Türkiye'nin Parlak Geleceği ve Çin'in Lider Ülke Olması ![]() Türkiye’nin Parlak Geleceği; Date: 21 Ocak 2014 Author: dralabay1 Yorum 2050’de Türkiye, Dünyada Önde Gelen Ülkelerden Biri Olacak. Geçenlerde okuduğum bir makale, Türkiye’nin 2050 yılında dünyanın en büyük 12. Ülkesi olacağını yazıyordu. Yazı, bilgileri PriceWaterhouseCoopers (PwC) adlı bir araştırmaya dayandırıyordu. Dünyanın önde gelen ekonomik denetim ve yönetim hizmetleri kuruluşlarından PwC’nin 158 ülkede yaptığı “World 2050” adlı ekonomik öngörüler araştırması çarpıcı veriler ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, dünya liderliğini ABD, Çin’e devredecek. Çin, en geç 2030 yılında ABD’yi geride bırakarak dünyanın en büyük ekonomisi haline gelecek. Bugün bu unvanı elinde bulunduran ABD’nin gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) 15 trilyon dolar civarında. 2030 yılında bu değerin 23 trilyon seviyesine çıkması bekleniyor. Ancak halen 11 trilyonluk GSYH ile dünyanın ikinci büyük ekonomisi durumundaki Çin’in, 2030’a kadar bu değeri yaklaşık üçe katlayarak 30 trilyon dolar seviyesine ulaşması ve ABD’yi geride bırakması bekleniyor. 2050 yılında ise Çin, 53 trilyonluk GSHY ile ABD’ye yaklaşık 15 trilyon dolar fark atacak ve dünya liderliğini perçinleyecek. REPORT THİS AD Şu anda dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olan Hindistan’ın ise bu konumunu önümüzdeki 40 yıllık dönemde muhafaza etmesi bekleniyor. Buna göre Hindistan, 2050 yılında ABD ile arasındaki farkı 3 trilyona kadar düşürerek 34 trilyon dolarak ulaşacak. Almanya Düşüşte, Brezilya Yükselişte. Araştırmada dikkat çeken bir başka nokta ise günümüzün güçlü ekonomilerinin gelecek yıllarda düşüşe geçecek olması. Yaklaşık 4.3 trilyon dolarlık GSYH ile dördüncü sırada yer alan Japonya’nın, 2050 yılında yerini Brezilya’ya bırakması bekleniyor. Güney Amerika’nın yükselen yıldızının 8,8 trilyona ulaşacağı tahmin ediliyor. PwC’nin araştırmasına göre en keskin düşüşlerden birini de Almanya yaşayacak. 3.2 trilyonluk GSYH değeri ile halen 5’inci sırada bulunan Almanya, 2030’da 7’nci, 2050 yılında ise 5.8 trilyonla 9’uncu sıraya kadar gerileyecek. 2050’de ilk ondaki ikinci Avrupa ülkesi ise 5.7 trilyon dolar GSHY ile Fransa olacak. Türkiye’nin Yükselişi Sürecek. PwC’nin Türkiye ile ilgili öngörülerinde pozitif bir trend söz konusu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2011 yılında 772 milyar dolarlık GSYH değeriyle OECD ülkeleri arasında 16’ncı sırada yer alan ve yüzde 8.5’luk büyüme oranıyla Çin’in ardından ikinci sırada bulunan Türkiye, 2030 yılında dünyanın en büyük 12’nci ekonomisi haline gelecek. Araştırmaya göre önümüzdeki 17 yıl içinde 2.7 trilyon dolarlık GSYH değerine ulaşması beklenen Türkiye’nin, 2050 yılında ise 5 trilyon dolar barajını aşacağı tahmin ediliyor. Araştırma ilginç bilgilerle devam ediyor. Burada bizi ilgilendiren Türkiye. Türkiye’de neler oluyor ve neler olacak bir bakalım. Türkiye’nin, 2030’da ulaşacağı söylenen hedefleri muhtemelen, 2023 Vizyonuyla birlikte 2023 veya en geç 2025’te gerçekleştirmesi mümkün olabilir. Türkiye’nin 2050 vizyonuna erişim için, iki aşamalı bir yol izlenecektir. Buna göre, 2010-2025 yılları arası yapılanma süresi (Çalkantılı Dönem), 2025-2050 yılları arası ise dönüşüm süreci olarak tanımlanmaktadır. Geleceğe doğru bakıldığında, nüfus, özellikle de okumuş, genç, çalışan nüfus rekabet avantajı sağlayan ana unsur durumundadır. Bu nedenle, geleceğe doru nüfusumuza bir bakalım. Nüfus 100 Milyon Olacak. 2050’ye doğru dengeler tamamen değişebilir. 2050’de, pek çok ülke nüfus kaybederken, izlenen çocuk yapma politikasıyla Türkiye nüfus açısından sıralamadaki yerini koruyabilecek. DPT verilerine göre 2025’te 90 milyon olacak olan nüfusumuz 2050’de ise, 100 milyona ulaşarak bugünkü sırasını koruyarak dünyada 17. olmaya devam edecek. Bu genç nüfusumuzun yüksekliği ve aynı nüfusla daha fazla üretim anlamına gelmektedir. Dikkat çeken bir durum ise, Bugün nüfus açısından bizim oldukça gerimizde olan İran’ın nüfusunun gelecekte bizimkine yakın seyredecek olmasıdır. Çözüm Süreci Füzyon Etkisi Yapacak. Hedeflere hızlı ulaşmada diğer bir faktör ise, çözüm süreciyle ülkemizin iç huzurunun sağlanması hedeflere hızlı ulaşmada önemli bir katkı sağlayacak. Askeri harcamalarımız önemli ölçüde azalacağı için, bu kaynaklar eğitim gibi daha önemli alana kaydırılacaktır. Böylece, iş adamlarının dikkat çektiği, eğitim düzeyi yüksek olan ülkelerle rekabet etme zorluğu azalacak ve hatta tersine çevrilerek, rekabet avantajına dönüşebilecektir. Eğitim sistemi Değişerek Rekabetçi Hale Gelecek. Türkiye, eğitim sistemini dünyanın gelişmiş ülkelerindeki seviyeye getirmek için, Milli eğitim sisteminde ve Yüksek Öğretim sisteminde değişimler yapıyor ve yapmaya devam edecek. Üniversitenin başlangıcına kadar, öğrencileri 3 kere rafine hale getirmek için 4+4+4 sistemini uygulayan, yüksek öğretimde ise, öncelikle her ile en az bir üniversite açmayı başaran ve Yüksek Öğretim sistemini geliştirmek üzere değiştirecek olan ülkemiz, bu haliyle eğitimde de dünyayla rekabet etmeye hazırlanıyor. Okullaşma oranı yüzde 55’ten 75’lere tırmanmış durumda. Bir zamanlar, iyi bir eğitim merkezi olarak Ahmet Yesevi’leri, Mevlana’ları ilim yapma uğruna kendisine cezbeden Medreseleriyle (eski üniversite) ünlü Anadolu, şimdilerde eğitimde yeniden cazibe merkezi olmak için değişimlerini tamamlıyor. Tamamlandığında, bölgeye ve geniş bir coğrafyaya eğitim ihraç edecek hale gelecektir. Bilim ve Teknolojiye Artan Şekilde Önem veriliyor. Bilim ve teknolojiye gittikçe artan oranda önem verilmeye başlanan ülkemizde, özellikle bilimle elde edilen bilgilerin uygulamaya ve sanayiye dönüşmesi için büyük çabalar sarf ediliyor. Bu amaçla, sanayi bakanlığının adı değiştirilmiş ve geleceğe doğru rekabet edebilir hale getirilmiştir. Diğer taraftan, üniversite sanayi işbirliği ile sanayiye bir çok kazanımlar sağlanmıştır. TÜBİTAK, Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP), Ulusal Ajans, Sanayi Bakanlığı (SAN-TEZ), Merkezi Finans İhale Birimi vb. kurumların sağladığı fonlarla üniversitelerde ve sivil toplum kuruluşlarında elde edilen bilgiler bir kere daha harmanlanarak gerçek hayatın geliştirilmesi için kullanılmaktadır. Herkese fırsat eşitliği sağlanacak. Nüfus yapısında değişikliklere göre, eğitim sağlık, sosyal güvenlik politikalarının yeniden yapılandırılması ve sürekli olarak güncellenmesi sayesinde bireysel ve bölgesel eşitsizlikler giderilecektir. Kadınların işgücüne istihdama katılmalarının artırılması, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesi, eğitimin yaygınlaştırılması ve kalitesinin iyileştirilmesi ve kayıt dışı ekonominin yok edilmesiyle, ülkemiz yabancı yatırımcıların gözdesi, insanımız için ise refah düzeyi yüksek ve fırsat eşitliği içerisinde yaşanan bir hayat anlamına gelecektir. Ayrımcılık dünyada azalıyor. Hoşgörü dünyada bilhassa iletişimin artması ile önemli ölçüde artıyor. Kadınların ekonomiye katkıları artıyor. Yüksek Yaşam Kalitesi Gelecek. Türkiye, bugün imrenerek, gezip geldiğimiz ve gelenlerden ağzımızın suyu akarak dinlediğimiz Amerika, İsviçre, İsveç gibi ülkelerdekine denk yaşam kalitesine sahip olacak. Konut teknolojilerinin gelişimiyle, kentsel dönüşüm, akıllı şehirler, bütünleşik şehir, yeşil mimarlık ve yeşil yapılaşma, çevre duyarlılığının artırılması ve tarihi ve kültürel yerlerin restorasyonunun hızla tamamlanmasıyla insanımız yüksek yaşam kalitesine kavuşacaktır. Sağlıkla ilgili önemli gelişmeler kaydedildi. Sağlık sistemi, Avrupa’daki gibi işliyor. Ancak, sağlıklı yaşamda daha çok yol almalıyız. Hastamız çok. Ancak bebek ölümleri yüzde 40 düşmüş vaziyette. Nüfusun %80’i Kentlerde Yaşayacak. Ulaşımın teknolojilerinin gelişmesi, yolların genişletilmesi ve duble yol çalışmaları, hızlı tren çalışmaları, alternatif enerji kaynaklarının kullanılması, akıllı iletişim teknolojilerinin kullanımının artması, alt yapı sistemlerinin geliştirilmesi gibi nedenlerden dolayı şehirlerimiz daha yaşanılır yerler olacak. Şimdi devam eden köyden kente göç bir noktaya kadar sürecek. 2050’de nüfusun %80’i kentlerde yaşayacak. Kent nüfusunun artmasına rağmen, tarım verimi muazzam şekilde yükselecek. Diğer taraftan, kentleşmeyle birlikte, ihracatımızın %51’i Avrupa’ya yapar hale geldik. AB standartlarında ürünler üretebiliyoruz. Güvenli ve Ucuz Enerji Gelecek. Sera gazı salınımlarının Kyoto Protokolüne göre belli hedefler doğrultuşunda azaltılması, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, alternatif enerji kaynaklarının artması, yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetinin azaltılması, elektrik üretiminde verimli teknolojilere geçilmesi, enerji kaynaklarına çeşitlilik kazandırılması ile elde edilecek enerji ile, Türkiye daha güvenli ve ucuz enerjiye kavuşacak. Osmanlının 3 Kıtadaki Topraklarına Vizesiz Gidilecek. Dışişleri Bakanlığının başlattığı stratejiye göre zaten bu hedef şimdiden neredeyse yakalanmış durumda. Ancak, Türkiye’nin bu coğrafyada daha etkin olacağı şimdiden görülmektedir. Balkanlar’dan tutun Körfez’e kadar, Fas’a kadar sınırlar ortadan kalkacaktır. Bu etkinlikler, işbirlikleri, güç birlikleri, askeri ve ekonomik birlikler şekline dönüşebilir. Belki de George Friedman gibi ABD’li Stratejistlerin Türkiye’nin 2050 tarihindeki toprak yapısıyla ilgili öngördükleri harita veya buna yakın bir harita da ortaya çıkabilir. Haritalar ve Güç Dengeleri Değişecek. 2050’ye kadar, Rusya ve Çin bir kere daha parçalanacak, ABD’nin güç kaybedecek ve haritaların yeniden değişecek. Polonya, Meksika, Japonya ve Türkiye yeni güçlü ülkeler olacak. Diğer taraftan, ABD, Meksika’nın genç nüfusunu çekmek için, Avrupa ise Türkiye’nin genç nüfusunu çekmek için promosyon bile verecek. Türkiye En hızlı Büyüyen 6’ncı Ekonomi Olacak. PWC’nin raporunda 2009-2050 arasında en çok gelişen ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. Yüzde 8.8 büyüme oranıyla birinci sırada olan Vietnam, Hindistan, Nijerya, Çin ve Endonezya’yı takip eden Türkiye’nin yüzde 5.1 oranında büyümesi bekleniyor. Buna göre, Türkiye, kurumlarıyla, ekonomisiyle, insanını 21. Yüzyıla hazır hale getirmesiyle ve işi ele alış biçimi ve yapış biçimiyle diğer ülkelere fark atacak. E7 Ülkeleri, G7 Ülkelerini Geçecek. 2050 yılına kadar, olacak gelişmeler, 2009 yılına kadar hazırlanan bütün Dünya Bankası verileriyle birlikte ülkelerin gelecekte beklenen nüfus büyümeleri ve ekonomik kalkınma modelleri incelendiğinde, dünya ekonomisine yön veren G7 ülkelerinin (Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, İngiltere ve ABD) de 2030 yılından itibaren gücünü kaybetmeye başlayacağını ve Gelişmekte olan E7 Ülkeleri (Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Meksika, Endonezya ve Türkiye) tarafından geçileceği görülmektedir. Türk ekonomisi satın alma paritesine göre hesaplandığında 5.3 trilyon dolar seviyesine ulaşacak. Türkiye, Fransa, Almanya ve İngiltere gibi dev ekonomilerle kafa kafaya gelecek. Sonuç olarak; Türkiye’de tüm olup biten iyi şeyleri burada bir anda saymak veya sıralamak mümkün değildir. Ancak, sayılanlar bir fikir vermede önemli işaretler olarak görülebilir. Gelecek bilimciler, çoğunlukla bilimsel araştırmalara dayandırarak yayınladıkları makalelerinde, Türkiye’nin gelecekte parlayan bir yıldız olacağını, 2025 ve 2050 gibi 2 aşamalı bir zıplamayla, dünyada söz sahibi sayılı ülkeler arasında olacağını yazıyorlar. Bunları, hamasi, destansı veya uçuk kaçık kehanetler olarak görenler olabilir. Bir de gerçek var ortada; bugün Türkiye’nin tüm dünya üzerinde bulunan okulları, organize olmuş işadamları ve ülkemizde olan gelişmeler, üzerimizdeki tozlardan kurtulduğumuzun ve dünya muvazenesinde yeniden görünmeye başlayacağımızın da göstergesidir. REPORT THİS AD Araştırmacılar, 2030 diyerek, bazı gelişmeleri geç bile tahmin etmiş olabilir. Türkiye, hızlı ve sistemli çalışarak 2023 vizyonu ve ardından da 2050 vizyonunu gerçekleştirerek, gücünü perçinleyecektir. Herkes, bu vizyon ışığında, planlarını, yapmalı ve gelişmelere göre planını güncellemeli ve geçmişten aldığı feyz ile yönünü geleceğe çevirmeli ve geleceğe hazır olmalıdır. Türkiye’nin, 2050 yılında ise 5 trilyon dolar barajını aşacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin 2050 vizyonuna erişim için, iki aşamalı bir yol izlenecektir. Buna göre, 2010-2025 yılları arası yapılanma süresi (Çalkantılı Dönem), 2025-2050 yılları arası ise dönüşüm süreci olarak tanımlanmaktadır. Türkiye 2050’ye hazır… Mayıs 2013, Kayseri GELECEK 100 YIL: Derleyen: Jeof. Müh.Orhan BOYRAZ |
893 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |