


Karınca Fosilli Kehribar


Kehribar 200.000 TL


Pırlanta Tespih


22 Ayar Altın Tespih


















ODEK Haber

Tarihte Türk Devletleri

Türk Tarihinin En Büyük Devletleri ve Liderleri:



Türk tarihinin bilinmesi gereken en büyük liderlerini göreceğiz. Bu konuda sıralama yapmak benim haddime değildir bu yüzden sıralama rastgele bir şekilde verilecektir.
           DEDE KORKUT: Dede Korkut’un destanların ilk anlatıcısı olduğu tahmin edilmektedir. Hikayelerde veli bir kişi olarak ortaya çıkar .Oğuzlar önemli meseleleri ona danışırlar .Keramet sahibi olduğuna inanırlar .Oğuznamede‘de Dede Korkut’un 295 yıl yaşadığı ve Hz. Muhammed’e elçi olarak gönderildiği anlatılmaktadır. Oğuz Han’a vezirlik yapmış olduğu da düşünülmektedir. Destanlardan çıkarabildiği kada rıyla ise Dede Korkut’un kişiliği iki şekildedir; 1-Kutsal Kişiliği, 2-Bilge kişiliği. Dede Korkut sıradan insanlardan, devlet adamlarına kadar herkesin saydığı ve danıştığı bilgedir, öğüt vericidir. Bilgeliği eğitici, öğretici ve tenkit edicidir.
1-Metehan (MÖ 209-MÖ 174): Mete, diğer İsmi Oğuz Handır. Asya Hun İmparatorluğu'nun kurucusu olan Teoman, oğlu Metehan'ın kendisi yerine Metehan'ın üvey kardeşini tahta çıkarmak istedi. Metehan da babasını, üvey annesini ve üvey kardeşini öldürerek tahta geçti ve ülkesinin altın çağını yaşattı. Türklerin ilk düzenli ordusunu kurmuştur ve onluk sistemi ilk getiren kişidir. Türk-Hun hükümdarı ve Türk tarihinin büyük bir başlangıcıdır. Büyük Hun İmparatorluğunu kurmuştur. Bütün Orta Asya'daki Türk boylarını toplamış ve millet ve birlik olma bilinci aşılamıştır. Dünyadaki ilk düzenli orduyu kuran ve şuanda bile kullanılan 10'luk askeri sistemi kullanan ilk liderdir.
          Oğuz Kağan(Metehan): Her ne kadar destan olarak da bildiğimiz Oğuz Kağan, Türk soyunun en önemli atası olarak bilinir. Kuran-ı Kerim'de geçen Zülkarneyn isimli kutlu insan olduğu iddiaları vardır. Destana baktığımızda iddiaların gerçek olma olasılığı yüksektir.
          Büyük Türk Hun imparatoru. Otuz beş yıl Hun tahtında kaldı. Bu süre içinde sınırlarını genişleterek Hun devletini bir İmparatorluk haline getirdi. Bütün Altay kavimlerini (Türk, Moğol-Tunguz) bir araya topladı. Hindistan ı Hazar denizine kadar Asya yı ele geçirdi. Öldüğü zaman Hun İmparatorluğu, Büyük Okyanus tan Hazar denizine, Tibet ve Keşmir den Kuzey Sibirya ya kadar uzanıyordu. Türk destanlarında Çin ve Hindistan fetihlerinde anlatılan Oğuz Hanın Mete olduğu sanılıyor.
2-Alp Arslan (1029-1072): Büyük Selçuklu Devleti'nin 2. Sultanı. Adı Muhammed (1029-1072) ama biz onu Unvanı olan Alp Arslan olarak biliyoruz. Alp Arslan 1071 yılında Malazgirt Meydan Savaşında Bizanslılar’ı yenip, Türklerin Anadolu’da yerleşmesini sağlayarak Türk tarihinde yeni bir sayfa açmıştır. Bazı kaynaklarda esir aldığı bir düşmanı tarafından öldürüldüğü söyleniyor. Malazgirt Savaşı’nda. Horasan Valisi Çağrı Bey’in oğludur.
        Alp Arslan tahta çıktığında Selçuklu Devletinin toprak ları İran, Horasan ve Afganistan ile sınırlıydı. Yalnızca dokuz yıl süren kısa saltanatında ülkesinin sınırlarını genişleten Alp Arslan’ın hükümdarlığı Selçuklular ’ın güçlenme ve yayılma dönemidir. 
           Ölümü, Alp Arslan’ın kuşatmasına uzun süre direnen Balzam Kalesi komutanın teslim olduktan sonra huzura çıkarıldığında, çizmesine sakladığı bir bıçakla sultanı ağır yaralaması sonucu ölmüştür.
3-Atilla(395-453): Hun İmparatoru Attila (400-453) 434 yılında amcası Küba'nın ölümünden sonra İmparatorluğun yönetimini ele aldı. Roma ve Bizans'ın kabusu oldu. Germen (Alman) efsanelerinde Attila, çok büyük ve iyiliksever bir hükümdardır. Attila'nın sarayında birçok Germen hükümdarı yaşar. Nibelungen Destanı, Hun-Germen mücadelelerinden meydana gelir. Bu hikâyelerde Attila, Etzel adında büyük otoriteye sahip, barışsever ve yalnız asilere karşı kılıç kuşanan asil ruhlu bir hükümdardır. Avrupa Hun İmparator luğu'nun başkenti olan Etzelburg adının buradan geldiği bilinmektedir.Attila M.S. 453 yılında son eşi tarafından gerdek gecesi öldürüldü.
4-Çağrı Bey: (990-1060): Tuğrul Beyin abisi, Büyük Selçuklu Devletinin kurucularındandır. Anadolu'ya ilk kez akın yapan komutanlardandır. Dandanakan savaşı ile Selçukluyu kurmuş ve Türk milletinin gelişmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. 
X. yüzyılın ikinci yarısında tarih sahnesine çıkmış olan Selçuklular’ın siyasi bir teşekkül haline gelmelerinde büyük rol oynayan Çağrı Bey, Gazneliler ile yaşanan savaşlar sürecindeki hem askeri hem de politik tercihleriyle Büyük Selçuklu Devleti’nin gerçek kurucusu olmuştur. İlginç ve bir o kadar da başarılı hayat hikâyesine rağmen tarih sayfalarında yeterince yer alamamış, muhtemelen hâkim olduğu bölge itibariyle kardeşi Tuğrul Bey’in gölgesinde kalmıştır. Bununla birlikte Çağrı Bey’in hayatı, Selçuklular Tarihi’nin ayrılmaz bir parçasıdır.
5-Kutalmışoğlu Süleyman Şah(1045-1086): Türkiye Anadolu Selçuklu Devleti (1075-1308): Büyük Selçuklunun dağılmasından sonra ortaya çıkan Anadolu Selçuklu Devletinin en iyi dönemini yaşatmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti; Büyük Selçuklu Devleti’ne adını veren Selçuk Bey’in torunlarından Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından kurul du. Kendisi Malazgirt Zaferi’nin ardından Anadolu’nun fethiyle görevlendirilmişti. İç karışıklar yaşayan Bizans’ın zayıflığından yararlanarak İznik’e kadar ilerledi ve burayı başkent yaparak Türkiye Anadolu Selçuklu Devleti’ni kurdu (1075)
       Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu olan Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 4 Haziran 1086 tarihinde Halep yakınlarında yapılan Ayn Seylem Savaşı'nda öldürülmüştür.
Malazgirt Zaferi’ni takip eden yıllarda, Selçuklu komutanları emrindeki Türkmenlerle birlikte Anadolu’nun büyük bir kesiminde fetih hareketlerine girişmişlerdi. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi özellikle Doğu ve Güney doğu Anadolu bölgelerinde birçok Türk devleti kurulmuştu. Orta ve Batı Anadolu akınları ise Artuk Bey ve Tutak tarafından yönetil mekteydi. Ordusu Malazgirt’te büyük ölçüde dağılmış, taht mücadeleleri ile çalkalanan Bizans, bu akınlara karşı koyacak güçten yoksundu.
         Artuk Bey’in bölgeden ayrılmasından sonra, Süleyman Şah ve kardeşleri, Melikşah tarafından Anadolu’nun fethiyle görevlendirildiler. Böylece Türkiye Selçuklularının temeli atılmış oldu. Türkiye Selçuklu Devleti’ nin Kuruluşu: Türkiye Selçuklularının kurucusu olarak bilinen Kutalmışoğlu Süley man Şah, Selçuklu hanedanına mensuptu. Dedesi Arslan Yabgu, hile ile Gazneliler tarafından yakalanıp, tutsak alının ca, Selçuklu tahtına yeğenleri Tuğrul ve Çağrı Bey geçmişti. Arslan Yabgu’nun ailesi bu olayı hiçbir zaman unutmadı. Son Selçuklu hükümdarı II. Mesud’un ölümü ile Türkiye Selçuklu Devleti son buldu (1308).
6-Osman Gazi (1258-1326): Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman Gazi, Ertuğrul Gazi’nin oğludur. Gazi olarak anılmasının nedeni babası gibi onun da temel görevi Bizans’a karşı Gaza (savaş) olan bir uçbeyi konumunda bulunmasıdır. Babasının 1281’de ölmesinden sonra yöredeki Türkmen aşiretlerinin başkanlığına seçildi. Anadolu Selçuklu Sultanı III.Alaeddin Keykubad 1299’da İlhanlılar’a karşı başlattığı ayaklanmada başarısızlığa uğrayıp kaçmak zorunda kalınca Anadolu Selçukluları bir süre hükümdarsız kaldı. Bunun üzerine Osman Gazi bağımsızlığını ilan etti.  Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'dir. Osman Bey, ileride Osmanlı İmparatorluğu olacak olan Osmanlı Beyliği'ni 1299 yılında kuran aşiret reisidir. Osman Bey, babası Ertuğrul Gazi'den devraldığı Kayı aşiretini genişleterek 1299 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nden bağımsızlığını ilan etmiştir. 1281 yılında Kayı boyunun yönetimine geçen Osman Bey, Ahi'lerin en saygın kişisi Şeyh Edebali'nin kızı Malhatun ile evlendi. Böylece Ahilerin desteğini yanına alan Osman Bey Karacahisar, Bilecik, Yarhisar ve İnegöl'ü topraklarına kattı. 1288 yılında başkent Bileciğe taşındı. 1324’te oğlu Orhan’ı resmen bey ilan etti. 1326 Yenişehirde öldü. Cenazesi önce Söğüt’te babası Ertuğrul Gazi’nin yanına gömüldü.Sonra Bursa’da yaptırılan Gümüşlü Kümbet’e taşındı.
Bu dönemde ilk defa para basıldı. Fakat İlk Osmanlı parası gümüş akçedir. Orhan Gazi döneminde basılmıştır. 1320 tarihinden itibaren ordunun başına Orhan Bey geçti.  Orhan Bey 1326' da Bursa'yı kuşattı. Şehir ele geçirildiği gün Osman Bey öldü.
7-Orhan Gazi ( 1324 –1362) :

Orhan Bey, 1281 yılında Söğüt'te dünyaya gözlerini açtı. 1326 - 1359 yılları arasında ise, beylik yapmıştı. Babası Osman Gazi'den 16.000 km² olarak devraldığı devleti, oğlu I. Murad'a 95.000 km² olarak bıraktı. Osmanoğulları arasında en uzun süre yaşayan Orhan beyin çocukluğu ve gençliği ise bilinmiyor. Orhan Bey dönemi genel özellikleri nelerdir? İşte, merak edilen tüm detaylar.

Orhan Bey'in Osmanlı tarihlerinde isminin ilk geçtiği 1298'de Nilüfer Hatun (Yarhisar Tekfuru kızı Holofira) ile evlendirilmesi ile duyulmuştur. 1300 yılında Köprühisar'ın fethinde yer almış ve Karacahisar uç beyliği verildi.

 Orhan Bey Dönemi Genel Özellikleri Nelerdir?

 Orhan Bey'in beylik yıllarının ilk yıllarında Anadolu'da çok sayıda Fetih yapılmıştır. Beyliği sırasında tüm diğer Anadolu beylikleri gibi İran'da kurulu olan İlhanlılar'ı metbu sayıp yıllık vergi ödemelerine devam edilmiştir. Aynı zamanda da Bizans topraklarına yönelik fetihler ve akınlarla Osmanlı Beyliği daha güç kazandı.

 Orhan Bey Dönemi Olayları;

1326 yılında Bursa fethedildi ve ardından da başkent yapıldı.

Karamürsel ve Akçakoca tarafından Kocaeli Yarımadası’nın önemli bir bölümü ele geçirildi.

Osmanlı Devleti’nin Kocaeli Yarımadası’nda yaşadığı ilerleyişinden rahatsızlık duyan Bizans Devleti, Anadolu’ya büyük bir ordu gönderdi. Ardından ise, 1329 yılında Palekanon yani Maltepe Savaşı yapıldı.

Osmanlı ordusu, Bizans ordusunu yenerek Bizans’ın Anadolu üzerindeki etkinliğini sona erdirdi.

1329 yılında İznik alınarak, savaş alanlarına yakın olduğu için geçici olarak başkent yapıldı.

1337 yılında İzmit topraklara katılarak Kocaeli Yarımadası’nın fethi tamamlanmış oldu. Önemli bir ticaret merkezi haline gelen İzmit’in alınması, Osmanlı Devleti’ni ekonomik açıdan güçlendirdi.

1354 yılında Eretna Beyliği’nde yaşanan iç karışıklıklarından faydalanarak Ankara alındı.

Orhan Bey Döneminde Osmanlı Devleti’nin ilk gümüş akçesi bastırılmış oldu. Müsellem ve Yaya isminde iki ayrı askeri sınıf açıldı. Bu sayede de ilk düzenli ordu kuruldu.

İlk kez şehzadeler, bu dönemde sancaklara gönderildi.

İlk defa Osmanlı medresesi İznik’te açıldı.

Sancaklara subaşı ve kadı atamaları yapıldı.

Bursa fethedilerek başkеnt уapılmıştır. 1329’da Bizаns’lа уapılan Palekanon Mаltepe Savaşı kazanılarak, İznіk fethedilmiştir. İzmit fethedildi. Koсaеli Yarımadaѕı tamamеn ele gеçirildi.
-1345’tе Karesіoğulları Oѕmanlı Devleti’ne katılmıştır.
-Bu dönemde; yaya ve müsеllеm (atlı) adıyla ilk düzеnli ordu kuruldu.
-İlk kеz divan tеşkilatı kuruldu, 
-іlk kеz vezіr atandı, 
- Karamürsel’de іlk kez tеrsаnе kuruldu.
8-Fatih Sultan II.Mehmet(1432-1481): Yükselme döneminde Osmanlı, İstanbul'u fethetti. Balkanlar'da sınırlarını genişletti. Anadolu'nun siyasi birliğini kurdu. Ticaret yollarını denetim altına aldı. İslam dünyasının liderliğini ele geçirdi. Karadeniz, Ege ve Akdeniz'e egemen oldu. Askeri, siyasi ve ekonomik yönden dönemin en güçlü devleti haline geldi. Siyasi ve ekonomik sorunlarını kendi görüşleri doğrultusunda çözdü. 
Henüz 21 yaşındayken çoğu liderin deneyip başaramadığı İstanbul'u fethederek bir çağı kapatıp yeni bir çağ başlatmıştır ve 1000 yıllık Doğu Roma İmparatorluğunu tarihe gömmüştür. Gemileri karadan yürütmesi dışında tonlarca ağırlıktaki gülleleri fırlatan topları bizzat kendini planlamıştır.
1468: II. Mehmed tarafından İstanbul'da Topkapı Sarayı tesis edildi.
1470: İstanbul'da Fatih Külliyesi inşaa edildi.
1471: Fatih Külliyesi açıldı.
1472: Topkapı Sarayı inşa edildi.
1473: Osmanlı Akkoyunlu mücadelesi sonucu Otlukbeli Savaşı kazanıldı.
1475: Kırım Osmanlı tabiiyetine girdi.
1476: Boğdan Seferi zaferle sonuçlandı.
1478: Fatih tarafından ilk altın para bastırıldı.
1480: Kadıaskerlik Rumeli ve Anadolu olarak ikiye ayrıldı.
1481: II. Mehmed vefat etti ve II. Bayezid tahta çıktı.
9-Yavuz Sultan Selim(1467-1520): Yaşında 42 yaşında  9.Osmanlı padişahı olan Yavuz Sultan Selim, babası  II. Bayezıddir. Kısa süren hükümdarlığı seferlerle dolu geçen Yavuz Sultan Selim Osmanlı Devletinin doğu ve güney sınırlarını Anadolu’nun ötesine taşımıştır. Mısır ı ele geçirmesi de Osmanlılar a Kızıldeniz yoluyla Hint Okyanusuna açılma olanağı sağlamış ve Baharat Yolunu denetim altına almıştır . Kahire de yaşayan Abası Halifesi III.Mütevekkili İstanbul'a götürerek, halifeliği  ve kutsal emanetleri devralmıştır.
Yavuz Sultan Selim in Selim mahyasıyla yazdığı Farsça Şiirleri bir Divanda toplamıştır.. 
10-Kanuni Sultan Süleyman(1495-1566): Osmanlı Devleti’nin 10.padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman babası Yavuz Sultan Selim henüz şehzade ve Trabzon sancakbeyi iken burada doğdu. 1512’de babasının tahta çıkması üzerine İstanbul’a geldi 1513’te Manisa sancakbeyliğine atandı. Babasının ölümü üzerine 1520’de Manisa’dan İstanbul’a gelerek tahta çıktı. Osmanlı tarihinde en uzun süreyle tahtta kalmış padişah olan Kanuni Sultan Süleyman saltanat sürdüğü 46 yıl boyunca 13 kez sefere çıkmıştır. Onun döne minde Osmanlı Devleti gücünün doruğuna ulaşmış ,dünyanın en büyük imparatorluklarından biri durumuna gelmiştir. Bu askeri ve siyasal başarıların yanı sıra kendisine ‘’kanuni’ sifatını kazandıran hukuk düzenlemeleriyle devletin yapısına yön veren ilkeleri yazılı hale getirmiştir. Batılıların ‘’muhte şem Süleyman ‘’olarak andıkları Kanuni edebiyatla da uğraşmış, ’’Muhibbi’’ mahlasıyla yazdığı şiirleriyle bir divan oluşturmuştur. Osmanlı'ya altın çağını yaşatmıştır.
11-Mustafa Kemal ATATÜRK(1881-10 Kasım 1938):  Büyük bir düşüşe geçen ve eli ayağı bağlı Türkiye'yi kurtaran, ileri görüşlü, zeki bir lider. Türkiye'yi Türkiye yapan büyük kahraman. Türkiye'de devrim diyebileceğimiz yenilikler getirdi. Atatürk olmasaydı şu an nasıl bir durumda olacağımızı düşünüp dururum.
       Yaptıklarını yazmaya kalksak yazacak yer kalmaz. Asker, siyasetçi ve devlet adamıdır aynı zamanda Geometri adında kitabı vardır. Askerlikte mareşallık rütbesini alan 2 Türkten birisidir. 1919 yılında başlattığı Türk Kurtuluş Savaşı'nın önderliğini yapmış; daha sonra, modern Türkiye'yi oluşturan devrim ve reformları gerçekleştirmiştir. Trablusgarp ve Çanakkale savaşları ile dehasını tüm dünyaya göstermiş, çökmekte olan bir devleti yıkıp modern ve güçlü bir ülke kurmuştur. İşgal altındaki devleti kurtarıp 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş olan Atatürk, Türk tarihinin en büyük Türklerindendir. 
12-Şah İsmail (1501-1736): Safevi Devleti (Safeviler), 1501 yılında kurulmuş, 1736 yılına dek varlığını devam ettirerek Azerbeycan, İran, Ermenistan, Irak, Afganistan, Türkmenistan ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hüküm sürmüş olan Şii inanışa sahip bir Türk Devletidir. Büyük Selçuklu Devleti döneminde Türkleşen İran Coğrafyasındaki tarihi Türk mirasını Safevi Devleti devralmış, 235 yıllık hâkimiyeti döneminde bölgede derin izler bırakan Safevi Devleti, günümüz İran ve Azerbeycan Türklerinin kökenini teşkil etmiştir.
       Safevi Devletinin kökenini teşkil eden Safeviye Tarikati, 14. Yüzyılın başlarında kurulmuş ve 16. Yüzyılda bölgede önemli bir siyasi aktör haline gelmişti. Esasen bir Sufi Tarikati olan Safevi Tarikati, zamanla Bâtıni hareketlerin tesirine girerek Şii inancını benimsemiş ve Şii tarikatlar içerisinde önemli bir yer edinmişti. Safevi Devletinin kurucusu olan Şah İsmail de bu tarikatın şeyh ailesine mensup bir saltanat varisiydi. Devrin en büyük kumandanlarından ve askeri dehalarından biri olan Nadir Şah, hükümdar vekili olarak devletin idaresini eline aldıktan kısa bir süre sonra Safevi Devletini tasfiye edip kendi Şah’lığını ilan ederek Safevi Devletine son verdi (1736).
13-Selahaddin Eyyübi (1171-1252): Eyyubiler Devle ti,  Ünlü kumandan ve siyaset adamı Selahaddin Eyyübi tarafından, Suriye, Filistin, Mısır ve Yemen'de kurulan devlet. Hanedanın kurucusu olan Selahaddin Eyyubi, Hazbani kabilesine mensuptu. Ancak bu aile, uzun yıllar Türkler arasında bulunmuş ve tam manasıyla Türkleşmişti. Selahad din Eyyubi, 1138'de çok sayıda askeri  ile birlikte Musul Türk kumandanı Zengi bin Aksungur'un hizmetine girdi. Bu durumun akabinde Selahaddin'in kardeşi Şirküh da Zengi'nin oğlu Nureddin'in hizmetine girdi. Şirküh, bu hizmetteyken, 1169'da Mısır'ın kontrolünü ele geçirdi ise de, çok geçmeden öldü ve onun halefi olarak yerine Selahaddin geçti.
             Böylece, hanedanın gerçek kurucusu olarak ortaya çıkan Selahaddin Eyyübi, 1171 yılında, Şii Fatımi idaresini tamamıyla ortadan kaldırdı. 1175 yılında ise, İsmail Zengi ile Böri Gazi'nin kumanda ettiği orduyu Kurunhama'da bozguna uğrattı ve Eyyübi Devletinin temellerini attı. 1176 yılında kardeşi Turan Şahla beraber, Yemen'deki Abdün-nebi Fırkasını yıkan Selahaddin Eyyübi, Abbasi halifesi tarafından Suriye, Yemen, Filistin ve Kuzey Afrika'nın sultanı ilan edildi. Bu durum, aynı zamanda, halife tarafından, devletinin kabul edilmesi demekti.
             Tarihte çok önemli bir rol oynayan Eyyübiler, Büyük Selçuklu Devleti'nin geleneklerini yeniden kurarken, Şii Fatımi Devletine en büyük darbeyi vurmuş ve İslam'ın yeniden ihyasına canla başla çalışmışlardır. Haçlılara karşı büyük bir devlet ve güç meydana getirmişler, nitekim geçici bir za man için de olsa Kudüs'ü ele geçirebilmişlerdir. Eyyübilerin devlet teşkilatının izleri, daha sonra Memlük ve Osmanlı devlet teşkilatında tesirli olmuştur.

         Memlükler (1250–1517):El Devlet’üt Türkiye;

Memlükler (1250–1517); Çerkes Asıllı Türk Devleti.
        Eyyubi Devleti’ne son veren Ordu komutanı Aybeg Türki  Mısır’da Memlük Devleti’ni kurdu. Memlükler hem Haçlılarla hem de Moğollarla başarılı savaşlar yaptılar.
     Sultan Kutız döneminde Moğollar Ayn-Calut Sa vaşı’nda mağlup edilerek Mısır istiladan kurtarılmıştır. 1277’de Sultan Baybars Moğolları Elbistan’da bir kez daha yendi.
         Haçlı kalıntılarına son veren Memlükler, Moğollar tarafın dan ortadan kaldırılan Abbasilerdeki halifeliği Mısır’da yeniden başlattılar. Abbası halifeleri Memlüklere sığındı, 267 yıl Halifeliği taşıdılar. Memlükler Moğolları yendiler. 
      Fatih zamanında Memlük Devleti ile Osmanlı Devleti’ nin arası açıldı. Yavuz Sultan Selim, Memlüklerle 1516 Mercidabık ve 1517 Ridaniye Savaşlarını yaparak bu devlete son verdi.
     Not: Memlükler, Türkçeyi resmi dil ilan etmişlerdir. Memlüklerde kut anlayışı olmadığı için bazen güçlü ordu komutanları tahta geçmekteydi. Bu durum onları diğer Türk devletlerinden ayırır. Memlukler tarihte birçok devlet kurmuş lar, Ortadoğuda 3. büyük Devleti kurmuşlardır. 

Altun Can Hatun (?–1060): Bazı tarihçilerin, Büyük Türk Anası, Devlet Ana, Türk devlet geleneğinin kendi dalındaki en büyük temsilcisi gibi sıfatlarla tanımladıkları Altun Can Hatun, Harzemşah’la evlenmişti ve Enusirevan adında bir oğlu olmuştu. Fakat Harzemşah ölünce genç yaşında dul kaldı. Bu güzel ve akıllı kadın, Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in (990 – 1063) ilgisini çekmiş ve veziri Amidü’l-Mülk el Kunduri aracılığıyla evlenme teklif etmiştir. Evlenerek saraya gelen Altun Can ata binen, kılıç kuşanan, gerekli olduğunda askerlere komutanlık edecek kadar cesur ve yürekli bir kadındır.
Altun Can Hatun yakalandığı hastalıktan kurtulamayacağını anladığında Tuğrul Bey’e vasiyet niteliğinde şunları söyler: “Halife’nin kızı ile evlenmek için ne mümkünse yap. Böylece, hem bu dünya hem de ahiret saadetine nail olursun.”
Muhtemelen bu isteğiyle İslam’ın iki büyük toplumunu Türkler ve Arapları bütünleştirmeyi hedeflemişti. Servetini de Halife’nin kızı Seyyide Hanım’a düğün armağanı olarak bağışlamıştır.

      Tomris Hatun (MÖ 6. yy.): Sakalar farklı isimlerle anılmışlardır: Saka, İskit  gibi. Onları İrani gibi gösteren de vardır, Hunların bir kolu gibi gösteren de. Son yıllarda yapılan arkeolojik kazı ve kültürel kalıntılar, Sakaların Türk olduğunu ve Hunların batı kolunu teşkil ettiğini göstermektedir.
         M.Ö 530 yıllarında Pers Krallığı’nda Ahamenid adında bir hanedan bulunmaktaydı. Başında da Büyük Kiros bulunmaktaydı. Sakaların başında Tomris Hatun vardı. Tomris Hatun sabırlı, savaş sanatında becerikli, barışçıl ve savunmaya önem veren bir yapıdadır. Bunu bir zayıflık olarak gören Persler, onlara saldırdı. Önce Sakalar Pers saldırılarından kaçtılar, daha sonra büyük bir taktikle Pers ordusunu yıldırsalar da, ülkenin güney toprakları Pers hakimiyetine girdi.  Büyük Kiros, Tomris Hatun’a evlenme teklif ederek Sakaları yok etmenin planlarını yapmaktaydı. Tomris Hatun bu teklifi reddetti. Reddedilmeyi küçüklük sayan Büyük Kiros saldırıya geçti. Tomris Hatun bunun üzerine Kiros’u öldüreceğine dair şöyle yemin etmiştir: “Kana susamış Kiros, Sen oğlumu mertlikle değil o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla öldürdün. Ama Güneşe yemin ederim ki seni kanla doyuracağım”
         Ertesi gün yapılan savaşta Tomris Hatun’un kumanda ettiği Saka ordusu Kiros’un kumanda ettiği Pers ordusu ile karşı karşıya gelmiştir. Pers Kralı Büyük Kiros ölü olarak ele geçirilmiştir. Tomris Hatun oğlu için yemini unutmayarak Kiros’un kafasını uçurarak kan dolu bir fıçıya atarak “Ha yatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni kanla doyuru yorum!” der ve oğlunun intikamını bir nebze de olsa alır.    

             Asena.. Bozkurt, Türk Mitolojisi;

Bu konu ile ilgili uzun bir yazı yazılmış, ama o konu kilitlenmiş. Açık kalsaydı daha iyi idi, çünkü o uzun yazıda da olduğu gibi, insanların yıllardır yaptığı/bildiği bir yanlış var. (Bu siyasi bir cevap değil.) 


Bu Kurt, Bozkurt mitolojisi, Çin kaynaklarına dayanır. Batılı kaynaklar ise, bunu çarpıtma, alay etme amacıyla, hayvani ilişkili yapar olayı. Evet birçok Türk destanı falanda destekler bu mitoloji teorisini, ama kazın ayağı tam öyle değil. Tabii ki, Türklerde, diğer bütün toplumlarda, hayvanlarla yakın bağları vardır. Türklerin hayvanlarla ilişkilerinin farklı boyutları da vardır. Mesela, ilk yün dokumaları (düz, düğümsüz dokuma olan) kilim dokuma, ki zamanın en önemli teknolojisi sayılabilir, Türkler tarafından yapılmıştır. Hayvanlarla ilişkilerde, Çinliler çok daha öndedir. Ama, onlar, hayvanlar dan korkularını yansıtmış, bunu yenmek her türlü hayvanı yemiş, yüceltmek içinde takvimleri hayvanlara göre düzenlemiştir. Yani, hayvanlarla ilişkilendirilen Şamanlık dini, Çinlilerin dinidir aslında, Türklerin değil. Türklerin yaptığı, insanları, karakterlerini hayvanlara benzeştirmek olmuştur hep. Tilki gibi kurnaz, ördek gibi kız, kurt gibi cesur vesaire vesaire, günümüzde bile yapılan benzetmeler, hayvanlar üzerinden somutlaştırmalar dan ibarettir sadece. Diğer toplumlarda da çoktur bu tür şeyler, Türklerde daha çok. Çinliler ise, günlük yaşamlarını, takvimlerini bile bunlarla özdeşleştir miştir. Yani, hayvanlarla ilişkilendirme, onları kutsayana din denilen Şaman dininin Türklerle pek alakası yoktur. Türklerin dini, Tanrı dinidir. Daha çok, coğrafik kökenlidir. Yani, yer, gok, su, hava, güneş, yıldızlar, ay falan. Türk dini denilen Tanrı dini, bunlarla ilişkilidir. Hayvanlar, insanların birbiriyle benzetmelerle iletişiminden başka birşey değildir. 

       Meşhur Bozkurt mitolojisine gelince, yani, dişi kurt Asena mitolojisi. Aslında, Asena, cesur bir Türk kadınından başka biri değildi. Eskiden Türklerde, kadın erkek farketmez, sosyal sınıflarda aynı mücadeleleri yapar, ata binerler, komutanlar falanda olurlardı. Doğayla içiçe yaşamasının doğal bir sonucu olarak, bugün evlerine kapanıp, dışarıda hükmü olmayan kadınların aksine. Zamanında, böyle bir kadın varmış, oldukça cesur. Türkler her zaman yaptığı gibi, cesurluğunu kurta benzeterek, kurt lakabı takmıştır, "kurt gibi dişi" lafı zamanla "dişi kurt" olmuştur. Bizim köyde ne hayvan lakaplı insanlar var şaşarsınız. Adamın adı unutuldu, herkes solucan, gıkkı, geyik, kaz, filan gibi isimlerle bilinir mesela. Asena olayı da böyle bir olay. Zamanında yaşamış, belki bir komuta mevkisi olan, cesur bir kadın. Belki bir çocuğu kurtarmış kimbilir (ki, bu tür çocuk kurtarmalar, mitolojik öykülerde çoktur.) Sonuçta, akılda kalan, böyle bir cesur Türk kadının varlığıdır, sadece Türk erkekleri değil, kadınlarınında o zamanlar cesur olduğunu günümüze dolaylı aktaran Asena mitolojisi bu. 

         Bu Asena sembolü, sonra Göktürkler tarafından sembol olarak kabul edilmiştir. Daha sonra, Göktürklerin parçalanmasıyla kurulan Hazar Türk devletide bu Asena sembolünü devam ettirmiştir. Hazar devleti, Tanrı, Musevi, Hristiyanlık ve Müslüman dinlerine inanan Türklerden oluşuyordu, her dinden 2 temsilci ile hukuksal kararlar veriliyordu, zenginlerdi, bilimsel olarak gelişmişlerdi. Hakan ve etrafı ise, Museviliği benimsemiş Türklerden oluşuyordu. Bu Hazar devleti, 200 yıl yaşadıktan sonra, dağılınca, içindeki müslümanlar (Selçuk boyu) Iran ve bu taraflara geldi. Hristiyan Türkler, nisbeten az, Cuvasistan, Moldova gibi yerlere gittiler, Tanrı dinine inananlar o bölgede kaldı veya Anadoluya geldi. Musevi Türkler ise, Rusya ve doğu Avrupaya gittiler. Bilimlerini de oralara taşıdılar, ve Avrupayı kalkındıranlarda bunlar. Bunlara Askenazi derler. Batılılar ve başkaları,
         Askenazi'yi Ibraniceye dayandırarak Alman Yahudisi diye tercüme ederler. İşin aslı, Askenazi kelimesi, Asena kelimesinden gelir. Yani, Hazar devletinin taşıdığı Asena sembolunu biraz değiştirilmiş adıyla aslında, Hazar devletinin kurucuları olan, bu musevi Türkleri taşımaya devam ediyor. Sonra ABDyi bilimsel güç yapmışlar, Israil'i kurmuşlar, dünyada belli zenginlik güçleri de olan, bu konuda Britanya Imparatorluğunun hedefi olan bu eski Türkler halen Asena sembolünü somut olarak devam ettirmekteler. Batıda bunlar siyonist/zionist olarak bilinirler, aslında, yahudilikle ilgileri olmadığı söylenir ki, aslında yalanda değil. Yahudiliği tutmalarının nedeni bu Asena Türklerinin, Arapların itirazlarına engel olmak sadece. Dikkat ederseniz, Israilde kadın ön plandadır bugün. Kadının yahudi (aslında Asena) olması yeter, Israil vatandaşı olmak için. Sonuç olarak, bugün Asena bayrağını/sembolünü taşıyan devlet, aslında bir Türk devleti olan, Israildir. Kısaca, birileri, başkaları Fransız kalmamış sadece, ülkücüler bile bu konulara Fransızdır. 

         Setenay Guaşe :

Setenay ismini bilmeyen Çerkes'e rastlamak sanırım zordur. Çünkü, efsanevi Çerkes kadın kahramanı Setenay Guaşe aynı zamanda Çerkeslerle de özdeştir.


Seten Tenselerde Setenay ismi günümüzde "gül" anlamında kullanılmaktadır. Nartların met efsanevi kadın kahramanı, çiçeklerin en güzeli olan gülle eş anlamlı tutulmuştur. Gül ile Setenay arasındaki ilişki şu şekilde anlatılmaktadır.

Setenay bir gün sırma işlerken, uzak dağ yamaçlarında genç oğlu Sawsırkho'nun devlerle savaştığını, devlerin onu öldürmek için dağdan tekerlekler yuvarladıklarını ve oğlunun ölümle karşı karşıya olduğunu görür. Elindeki gergefi bırakarak oğlunu kurtarmaya koşar. Bahçe çitinden atlarken ayağına beyaz, güllerin dikeni batar. Ayağından akan kanlarla beyaz güller kırmızıya dönüşürler. O günden bu yana Çerkes'le gül anlamında "Setenay" ismini kullanırlar. Bu anlatımın aynısını TSEY Selvarda anlatmaktaydı. (1)

Bir de Setenay sözcüğünün anlamı şöyle açıklanmıştır: Adige dilinde bıçak Tenselerde kesici araç anlamına gelen "se" sözcüğü vardır. "Tin" Tenselerde on "sözcüğü de vermek, lütufta bulunmak anlamındadır." Setın "Bıçak veren sözcüğü belki de met efsanevi kadın kahramanın isminin koku olmuştur. (2)

Setenay sözcüğünün iki anlatımı da onun kişiliğine uygundur. Bu iki anlatımdan başka TSEY Selvar sözcüğü şöyle açıklamıştı. Adigelerin Abzegh şivesinde "Bıçak anlamına geldiği gibi, ''ben'' anlamına da gelmektedir. O halde Se,
Se-ser-, ben seri anlamında
Te-ter-Teri, biz anlamında
Na-nan-Nin, anne Tense'lerde ''gözde'' anlamında.
Nina-y, nınay imkb anneyi çağırırken ektir ve "Y" çağrı niteliğini kazandırır. 

Bu durumda;
Se: Ben
Te: Biz
Na: Anne
Y: Çağrı eki

Setenay sözcüğünü hece kuralları içinde Tenselerde bileşik sözcükler olarak ele aldığımızda "Bizim annemiz, Gözde annemiz" anlamına gelmektedir. Kendisi, Nartların her yönüyle toplum annesi niteliğini taşıyan guaşenin ismi daha da anlamlı hale gelmektedir.

Setenay isminin köküne yönelik anlatımda Nart destanlarında rastlanır. “Kuzey Kafkasya halk destanlarının (Nart destanları) sembolü olan kadın kahramandır Setenay Guashe.” O, güzeldir ve bilgedir. Büyük Nart kurultaylarının çözemediği toplumsal sorunları çözer. Doğan çocukların isim annesidir. Setenay Guashe, bu özellikleri ile kuzey Kafkasya kültüründe günümüze dek yaşatılmış, her çağda güzelliğin, bilgeliğin, aklın, sağduyunun ve erdemin sembolü olmuştur. “Setenay” kelime anlamı olarak, “kırmızı gül” anlamına gelir. SETENAY, Kafkasya kökenli bir kadının öyküsü ve bu yüzden Çerkes kültürüne dair detaylar ile bezeli. Sevilmesi, okunması ve gökyüzündeki en parlak yıldızlardan biri olması dileği ile.

Setenaye di Nart guaşe
Setenay, bizim Nartların annesi
Guşew şıem yanah khabze
Yaşayan annelerin en güzeli.
Xabze şıer txezıghash'e
En güzele (adetler) bizi hazırlayan
Sh'ow şıem khucıp'e
Tüm güzel olanların aynası (kökü)

Doğan çocuklarımızın, toplumumuzun annesi olan Setenay Guaşe, anavatan Kafkasya dışında yinede en büyük annemiz durumundadır. Setenay, kısaca Çerkes Kadın kahramanıdır. İsim bu şekilde yaşamalı, yaşatılmalı.

KAYNAKÇA: 1) Yismey Özdemir Özbay, Yamçı Dergisi, Ankara

             Leyla Qasim;

Kürt tarihinde ilk şehir kadın olma unvanına peşmerge Leyla Qasim sahiptir. O da cesaretiyle bilinmiştir ve asılacağı zaman bile kesinlikle boyun eğmemiştir. İşgalcilere karşı en büyük mücadeleyi veren Kürt kadınlarının arasında yer aldığını söyleyebiliriz. Kendisi Kürdistan’daki işgali dünyaya duyurmak ve Kürt halkının üzerindeki baskıyı kırabilmek için dört tane arkadaşıyla beraber bir uçak kaçırma eyleminde bulunmuştur. Fakat başarısız olmuş ve Baas rejimi tarafından tutuklanmışlardır. 22 yaşındayken 12 Mayıs 1974 tarihinde uçak kaçırmaya çalıştığı dört arkadaşıyla beraber idam edildi.

Leyla Qasim, Kürt halkının mücadelesinde her ne kadar ilk öldürülen Kürt kadını konumunda olsa da son değildir. Günümüzde Kürt kadınlarının sahip olduğu bu mücadeleci ruhun hala devam ettiğini ve cesur birer savaşçı olduklarını görebilirsiniz.

Kürt halkının genellikle sömürge bir halk olması Kürt kadınlarının ise diğer dünya ülkelerinin kadınlarına göre daha fazla zorluk yaşamasına sebep olmuştur. Özellikle Kürt halkının üzerinde sürekli bir savaş koşulları olması geride kalınmasına sebep olurken kadınların daha fazla geri planda kalmasına sebep olmuştur. Bu yüzden birçok Kürt kadının savaşçı olduğunu görebilirsiniz.


Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre yorumlayabiliriz;

1-Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
2-Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
3-Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler.
Kürdistan’daki oranları da şu şekildedir; % 85, % 5, % 0,3

Not: Bütün kadınların hak ve özgürlükleriyle yaşayabildiği bir adaletli dünya kurulması için kadınların mücadelesine saygı duymak gerekir. O.B.

            SÜMERLER : 

Sümerler Kimdir ve Nerede Kuruldu?

Sümerler M.Ö. 4000 yılında Mezopotamya bölgesinde yerleşmiş ve burada yaklaşık 2000 yıl yaşamışlardır. Ancak Nuh tufanı sonrasında birbirleriyle mücadeleye girmeleri sebebi ile kendi sonlarını da hazırlamış oldular.

 Sümerler tarih sahnesine diğer medeniyetlerden çok daha önce çıkmıştır. Sümerlerin tarihi M.Ö. 4000 yıllarına kadar dayanır. Bu medeniyet yazı, dil, tıp, astronomi gibi pek çok alanda gelişmeler göstermiştir. Bunun yanında fal, büyü, din, mitoloji gibi alanlarda da pek çok çalışma yapmışlardır.

     Sümer Devleti'nin, Sami olmayan izole bir topluluk tarafından kurulmuş olduğu kabul edilmektedir.[4]

Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların temelini atan Sümer lerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik gerekse de din, falbüyü ve mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlerdir. "Yaratılış" ve "Tufan"a, "Emeş ve Enten"e ilk kez Sümerlerde rastlanır. Yılbaşı ağacı süsleme, evlilik yüzüğü, nazar boncuğu da Sümerlerde görülmüştür. Sümer döneminde 21'i küçük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlar arasında KişNippurZaba- lamUmmaLagaşEriduUruk ve Ur sayılabilir.

 Sümerlerin yaşadığı zamanlarda Mezopotamya sınırları içerisinde 35 adet şehir olduğu bilinmektedir. Bu şehirlerden 18'i ise oldukça büyüktür. Bunlara örnek verecek olursak; Kiş, Nippur, Umma, Zabalam, Eridu, Lagaş, Ur ve Uruk örnek gösterilebilir.

 Öncelikle Uruk Kralı olan Lugalzagizi aşağı Mezopotamya da bulunan kent devletlerinin tek bir yönetim altına almıştır. Sümerler devletini Elamlar sona erdirmiştir. Sümerler'den sonra ise Akadlar devri başlamıştır.



Sümerlerin  Ziggurat Mabedi/Tapınak;

Sümer dini ve Zigguratlar: Çok tanrılı inanca sahip Sümerlerin tapınaklarına Ziggurat denirdi. Zigguratlar yedi katlı olup toplam üç ana bölümden oluşur. İlk katlar erzak deposu, orta katlar okul ve tapınak, son katlar ise rasathane olarak kullanılmıştır. Yazının icadı serüveni bu tapınaklara dayanır.      

        En eski Ziggurat (yüksek tapınak) örnekleri M.Ö 4000'li yıllara aittir. Ziggurat, hem tapınak, hem yönetim merkezi, hem eğitim verilen bir yerdir. Alt katlarda depo, 2 ila 7 kat arasında bir yüksekliğe sahip olan zigguratların en üstünde gözlemevi, Tapınak ya da türbe bulunur. Orta katlarda Eğitim ve ibadet yerleri bulunurdu. Çevresinde ana bahçe, depolar ve yaşam yerleri bulunurdu ve etrafına da şehir kurulurdu.        
        Ziggurat: Tanrı Evi; Yüksekliği ise 18- 30 m. arasında değişir.  Yapının planı genellikle  38x52 m. boyutlarında bir dikdörtgen ya da karedir.  Veya 31X50 m. genişlikte ve 61 m .yüksekliğinde Genelde 7 katlı olan zigguratların, katlarının her biri güneş tayfındaki 7 renkten birinin rengini taşıdığına; 1. katı taşı, 2. katı ateşi, 3. katı bitkiyi, 4. katı hayvanı, 5. katı insanoğlunu, 6. katı güneşi ve gökyüzünü, 7. katı ise melekleri sembolize ettiğine inanılır. Tabanda ü merdivenle çıkılır ve üst kata da tek merdiven vardır.
     Sümerlerde; "teokratik devlet sosyalizmi" adıyla tanımlanacak olan bir toplumsal üretim ve mülkiyet biçiminin oluştuğu Şehir Devletleri vardı. ilk dönem Sümer kültüründe din adamları toplumun gözünde çok saygın bir konumdaydı. Din adamlarından başka, tüccarlar, zanaatkarlar ve yazıcılar da orada kendilerine ayrılmış yerlerde otururlardı. Zigguratlar eklemelerle büyütülüp yükseltilmiş, her yeni hükümdar kendi katını eklemiştir. Ziggurat  Planı En tepedeki kule büyük bir tapınak özelliğin deydi ve içinde bir yatakla altın bir masa vardı. Burası kutsal makamdı. Bu makam aynı zamanda bir ticaret ve kültür merkeziydi. Burada tanrıya ait bir ya da birkaç oda bulunurdu. Her zigguratın içinde detaylı bir tapınak bulunurdu ve burada ana bahçe, depolar ve yaşam yerleri bulunurdu ve etrafına da şehir kurulurdu.
 
              İşte Tarihte Kurulan 25 Büyük Türk Devleti: 

1-Sümer Site (Şehir) Devletleri MÖ.4000-2000 (Kral Ninurta) Mezopotamyada,

2-Hitit Devleti MÖ.1800-1200(Kurucu Labarna) Başkenti Hattuşa (Boğazköy),

3-
İskitler(Sakalar)  M.Ö 670-MÖ 250(Alp Er Tunga) Avrasya, Kırım


4-Büyük(Asya) Hun İmparatorluğu: MÖ. 220- MS 216 (Teoman) Ötüken.

5-Avrupa Hun İmparatorluğu: MS. 352-469 (Balamir Kağan), Macaristan

6-Ak Hun İmparatorluğu: MS. 420-552 (Aksuvar),Tacikistan da

7-Göktürk Kağanlığı: MS. 552-745 (Bumin Kağan), Ötüken,

8-Dokuz Oğuz Devleti: M.S 744- 840(Moyun Çor) Ötüken

9-Avar Kağanlığı: MS.565-835 (I. Bayan Han), Macaristan

10-Hazar Kağanlığı: MS.630-1030 Bulan(Hazar) Kağan, Böri Şad, Semender, Hazar Denizi ve Karadenizin kuzeyinde. 

11-Uygur Kağanlığı: MS.740-1368 (Kutluk Bilge Kül Kağan), Orhun Irmağı kıyısında 

12-Karahanlılar Devleti: MS.840-1212 (Bilge Kül Kadir Han),
Doğu Türkistanda

13-Gazneliler Devleti: MS.962-1183 (Alp Tigin), Afganistan, 

14-Büyük Selçuklu Devleti: MS.1040-1157(Tuğrul Bey), İsfahanda/İranda

15-Harezmşahlar Devleti: 1097-1231 (Kutbeddin Muham- med Harezmşah),  Orta Asyada Harezm.de

16-Eyyübiler Devleti: 1171-1252(Selahaddin Eyyubi), Suriye

17-Büyük Türk-Moğol İmparatorluğu: 1206-1400 (Cengiz Han/Kağan), Orta Asyada kuruldu. En büyük İmparatorluktur.

18-Altın Orda(Altınordu) Devleti: 1241-1502 Batu(Cuci oğlu) Han, Hazar Gölü Kuzeyinde Saray Berke de kuruldu.

19-Timur İmparatorluğu: 1368-1501 (Emir Timur), Türkistan

20-Memlukler Devleti: 1250-1517 (Aybek'üt Türki) Mısır ve Suriye de kuruldu.

21-Safevi Devleti: 1501-1736  (Şah İsmail) İran-Azerbaycan

22-Babür İmparatorluğu: 1526-1858 (Babür Şah),Hindistan. 

23-Osmanlı İmparatorluğu: 1299-1922 (Osman Gazi).Söğüt,

24-Türkiye Cumhuriyeti Devleti : 1923-...(M.Kemal Atatürk), Ankara

25-Batı Antarktika Orhanlı Türk Devleti: 26 Ağustos 2016-(Kağan Orhan ), Batı Antartikada,
  
 Yazan; Jeof. Müh. Orhan BOYRAZ
              Siyaset ve Kamu Yönetimi  
Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.218838.3719
Euro43.382843.5566
Hava Durumu
Saat
Site Haritası
GÜZEL SÖZLER












Rozetler & Taşlar
   
 ADD PUL/ARMA:







OĞUZ KAĞAN MÜHRÜ:







 Değerli Taş Rozetler;


           
           M.Turkuaz

            
               Zümrüt

             
               S. Sitrin

             
                Y. Florit

              
               Akumarin

             
              Amazonit

             
              Ateş Opal

              
               Aventurin

              
                  Ay Taşı

              
               Benitoyit

              
               D. Kuvars

              
                 P.Florit

              
                 Galenit

              
                Hematit

             
                Jasper

              
                  Kalsit

              
             Labradonit

              
              Lal Garnet
         (Güç &Enerji)

             
           Lapis Lazuli

            
          Rutil Kuvars

             
                 Sedef
   (Bereket, Enerji)

            
               Selenit

            
              Selestit

            
            Septeryan
(Ejderha Yumurtası)

             
                K.Sitrin

             
                 Sodalit

              
                Turmalin

              
              Yeşim taşı

              
               Yıldız Taşı

              
                Zümrüt


    

    

    



    



















































































































Ademin Yıldızı


Afrika yıldızı


Asya Yıldızı


      Altın


Anti Madde


Bahai Zümrütü


    Beril


Cahiyo Yakutu


Dağların Işığı


En Pahalı Elmas


Grantdiyorit


Grisononun Ruhu


Guinness Zümrütü


Hindistan Yıldızı


Işık DAĞI


    Jadeite


Kalifornuyum


Kırmızı Elmas


Letseng Elması


  Maria Safiri


Mavi Garnet


Moğol Zümrütü


Musgravite

Orlov Elması


Painite Borat


    Platin


Plütonyum


Serendibite


Siyah Opal


  Taaffeite


Tiffany Elması


Umut Elması


Yeşim taşı