TÜRKİYE CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ VE BAŞKANLIK:
Başkanlık sistemi, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükûmet etme ve devleti yönetme esasına bağlı siyasi sistemdir. Yasama, yürütme ve yargı ilkeleri arasında katı bir ayrılığa dayanan temsili bir yönetimdir.
10 Soruda Başkanlık Sistemi
1- BAŞKANLIK SİSTEMİ, CUMHURİYET’TEN BAŞKA BİR REJİME GEÇİŞİ GEREKTİRİR Mİ?
Başkanlık ve yarı başkanlık sistemini uygulayan bütün ülkeler cumhuriyet rejimine sahiptir. Parlamenter sistem uygulayan 76 ülkenin 28 tanesinde cumhuriyetle yönetilmemektedir. Bu durum, Cumhuriyet’in başkanlık sisteminin ayrılmaz bir parçası olduğunu göstermektedir.
2- BAŞKANLIK SISTEMI DIKTATÖRLEŞMEYE YOL AÇAR MI?
Başkanlık sisteminde “kuvvetler (erkler) ayrılığı” ilkesi net bir şekilde uygulandığı için yasama ve yürütme yetkileri tek elde toplanmaz veya yetki temerküzü yaşanmaz. Sistemin potansiyel olarak taşıdığı “siyasî kilitlenme” (political gridlock) olgusu, kuvvetler arası uyumu ve uzlaşmayı teşvik eder. Buna karşılık parlamenter sistem uygulayan ülkelerde de geçmişte sık sık askerî darbelerin yapıldığı ve kısa veya uzun süreli diktatörlüklerin ortaya çıktığı bilinmektedir. Sözgelimi Türkiye’de 1997’de, Pakistan’da 1999’da, Solomon Adaları’nda 2000’de, Bangladeş’te 2007’de ve Tayland’da 2014’te darbe yapılmış ve görevdeki hükümet düşürülmüştür.
3- BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇİLİRSE, ABD’DEKİ GİBİ EYALETLER Mİ KURULACAK?
Başkanlık sistemi bir hükümet modelidir. Federalizm ise bir devlet modelidir. Dolayısıyla başkanlık sistemi ile federalizm birbirinden tamamen farklıdır. Başkanlık sistemi uygulayan ülkelerin büyük çoğunluğu üniter devlettir. Diğer taraftan parlamenter sistem uygulayan, fakat federal devlet modelini benimsemiş ülkeler de bulunmaktadır. Almanya, Belçika, Hindistan, Kanada ve Avustralya bunlara örnek olarak verilebilir. Bir ülke üniter yapısını koruyarak da başkanlık sistemini uygulayabilir. Eyaletlerin kurulması diye bir zorunluluk yoktur. Türkiye’de genel eğilim, başkanlık sisteminin üniter yapının korunarak uygulanması yönündedir.
4- TÜRKİYE’DE GEÇMİŞ DÖNEMLERDE BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMAYA AÇILDI MI?
Başkanlık sistemi bir çok lider tarafından gündeme getirildi.
- Turgut Özal: Parlamenter sistemde denetim yoktur. Oysa başkanlık sisteminde kesin olarak kuvvetler ayrılığı vardır.
- Süleyman Demirel: İsterdim ki, Türkiye’de başkanlık sistemini yapalım. Devlet büyük, ülke büyük, halk çok dinamik biz bu ülkeyi idare edemiyoruz. Sistemde değişiklik yapmamız lazım.
- Alparslan Türkeş: Tarih ve töremize uygun olarak Başkanlık Sistemi’ni savunuyoruz.
- Muhsin Yazıcıoğlu: Başkanlık sistemi ile sistem yeniden düzenlenmeli. İcranın meclis dışına çıkarılması lazım. Biz başkanlık sistemini savunuyoruz.
5- BAŞKANLIK SİSTEMİ GERİ KALMIŞ ÜLKELERE MAHSUS BİR HÜKÜMET MODELİ MİDİR?
Dünya Bankası’nın 2015 yılı verilerine göre dünyanın ekonomik açıdan en büyük yirmi ülkesinin;
- 5 tanesinde başkanlık sistemi
- 2 tanesinde yarı başkanlık sistemi
- 10 tanesinde parlamenter sistem
- 1 tanesinde tek partili hükümet sistemi
- 1 tanesinde meclis hükümeti modeli
- 1 tanesinde mutlak monarşi uygulanmaktadır.
- Toplam gayrîsâfî millî hâsıla değerleri açısından bakıldığında;
- Başkanlık sistemi uygulayan ülkeler: 23,3 trilyon ABD Doları
- Parlamenter sistem uygulayan ülkeler: 21,9 trilyon ABD Doları
- Yarı başkanlık sistemini uygulayan ülkeler: 4,6 trilyon ABD Doları
- Diğer sistemleri uygulayan ülkeler: 11,8 ise trilyon ABD Doları
6- BAŞKAN, YARGIYA EMİR VEREBİLİR Mİ?
Başkanlık sistemi yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına dayanmaktadır. Yargı organlarının üyelerinin seçilmesi veya göreve getirilmesinde yasama ve yürütme organlarının yetkisi arasında dengelenmiştir. Yargı mensuplarının atanması sürecinde nihaî yetkinin yasama organında olması, yargıyı başkanın etkisinden kurtarmaktadır.
7- BAŞKAN İSTEDİĞİ KİŞİYİ DİLEDİĞİ YERE ATAYABİLİR Mİ?
Başkanlık sistemi uygulayan ülkelerde kamu bürokrasisindeki bütün üst düzey atamalar (valiler, büyükelçiler, komutanlar, müsteşarlar vb.) yasama organının onayına bağlıdır. Bu nedenle başkan atamalarda tek yetkili merci değildir.
8- YASAMA ORGANI, BAŞKANI GÖREVDEN UZAKLAŞTIRABİLİR Mİ?
Başkanlık sistemi uygulayan bütün ülkelerde yasama organı, anayasada belirtilen istisnaî (ağır cezaî sorumluluk gerektiren rüşvet, vatana ihanet, görevi kötüye kullanma vb. adlî bir suçun işlenmesi gibi) hallerde başkanı görevden uzaklaştırabilir.
9- BAŞKAN YASAMA ORGANİNİ FESH EDEBİLİR Mİ?
Başkanlık sisteminde başkan yasama organını (meclisi) feshedemez. Buna karşılık cumhuriyetle yönetilen ve parlamenter sistem uygulayan ülkelerin tamamında cumhurbaşkanına, yarı başkanlık sistemi uygulayan ülkelerin tamamında ise devlet başkanına yasama organını feshetme yetkisi tanınmıştır.
10- BAŞKAN TEK BAŞİNA KANUN ÇİKARABİLİR Mİ?
Başkanlık sisteminde kanun koyma yetkisi yasama organı olan meclise aittir ve bu yetki devredilemez. Dolayısıyla başkanın kanun yapma yetkisi yoktur.
7 Soruda Başkanlık Sistemi:
1. Nedir Şu Başkanlık Sistemi?
Kanun yapma gücü olan yasama, toplumda bireyle diğer gerçek ve tüzel kişiler arasında oluşan ihtilafları bu kanunlara uygun olarak çözme gücünü kullanan yargı ve kanunları uygun olarak idareyi yöneten yürütme organlarının birbirinden sert ayrılığı ilkesine dayanan bir yönetim biçimidir.
Başkanlık sistemlerinde devlet başkanı yürütme organının başıdır ve belirli bir dönem için doğrudan halk tarafından seçilir. Bu dönemde Başkanı değiştirmek mümkün değildir. Başkan kabineyi halktan aldığı bu yetkiyle tek başına kurar ve Bakanlar Kurulu doğrudan kendisine bağlıdır. Başkan veya Bakanlar Kurulu üyeleri Parlamento'nun bir üyesi değildir. Uygulamada değişiklik göstermekle birlikte Başkanlık sistemlerinde genel olarak Başkanların Meclis tarafından kabul edilen kanunları "veto" etme hakkı bulunmaktadır. Buna karşın Meclis'in de belli bir çoğunlukla "vetoyu veto etme" yetkisi bulunur.
2. Hangi Ülkelerde Başkanlık Sistemi Var?
Haritada mavi ile işaretlenen ülkeler Başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Bu ülkeler:
ABD, Afganistan, Angola, Arjantin, Benin, Bolivya, Brazilya, Burundi, Şili, Kolombiya, Komoros, Kongo Cumhuriyeti, Kosta Rika, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador, El Salvador, Gambiya, Gana, Guatemala, Honduras, Endonezya, Kenya, Liberya, Malavi, Maldivler, Meksika, Myanmar, Nikaragua, Nijerya, Palau, Panama, Paraguay, Filipinler, Şeyseller, Sierra Leone, Güney Sudan, Sudan, Türkmenistan, Uruguay, Venezuela, Zambiya ve Zimbabwe. 3. Parlamenter Sistemden Farkı Ne?
- Başkanlık sisteminin bütün mantığı yürütme organı ile yasama organını ayırmaktır. Bu yüzden milletvekilleri ayrı, Başkan ayrı seçilir. Buna karşın parlamenter sistemde halk yapılan serbest seçimlerle parlamentoyu seçer, milletvekilleri de kendi aralarından bir Başbakan ve Bakanlar Kurulu seçerler.
- Parlamenter sistemde yürütme organının başı olan Başbakan Meclis'in güvenoyunu alarak göreve başlar. Herhangi bir olumsuzluk olduğunda Meclis güvenoyu yoklaması ile Başbakan'ı görevden alabilir, halbuki Başkanlık sisteminde ne olursa olsun Meclis Başkan'ı görevden alamaz. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde Başkan seçilen William Henry Harrison göreve başladıktan 30 gün sonra vefat edince yerine otomatik olarak Başkan Yardımcısı John Tyler geldi. Hiçbir popülerliği veya halk desteği olmamasına rağmen Başkanlık döneminin sonuna kadar yürütme organının başında kalarak ülkeyi yönetti. Böyle bir olumsuzluğun parlamenter sistemde olması mümkün değil.
- Başkanlık sisteminde genel olarak Başkanın bazı özel yetkileri vardır. Parlamenter sistemde ise Başbakanın veto yetkisi gibi bir yetkisi bulunmaz.
- Başkanlık sisteminde Başkan aynı zamanda Silahlı Kuvvetlerin de başıdır ve buna ilişkin de bir çok yetki kullanır. Buna karşın Parlamenter sistemde bu kadar yüksek seviyede yetkiler bulunmaz.
4. Başkanlık Sistemine Geçersek Çağ Atlar Mıyız, İnkişaf Ederek Uzaya Çıkar Mıyız?
Böyle olması zorunlu değil. Resimdeki kişi Başkanlık sistemine sahip Gambiya'nın Başkanı Yahya Jammeh. Gambiya ve Başkanlık sistemi ile yönetilen bir çok ülke bu sistemle çağ da atlayamadı, yıldızlar arası seyahate de çıkamadı. Yani Başkanlık sistemi fiziksel bir zorunluluk olarak ülkelerin gelişmesine, ilerlemesine, demokratik hakların daha iyi korunmasına neden olmuyor. Esasında Başkanlık Sistemine yönelik en büyük eleştiri bu sistemin demokratik hak ve özgürlükleri yok etmesi, otoriter bir yoğunlaşma ile bütün kuvvetlerin tek bir kişinin elinde toplanmasına neden olması yönünde. Bir çok uygulamada Başkanlık sistemi diktatörlüklere yol açıyor.
Demokrasi, temel hak ve özgürlüklerin hiçbir ayrımcılık yapılmaksızın hukuk devleti garantileri ile korunduğu çoğulcu bir rejimdir. Bir ülkede demokrasiden bahsedebilmek için yalnız "serbest seçimler" yapılması yeterli değildir. Serbest seçimler de demokrasinin diğer kuralları gibi temelde bir hükümetin insan haklarını yok ederek, ülke üzerinde yaşamakta olan vatandaşların haklarını gasp etmesini engellemek için yapılan uygulamalardan biridir. Demokrasinin diğer kuralları olmazsa, tek başına serbest seçimler yapılan bir ülkeden demokrasi diye bahsedilemez.
Dolayısıyla fren ve denge mekanizmalarının çalışmadığı, hukuk devleti anlayışının bulunmadığı, yerel yönetimlerin belli haklara sahip olmadığı, bütün gücün merkezde toplandığı bir ülkede Başkanlık sistemi "demokratikleşmeyi" sağlamaz, tersine güç yoğunlaşması ile bütün güçlerin tek bir kişinin elinde toplandığı bir baskı rejimine dönüşebilir.
5. Başkanlık Sistemi Yönetim Krizi Çıkmasını Engeller mi?
Hayır. Amerika Birleşik Devletleri gibi federal olarak örgütlenmiş yani yerel yönetim birimlerinin çok güçlü yetkilere sahip olduğu, milletvekillerinin gevşek bir disiplinle partilerine bağlandığı böylece parti liderinin herkesi kontrol edemediği, köklü bir demokrasi tarihine sahip, temel özgürlüklerin en yüksek seviyede korunduğu bir ülkede bile Başkanlık sistemi kriz çıkmasını engelleyemedi. Yürütme organı ile yasama organının başka partilerden oluşması halinde Başkanlık sistemi çözülemeyecek krizler yaratabilir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri henüz 2 yıl önce bütçe geçiremeyerek büyük bir kriz yaşadı.
Bu krizi engellemek için parlamento üyelerinin parti ve dolayısıyla devlet Başkanı seçilecek kişiye sıkı bir şekilde bağlanması gibi yöntemler denenebilir ancak bu halde Başkan parlamentoyu da kontrol edeceği için ülkedeki demokrasi ortadan kalkma eğilimine gider ve ülke diktatöryaya dönüşür. Bu örnekler de dünyada çeşitli ülkelerde yaşandı.
6. Başkanlık Sistemi İstikrar Getirir mi?
Yapılan araştırmalar tam aksini gösteriyor. İddia edildiğinin aksine başkanlık sistemlerinin hayat ümidi parlamenter sisteminin yarısından daha az. Başkanlığın çökme riski parlamenter sisteminden iki kat daha fazla. Kurulmuş olan demokratik rejimlerin hayatı ne kadar diye yapılan bir araştırmada ekonomik büyüme devam ettiği müddetçe parlamenter sistem ortalama 111 yaşayabilirken, Başkanlık sistemi sadece 56 yıl devam edebiliyor.
Başkanlık sistemi siyasal partiler ve toplumsal kesimler arasındaki çatışmaları arttırıyor, bu durum da iktidarda bulunan partiyi iktidarını devam ettirmek için ağır bir hegemonya kurmaya sevk ediyor. Eğer bu tansiyonu azaltacak Federal yapılanma, güçlü yerel yönetimler, demokratik bir seçim sistemi ve gevşek disipline sahip siyasal partiler rejimi gibi unsurlar bulunmazsa, bu halde Başkanlık sistemi toplumu içinden normal yollarla çıkılamayacak krizlere sevk ediyor. Endonezya'daki Suharto rejimi ve benzer örnekler, bu krizlerin ne kadar ağır sonuçlara yol açabileceğini gösterdi. 7. Türk Tipi Başkanlık Sistemi Nedir?
Ne olduğu belli değil. Bu başkanlık sisteminde Meclis'in iki kanatlı olmayacağı yani Senato'nun bulunmayacağı söyleniyor. Ülkenin federal bir şekilde yeniden örgütlenmeyeceği de ifade ediliyor. Böylece Başkanlık sistemiyle yönetilen bir ülkede demokrasinin yaşamasının garantileri de azaltılıyor. Önerinin şimdiye kadar ortaya çıkan kısmından anlaşılan Başbakan'ın yetkilerini aynen alıp Cumhurbaşkanı'na vermek ve Başbakanlık ofisini fesh etmekten ibaret. Yani Yasama ve yürütme organını kontrol eden, yargıda inanılmaz bir etkinliği olan son derece mütehakkim bir Başkanlık ofisi kurulması öneriliyor. Gelen haklı eleştirisi ise böyle bir rejimde demokrasinin gelişmesinin mümkün olmayacağı yönünde.