• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/
  • https://twitter.com/
    • BATI ANTARTİKA ORHANLI TÜRK DEVLETİ Resmi Websitesidir. Hoşgeldiniz.
    • Orhanlı Türk Devleti kuruluyor.
    • Adil Dünya Devleti kuruluyor.
    • Erdemliler Cemiyeti kuruluyor
ORHAN AVM; DOĞAL ÜRÜNLER
OrhanAVM:www.ortakmarkets.com.tr
DOĞALİFE:KOZMETİK ÜRÜNLER
www.dogallife.odek.com.tr
ODEK; Orhanlı Türk Devleti
ODEK;Orhanlı Demokratik Kağanlığı www.odek.com.tr
Üyelik Girişi
Köşe Yazıları
Adıyaman Termal Su
MİKRO BLOK/HABER:
   HABER VE DÜŞÜNCE:

Burada herkes Twitter gibi düşüncelerini yayınlayabilir.

 İlköğretim Okullarında Kişisel Gelişim Dersi verilmeli; Bu ders kapsamında; 
1-Erdem ve Değerler,
2-Ahlaki ve Toplumsal Değerler,
3-Kişisel Gelişim Bilgisi,
4-Kişisel Finans Bilgisi,
5-Ev Ekonomisi,
6-Karakter Eğitimi,
7-Toplumsal Uyum konuları işlenebilir.
Çocuklara Nasihat;
ODEK, ÜRÜNLERİMİZ

 ODEK PULU:




   
ODEK ARMASI:



 ROZETLER:
 




  



  










     Pirit


    Elmas


 Turmalin


     Safir


    Yakut


   Turkuaz


  Zümrüt


    Akik


Aquamerina


    Laltaşı


 Yılan Taşı


Krizoprase


   Azurit


Güneş Taşı


  Aytaşı


    Oniks


Obsidyen


Labradorit


    Sitrin


  Kehribar


  Hematit


   Olivin


  Hematit



Mavi Kuvars


 Oltu taşı


Mavi Opal


Pembe taş


Sarı kuvars


   Sedef


   Apatit




G.Labradorit


Kaplangözü


  K.Gözü


   Krizolit


  Kan taşı


 Lüle taşı


    Akik2


Akumarin


  Ametist


Benitonit


   Yakut2


 Zümrüt2


  Kuvars2


   Elmas-2

  Dumanlı
   Kuvars


  Baltaşı


İskender taşı


    Florit


Labradonit


İskender-2


    Jadeit


 Kalsedon


  Kantaşı


Kaplan Gözü


Kaplan Gözü


  Kehribar


Kımızı zümrüt


Lapis Lazuli


  Malakit


Mavi Akik


Mavi Kuvars




Oltu taşı


Beyaz Opal


  M. Opal


   Painite


Pmb. Yıldız Elmas


     Pirit


     Safir


  Tanzanit
























































   Zirkon


  B.Elmas


Blue Granat


    Yakut


    Elmas


   Zümrüt


    Jadeit


  K. Elmas


   Amber



 
   L.Elması


    M.Safir


   Mercan


     Yıldız




Serendibit


    Yakut


























Dünyanın En Değerli Taşları:


   Aleksandirit


     Asya Yıldızı


En büyük Zümrüt


      Ametist


       Elmas


      İnci taşı


      Peridot


     Yakut


    Mavi Opal


        Safir


Kehribar Tespih


Karınca Fosilli Kehribar


Kehribar 200.000 TL


Pırlanta Tespih


22 Ayar Altın Tespih


















ODEK Haber

Türkiye’nin “beka sorunu” var mı?

Beka; “hayatta kalabilme” , “yok olmama” veya “varlığını sürdürebilme” gibi anlamlar taşıyor sanırım. Bir kaç yıldır Türkiye’de en çok konuşulan konu bu. Çok az sayıda aydın dışında hemen hemen herkes “Türkiye’nin bekası risk altında” söyleminde hemf

                  Türkiye’nin “beka sorunu” var mı?

Adelina Sfishta/14 Kasım 2017

1987 yılında Kosova-Podujeva'da doğdu. Kosova savaşını militan bir kız çocuğu olarak yaşadı. Üniversitede radyo televizyon eğitimi aldı. 2009 yılında Balkan TV'de çalışmaya başladı. 9 yıldır TV haber ve programcılığı yapmaktadır. Araştırmaları Balkan ülkeleri ve Türkiye eksenlidir.
Beka; “hayatta kalabilme” , “yok olmama” veya “varlığını sürdürebilme” gibi anlamlar taşıyor sanırım. Bir kaç yıldır Türkiye’de en çok konuşulan konu bu. Çok az sayıda aydın dışında hemen hemen herkes “Türkiye’nin bekası risk altında” söyleminde hemfikir.
Farklı fikirler söylemek için Türkiye’nin fikir ortamı müsait değil, bu nedenle sağlıklı bir tartışma yapabilmek ve anlamlı neticelere ulaşabilmek kolay gözükmüyor.
     Ben Türkiye’ye baktığımda “Türkiye’nin bekası risk altında” söylemi ile uzlaşamıyorum. Darılmayın ama biraz “kendine güveni yitirmek” gibi gözüküyor bana.
         Düşünsenize;
1-Türkiye tam 66 yıldır NATO üyesi ve NATO’nun güney kanadında sağlam bir kale gibi, SOVYET tehdidine karşı yıllarca ittifakın güven duyulan üyesi olmuş. Türkiye, 620 bin aktif asker sayısıyla NATO orduları içinde ikinci sırada. NATO’yu daha etkin kullanamayan Türkiye’nin kendisi. Uzun yıllar NATO kadrolarına yeterli eleman vermeyen yine Türkiye. NATO politikalarının belirlenmesinde ve NATO gücünün kullanılmasında uzun yıllar edilgen olan yine Türkiye. Bununla birlikte küresel ölçekte en büyük ve en etkili silahlı güce sahip olan NATO. Ve Türkiye NATO’nun vazgeçilemeyecek bir üyesi. NATO ayrıca ittifak ülkelerinin hemfikir olduğu konularda politik roller de üstlenebilmekte. Unutmayınız, Türkiye kendi gücünün erişmediği Bosna gibi, Kosova gibi bölgelerde NATO’yu göreve sokmayı başardı ve buralarda meydana gelebilecek daha büyük katliamları NATO ile önleyebildi. Suriye hadiselerine bağlı olarak, kendisinin yetersiz olan füze savunma sistemlerini NATO’dan talep etti ve NATO’nun PATRİOT füze savunma sistemleri tahsisleri ile Türkiye’nin savunması sağlandı. NATO her zaman Türkiye’nin güvenlik artırıcı unsuru olmuştur. “NATO sadece askeri organizasyon unsuru değil, demokrasinin savunucusu bir askeri organizasyon”dur.
2-İkinci önemli husus şudur: Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri başlangıçtaki hızı ile devam etmese bile, her türlü olumsuzluğun yaşandığı son yıllara rağmen, Türkiye’yi bırakmayan bir AB var. 1999 yılında tam üyeliğe adaylığı onaylanmış olan Türkiye, 2004 yılında AB, Türkiye’nin siyasi kriterleri yeterli ölçüde karşıladığına karar vermiş ve 2005 yılından itibaren teknik uyum çalışmaları başlatılmıştır. Kısa vadede AB’nin Türkiye’yi hazmedebilmesi kapasitesine gelemeyebileceği bilinse bile, özellikle ekonomik açıdan Türkiye’nin çok önemli kazanımlar elde etmesi, ilk yıllardaki neticeleri ile de görülmüştür. Türkiye’nin ihracatının %50’si AB ülkelerine, Türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı yatırımlarının %64’ü ise AB ülkelerinden. 2005’ten önce 2-3 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım çeken Türkiye, bu yılda AB ile müzakerelerin başlaması ile, Türkiye’ye yapılan doğrudan yatırımlar 15-18 milyar dolar seviyesine çıkmıştır. Birlik ülkeleri ile Türkiye arasında ticaret hacmi 2015 yılında 142,6 milyar dolar oldu. Türkiye AB’nin 5inci büyük ticari partneridir. Ayrıca AB kaliteli iş gücünü de Türkiye’de bulabilmektedir.
3-Üçüncü önemli konu terördür. Osmanlı’nın son yılları dahil, Türkiye uzun yıllar bölücü terör ile mücadele etmiş ve başarılı olmuştur. Özellikle Kürtler arasında gelişen bölücü akımlar kitlevi bir ayrılık eğilimini oluşturamamıştır. Bölücü unsurlarla yapılan mücadelede büyük hatalar yapılmasına rağmen, Kürt toplumu Irak ve Suriye’de olduğu gibi ayrılma eğilimi göstermemiştir. Bölücülükle daha doğru mücadele yöntemleri uygulandığında, “soft power” unsurlar kullanıldığında ve bu konu siyasi fayda elde etme uğruna feda edilmediğinde, bölünmeyle ilgili riskler daha da minimize edilecektir. Meydana gelen riskler, bizzat Türkiye’nin mevcut dengeleri bozan ve ikide bir yön ve partner değiştiren garip ve anlamsız davranışlarından ortaya çıkmıştır.
4-Dördüncü önemli konu ise dış politikadır. Türkiye; Mısır’da ve Suriye’de iktidar değiştirilmesi gibi, gücü ile orantılı olmayan ve zamansız olan eylemlere yeltenmedikçe, Azerbaycan’da ve Özbekistan’da hükümet devirme gibi anlamsız işler peşinde sınırlı gücünü boş hayaller için harcama yoluna gitmedikçe, yani dış politikasını mevcut gücü ile orantılı olarak belirledikçe, “soft power” değerlerini devreye soktukça, dış politik rekabetten kaynaklanan riskleri de minimize edebilecektir. Türkiye ayrıca uluslararası ilişkilerini maksimize edebilse, yaygın ilişkiler geliştirebilse, daha az rekabet ve daha az direnç alanları oluşacak ve kendi ilerlemesini hızlandırabilecektir. Bu alanda meydana gelen risklerin Türkiye’nin yanlış politikalarından kaynaklandığı da artık sağır sultanın dahi malumudur.
5-Beşinci husus Türkiye’nin sosyolojik genişleme kapasitesidir. Sosyolojik değişimler uzun yıllara ihtiyaç gösterir. 300 milyona yakın Türkçe konuşan ve etnik bakımdan da Türk olan topluluklarla kültürel ve sosyal ilişkiler geliştirilmesi, Türkiye dışındaki Kürt toplulukları ile aynı şekilde köprüler kurulması, Arap toplumları ile ilişkilerin geliştirilmesi, Türkiye’nin sahip olduğu “soft power” unsurları ile son derece kolay olabilecektir. “Soft power” unsurlar bu alanlarda uzun vadede Türkiye’ye “dost sosyal hinterland” sağlayacaktır. Bu hinterland Türkiye’nin gücünü maksimize ettiğinde, ancak o zaman önemli bir güç haline dönüşebilecektir. Türkiye bu sosyolojik dönüşümü sağlayabilecek güce ve enstrümanlara sahiptir. Bu durumda bu alanlardan tehdit de gelmeyecektir.
6-Altıncı konu ise Türklerin medeniyet kurma biçimidir. Türk medeniyeti insani kodlarla oluşmuştur. Bu insani kodlar, son yıllardaki ayrıştırıcı politikalara rağmen hala sürmektedir. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti diğer milletlerle ilişkilerinde bu insani yaklaşımı sergilemiş ve başarılı olmuştur. Bu insani kodlar diğer milletlerin meydana getirdiği medeniyetlerde yoktur. Türkiye’deki insani yardım kuruluşlarının emsali dünyada bulunmamaktadır. Bu Türk milletinin yarattığı medeniyetin insani değerlerle bezeli olması ile alakalıdır. İşte bu yaklaşım Türkiye’ye sınırsız dostluklar sağlayacak değerdedir. Türk milletinin bu özelliği, düşmanlıkların azaltılmasında önemli bir faktördür. Ancak bu gücün ötekileştirmeyecek bir anlayış içinde uygulanması önemlidir.
- Reklam -
     Yukarıdaki alanlar Türkiye’yi “beka güvenliği” çıpasına bağlayan unsurlar. Bu konuları ciddi tefekkür etmeliyiz.
Yukarıda belirttiğim meselelerde Türkiye’nin ciddi problemleri var elbette, ancak problemlerin nasıl oluştuğuna bakmak gerekmez mi? Eğer problemlerin nasıl oluştuğuna bakmaz isek, içinde bulunduğumuz ana kilitlenir ve o anın problemlerini çözmeye yoğunlaşırsak sadece, bu çabalarımızın ortaya çıkaracağı yeni problemleri de beklemeliyiz. Meseleye böyle bakarsak içinden çıkılmaz kaotik bir uçurumun içinde bir o yana bir bu yana kafamızı vurur dururuz. Büyük oyun kurucuların olduğunu unutmamalıyız.
      Türkiye’nin stratejik pozisyonunun ve bu pozisyona bağlı stratejik tercihlerinin belirlenmesi, Türkiye’nin “beka” konusunu analize başlayabileceği “başlangıç noktası”  olabilir. Türkiye’nin stratejik pozisyonu nedir? Son yıllar öncesi Türkiye’nin konumu aslında net idi. ABD ve AB ile birlikte, demokratik değerlere bağlı, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygılı, parlamenter rejimle idare olunan ülkelerle birlikte bir blokta olmak, Türk Dünyası ve İslam Dünyası ile mümkün olabilecek ilişkileri geliştirmek. 60 yıldır bu böyle idi. Her türlü politik iktidar, bu konuda aynı tercihi yaptı. AK Parti dahil.
AK Partinin kuruluş aşamasında; batı klubünde, batı ile birlikte ve batı kriterleri çerçevesinde bir senaryoya “evet” demesi de aslında onun da Türk dış politik sürprize kapalı olduğunu gösteriyor.
       Beğensek de beğenmesek de, Türk ordusunun bütün harp silah araçları Amerikan yardımı ile temin edilmiş, kendi ordusuna ilaveten NATO askeri desteğini kendi ülke savunmasına katmış, NATO sayesinde Bosna-Afganistan- Azerbaycan- Muhtelif Balkan ülkelerinde etkin olabilmişti.
Türk ordusunun NATO’dan uzaklaşması bütün eksikleri açığa çıkarır. Türkiye’nin maddi imkanları bu eksikleri tamamlayabilecek durumda değil. Eksikliklerin bütünlemesi için, 150-200 milyar dolar gerekir. Bu maliyet bugünkü ekonomik güç ile karşılanamaz. Yıllık 30-40 milyar dolar “idame maliyeti”nden hiç bahsetmedim. Savaş belki de en maliyetli devlet işi. Bunu Türkiye’nin karşılayabilmesi ve NATO olmadan bu günkü imkanları ile tam güvenlik sağlayabilmesi hemen hemen mümkün değildir. İşte NATO üyesi olmayan bir Türkiye’nin Ordusu, eksikleri nedeniyle tam bir “beka riski” ile karşı karşıya kalır. Bu bir “beka sorunu”dur. Hem de çok ciddi bir sorundur.
     Bugünkü manzaraya baktığımızda, Türkiye’nin pozisyonunu netleştiremediği görülüyor. Tereddüt çok baskın hissiyat. Türkiye iki arada bir derede, karar da verebilmiş değil. Rusya ile mi olmalı, Avrasyacı mı olmalı, Çin ile mi ittifak yapmalı. Yoksa eski birlikteliklere, ABD ve AB, geri mi dönmeli? Merkezi parti sayılacak AK Parti bu konuda “merkezden uzaklaşma” belirtileri gösteriyor. AK Parti tek bir kriteri “müslüman kimliği” bütün tanımlamalarının-tercihlerinin temeli haline getiriyor. Yola çıkarken batı ile tahayyüller ötesi bir beraberliği “müslümanlar için faydalı” addeden ve bu nedenle büyük risk alan AK Parti, yolun daha başında “yanlış tercih yaptığını” veya “çok tehlikeli bir oyuna girdiğini” mi düşünmeye başladı? Bu tam belli değil. Aslında AK Parti’nin tam olarak ne yapmak istediği de anlaşılmıyor, olanlara baktığımızda.
       Stratejik tercih “bekayı” riske sokar hale gelmiş, adeta AK Partinin başlangıçta yaptığı tercih ve tespitler, “hayati tehditler” haline dönüşmüştür.
Bir ülkenin belki de en önemli beka parametresi, tercih edeceği stratejik birlikteliktir. Rusya ve Çin ile yeni bir birliktelik macerasına girmek, Türkiye’ye stratejik güvenlik sağlayabilir mi? Yeni stratejik tercih, Türkiye’nin şimdiye kadar kurguladığı kurumsal yapılanmalarına, bilimsel gelişimine, sanayileşmesine, silahlı gücüne, yeni partnerleri ile hedef uyumuna, ne kadar makul cevap verebilecek, tam kestirilememektedir. Türkiye NATO’ya ve AB’ye üye olarak mı yoluna devam etmeli, yoksa NATO ve AB’den ayrılarak AVRASYA Blokuna mı dahil olmalı?  Nasıl “bekasını sağlayabilir”? Maceraya mı atılmalı, güvenli yolda, daha aktif, yoluna devam mı etmeli?
Türkiye iki önemli “çıpa” ile, NATO ve AB ile, güvenli bir limanda aslında. Çalkantılar içinde çırpınan Balkan ülkeleri bu iki güvenli limana dahil olabilmek ve istikrarı temin edebilmek adına çırpınıyorlar. Bir şekilde bu amaca ulaşabilen Balkan ülkeleri gayretlerini kalkınma yolunda yoğunlaştırıyor.
     Terör konusunda Türkiye son derece tecrübeli ve eğer kendisi yanlış yollara girmezse Türkiye’nin bölünmesi mümkün değil. Türkiye dışındaki Kürtlerin Türkiye’yi “cazibe merkezi” görememeleri bu konuda uygulanan politikaların ne kadar yanlış olduğuna da işaret eder. Güvenlik karmaşa-tereddüt kaldırmaz. Gündelik politikalarla-kaygılarla da güvenlik politikaları belirlenemez.
      Türkiye müthiş bir soft power’a sahip ve bu gücün dostları çoğaltma, düşmanları azaltma kapasitesi tahayyül edilemeyecek kadar çok. Bu gücün ne kadar etkili olduğunu gördük.
Türkiye’nin tek bir istikamete değil, çoklu istikametlere yayılma kapasitesi var. Bu sosyo-kültürel yayılma uzun yılları alabilir, ancak kalıcı güç temerküzü için tek çare ve bu Türkiye’nin yapabileceği en kolay ve en güzel bir yol.
Peki eksik ne, Türkiye uzun bir süredir derin bir kaos sarmalının içine nasıl ve neden düştü? Ve neden çıkamıyor? İşte işin sırrı da burada ve bu nedeni bulabilmekte!
      Balkanlardan baktığımda benim görebildiklerim böyle.
Türkiye’nin “beka problemi” yok. Ama Türkiye’nin dengeleri ciddi şekilde bozulmuş. Bütün bunlar neden oldu, neyi yanlış yaptık ve Türkiye’nin dengelerini nasıl alt üst ettik, bunu tespit etmek gerekir öncelikle.
      Beka meselesini doğru anlayabilmek için sadece bu günlere bakmak yeterli olmaz, hani psikologların bir tekniği var, “şimdi çoçukluğunuza gidelim” diyorlar ya, işte Türkiye’ye de böyle bakmak lazım. Bütün bu riskler ve tehditler nasıl meydana geldi?
Türkiye kurumları oturmuş güçlü bir ülke, çok çabuk toparlanır. Dengeleri bozan unsur veya unsurlar tespit edilip, Türkiye’yi etkileme alanının dışına çıkarılırsa, belki de denge kendiliğinden oluşur.  Ve Türkiye güçlü bir şekilde yoluna devam eder.
   Bir söz; “Ne yazık ki Erdoğan kendi kişisel beka sorununu bütün Türkiye’nin beka sorunu olarak yansıtmaya çalışıyor.” Levent Gültekin.

Derleyen;Jeof. Müh. Orhan BOYRAZ
395 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.339638.4932
Euro43.500443.6748
Hava Durumu
Saat
Site Haritası
GÜZEL SÖZLER












Rozetler & Taşlar
   
 ADD PUL/ARMA:







OĞUZ KAĞAN MÜHRÜ:







 Değerli Taş Rozetler;


           
           M.Turkuaz

            
               Zümrüt

             
               S. Sitrin

             
                Y. Florit

              
               Akumarin

             
              Amazonit

             
              Ateş Opal

              
               Aventurin

              
                  Ay Taşı

              
               Benitoyit

              
               D. Kuvars

              
                 P.Florit

              
                 Galenit

              
                Hematit

             
                Jasper

              
                  Kalsit

              
             Labradonit

              
              Lal Garnet
         (Güç &Enerji)

             
           Lapis Lazuli

            
          Rutil Kuvars

             
                 Sedef
   (Bereket, Enerji)

            
               Selenit

            
              Selestit

            
            Septeryan
(Ejderha Yumurtası)

             
                K.Sitrin

             
                 Sodalit

              
                Turmalin

              
              Yeşim taşı

              
               Yıldız Taşı

              
                Zümrüt


    

    

    



    



















































































































Ademin Yıldızı


Afrika yıldızı


Asya Yıldızı


      Altın


Anti Madde


Bahai Zümrütü


    Beril


Cahiyo Yakutu


Dağların Işığı


En Pahalı Elmas


Grantdiyorit


Grisononun Ruhu


Guinness Zümrütü


Hindistan Yıldızı


Işık DAĞI


    Jadeite


Kalifornuyum


Kırmızı Elmas


Letseng Elması


  Maria Safiri


Mavi Garnet


Moğol Zümrütü


Musgravite

Orlov Elması


Painite Borat


    Platin


Plütonyum


Serendibite


Siyah Opal


  Taaffeite


Tiffany Elması


Umut Elması


Yeşim taşı